Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Tarhan: "Seçilmiş yalnızlık CEO'ların ve liderlerin hastalığıdır"
- "İnsan sosyal bir varlık ama itilmiş yalnızlık ve seçilmiş yalnızlık ayrı kavramlar. Bilgili kişiler yalnızlığı seçer. Seçilmiş yalnızlık CEO'ların, liderlerin hastalığıdır. Yalnızlıkla aslında ilk iç keşif yolculuğuna çıkarlar"
Üsküdar Üniversitesi'nden yapılan açıklamada, yalnızlığa ve seçilmiş yalnızlık ile itilmiş yalnızlık arasındaki farklara dair değerlendirmeleri yer alan Tarhan, çaresi bulunması gereken bir sorun olarak görülen yalnızlığın çaresinin bulunduğunu, insanın biyolojik ve psikolojik doğası ile yalnızlık arasında iyi ilişki kurması gerektiğini bildirdi.
İnsanın biyolojik doğası gereği ilişkisel doğduğunu aktaran Tarhan, "İnsanlar beyin ve kişilik gelişimi yapısı olarak ilişkisel varlıklardır. Çocuk doğduktan 1 sene sonra ayakta durabiliyor, 15 sene sonra kâr-zarar analizi yapabiliyor. Yani insan doğuştan psikolojik olarak prematüre doğuyor. Bir nevi erken doğum oluyor. İnsanın yaradılış tasarımı böyle. Bu demektir ki insan sosyal olarak gelişiyor." açıklamasında bulundu.
Tarhan, insanın başkalarına muhtaç olarak doğduğunu kaydederek, kişinin dil gelişimi, sosyal, duygusal ve duyusal becerisinin çevreden nasıl gördüyse öyle geliştiğini, insanoğlunun sosyalliği sonradan öğrendiğini anlattı.
İnsanların, insan olma kapasitesi ve eğilimi ile doğduğunu ancak insanların arasında olması halinde insanlığı öğrenebildiğini belirten Tarhan, beynin sosyal temasla ve ilişkilerle geliştiğini bildirdi.
- "Bilgili kişiler yalnızlığı seçiyor"
Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yalnız bırakılan insanın gelişemediğine ve zihinsel olarak köreldiğine dikkati çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İnsan sosyal bir varlık ama itilmiş yalnızlık ve seçilmiş yalnızlık ayrı kavramlar. Bilgili kişiler yalnızlığı seçer. Seçilmiş yalnızlık CEO'ların, liderlerin hastalığıdır. Yalnızlıkla aslında ilk iç keşif yolculuğuna çıkarlar. İnsanın üç tane becerisi var. Biri stresle baş etme yöntemi, ikincisi insanlarla iletişim kurması ve üçüncüsü düşünce alışkanlıkları. Kişi bu üç beceriyi öğrendiği zaman kendi kendine öğretebilir oluyor. Yani yalnızlıkla mutluluk ikisi bir arada olabiliyor ama bu seçilmiş olursa oluyor."
Tarhan, bilgili kişilerin yalnızlığı seçmelerine ilişkin, "Onlar yalnızlıktan rahatsız olmazlar, yalnızlıkla aslında ilk iç keşif yolculuğuna çıkarlar. Kendilerini, arzularını, dürtülerini eğitirler. İnsan bilgelik yolunda ilerlerken, kendisiyle yalnız kalarak içindeki vahşi ve ilkel duyguları eğitebilmesi çok önemlidir. Bu seçilmiş yalnızlıktır." açıklamasında bulundu.
- "Meditasyon yaparak yalnızlığını iç huzuruyla birleştiren kişiler kendileriyle barışıktır"
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Prof. Dr. Tarhan, sufi meditasyon ve budist meditasyonlarla yapılmış çalışmalardan örnekler vererek, şu ifadeleri kullandı:
"Kişi meditasyona girdiğinde beyinde elektrotlar, beyin sinyalleri kaydediliyor. Duyguyu yakaladıkları zaman beyin mutluluk hormonu salgılıyor. İlgili alanlar harekete geçiriliyor. Bütün istekleri karşılanmış, bütün ihtiyaçları giderilmiş, evrenle kendini bütünleşmiş gibi hissettiği zaman müthiş bir rahatlık, uçma duygusu oluyor. Aslında kişi yalnızlığı gidermek için kişilik sınırlarını kaybediyor ve evrenle bütünleşiyor. Mesela ibadet ederken, namaz kılarken eğer duygular tam dahil olursa meditatif bir namaz oluyor. Meditasyon yaparak yalnızlığını iç huzuruyla birleştiren kişiler, güçlü, kendileriyle barışık ve hedeflerinden vazgeçmeyen kişilerdir."
Tarhan, yalnızlığın, insanın bazı şeyleri görmesini de sağladığını kaydederek, bu sayede kişilerin kendi hatalarını fark edebildiğini anlattı.
Mutsuz eden yalnızlıkların çok arttığına değinen Tarhan, "Sanal bağların kurulmasıyla gerçek bağlar kurmuyor insan. Sanal bağlar da gerçeğe göre daha zayıf bağlardır. Sanal ilişkiler de zayıf olduğu için sağlıklı ilişkiler değil. İnsanı bir nevi bir bağımlı hale getiriyor. Duygusal destek almak, bazı gerçeklerle yüzleşmemek için ya da stres azaltma tekniği olarak sanal ilişki kurulabiliyor." açıklamasında bulundu.
Yalnızlığın bencilliği de beslediğini aktaran Tarhan, kimseye hesap vermeme duygusunun buna yol açtığını anlattı.
- "Utangaçlık yalnızlığa iter"
Prof. Dr. Tarhan, utangaç kişilerin de yalnız kalabildiğini belirterek, "Hata yapmaktan korkarlar, sosyal kaygıları vardır. Herkese mahcup olmaktan korkarlar ki bizim kültürümüzde mahcupluk, utangaçlık teşvik edildiği için yaygındır. Utangaçlık da yalnızlığa iter." ifadelerini kullandı.
Özellikle kadınların kendilerini çok yalnız ve sevilmiyor hissedebildiğini ve bunun da mutsuzluğa yol açabildiğini kaydeden Tarhan, "Kadın beyni stres altında yalnızlığı gidererek rahatlar. Evde gerginlik varsa, sohbet ve paylaşım yoksa kadınlar kendilerini kötü hissediyorlar." değerlendirmesinde bulundu.
FACEBOOK YORUMLAR