Uzmanından bina yapımına "mesleki yeterlilik sigortası ile yetkin mühendislik şartı" önerisi
- GTÜ İnşaat Mühendisliği Bölümü Başkanı Prof. Dr. Bülent Akbaş: - "Yetkin mühendisliği ülkemize getirmemiz lazım. Yani 4 senelik üniversite bitirmiş insanlarımıza hiçbir şekilde imza yetkisi vermememiz lazım. Bunlar belirli sınavlardan geçip tecrübe kazandıktan sonra imza yetkisi kazanmalılar" - "Gerek mühendis gerek proje kontrolü yapan firmalar gerekse müteahhitlik hizmeti veren firmalar, mutlaka ve mutlaka mesleki yeterlilik sigortasını yaptırmak zorundalar. Sigorta işini devreye soktuğunuz anda bir sürü hata kendiliğinden kesilecektir"
Akbaş, GTÜ İnşaat Mühendisliği Yapı İzleme Laboratuvarı'nda gazetecilere, Türkiye'nin büyük bir deprem yaşadığını söyledi.
"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerle ilgili ilk verileri analiz ettiklerini aktaran Akbaş, şöyle devam etti:
"Özellikle Hatay ve Kahramanmaraş bölgesindeki yapıların çoğunun, bizim yönetmeliklerde yaklaşık 2 bin 500 senede bir olabilecek tekrarlanma periyodu olan, istatistiki olarak da 50 senede aşılma olasılığı yüzde 2 olan depremlere maruz kaldığını görüyoruz. Bu önemli bir depremdir. Sadece hastanelerimizi, önemli yapılarımızı, kamu yapılarımızı, içinde tehlikeli madde ihtiva eden binalarımızı bu tür deprem seviyelerine göre tasarlıyoruz. Standart binalarımızı ise biraz daha düşük seviyede, yaklaşık 500 senede bir tekrarlanabilen 50 senede istatistiki olarak aşılma olasılığı yüzde 10 olan depremlere göre tasarlıyoruz."
Akbaş, özellikle 2000 öncesi yapılan ve tehlikeli olarak görülen binaların mühendislik hizmeti almadığına işaret ederek, "Bunların ne doğru dürüst projesi var. Belediyelerde olan projeler yerinde uygulanmamış. Yapım aşamasında projeler değiştirilmiş. İçindeki donatıları eksik. Beton kalitesi yetersiz. Bunlar bizim tabirimizle sadece kendi kendini taşıyan binalar. Dolayısıyla küçücük bir sarsıntı geldiği zaman dayanımlarını kaybederek göçüyorlar." diye konuştu.
Olası İstanbul depremine karşı önlem alınması gerektiğini vurgulayan Akbaş, "Bu acil konudur. İstanbul'da bir sürü çalışmalar yapıldı. Okullarımız, köprülerimiz güçlendirildi fakat bu binalarla ilgili tehlike durmaktadır. Kısa vadede acil şekilde İstanbul'da can kaybına yol açacak depremde göçmesini beklediğimiz binalarla ilgili çalışma yapmak zorundayız." ifadelerini kullandı.
Akbaş, çözüm önerilerine değinerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Burada 2 aşamalı bir çözüm mümkün ve bütün bu yanlışlıkları ivedi şekilde çözecektir. Bunlardan biri; diğer bütün medeni ve ileri ülkelerde uygulandığı gibi yetkin mühendisliği ülkemize getirmemiz lazım. Yani 4 senelik üniversite bitirmiş insanlarımıza hiçbir şekilde imza yetkisi vermememiz lazım. Bunlar belirli sınavlardan geçip tecrübe kazandıktan sonra imza yetkisi kazanmalılar. İkincisi de gerek mühendis gerek proje kontrolü yapan firmalar gerekse müteahhitlik hizmeti veren firmalar, mutlaka ve mutlaka mesleki yeterlilik sigortasını yaptırmak zorundalar. Sigorta işini devreye soktuğunuz anda bir sürü hata kendiliğinden kesilecektir.
Hatay'da gördük; aynı müteahhit bir sürü bina yapmış ve hepsi yıkıldı. Böyle bir insanın mesleki yeterlilik sigortasını soracak olsak bu kişinin bundan sonra hiçbir şekilde herhangi bir inşaat yapması mümkün olmaz, değil mi çünkü hiçbir firma bu kişiyi sigortalamaz. Bir anda bu kişiler kendiliğinden inşaat sektöründen çekilmek zorunda kalır. Aynı şey mühendisler için de geçerli. Mutlaka mesleki sigortayı bunun adına ne derseniz deyin sorumluluk sigortası deyin, uygulama noksanlığı sigortası deyin getirmemiz lazım. Bir de yetkin mühendisliği devreye sokmamız lazım."
- "Depreme dayanıklı binaların nasıl inşa edilmesi gerektiği konusunda deneyler yapıyoruz"
Kagawa Üniversitesinden Prof. Dr. Yoshiyuki Kaneda da Japonya'da 1995 ve 2011'de meydana gelen depremlerden büyük ders çıkardıklarını söyledi.
Japon hükümetinin depremlerin ardından sarsma tablası inşa ettiğini aktaran Kaneda, "Depreme dayanıklı binaların nasıl inşa edilmesi gerektiği konusunda deneyler yapıyoruz. Japonya'da deprem uyarı sistemi var. Bu sistem sayesinde depremden 10-20 saniye önce uyarı mesajı alıyoruz. Bu, bulunduğumuz yerden tahliye veya önlem almak için süre sağlıyor." diye konuştu.
Daha önce Kahramanmaraş merkezli depremler gibi 2 büyük depremin aynı günde yaşandığına tanık olmadığına işaret eden Kaneda, "Japonya'da buna benzer bir deprem 2016 yılında Kumamoto'da oldu fakat Kahramanmaraş depremleri kadar büyük değildi, daha önce böylesini hiç görmemiştim." ifadesini kullandı.
GTÜ Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar ise gelecekte bu tür afetlerde zararın daha az olması için Marmara Afetlerle Baş Edebilir Yapılar İçin Uygulama ve Araştırma Merkezi (MARTEST) Projesini hayata geçirdiklerini kaydetti.
FACEBOOK YORUMLAR