Türkiye Ekonomisinde Madenciliğin Rolü Konferansı Ankara'da düzenlendi
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, gelişmiş ülkelerin bugünkü teknoloji ve refah düzeyine ulaşmalarında madencilik...
Tancan, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) tarafından 4 Aralık Dünya Madenciler Günü kapsamında düzenlenen Türkiye Ekonomisinde Madenciliğin Rolü Konferansı'nın açılışında konuştu.
Madenciliğin, sanayileşmenin temel girdilerini üreten bir sektör olduğunu vurgulayan Tancan, madencilik faaliyetleri olmadan insan yaşamının sürdürülebilmesinin mümkün olmadığını söyledi.
Tancan, madenciliğin bütün sanayi dallarına doğrudan veya dolaylı olarak girdi sağlayan birincil sanayi faaliyeti olduğuna işaret ederek, "İnsan ve toplum hayatında vazgeçilmez bir yer tutan madencilik, gelişmiş ülkelerin bugünkü teknoloji ve refah düzeyine ulaşmalarında çok önemli bir rol oynamıştır. Madencilik sektörü, ekonomik kalkınmada lokomotif sektör olmaya devam edecek." diye konuştu.
Madencilik sektörünün gayri safi yurt içi hasılaya katkısının 2002'de 2,9 milyar lira iken 2022'de yaklaşık yetmiş kat artarak 204,7 milyar liraya yükseldiğini aktaran Tancan, şunları kaydetti:
"Öncelik ülkenin sanayi ihtiyaçlarını mümkün olduğu miktarda yerli kaynaklardan karşılanması. Sahip olduğumuz kaynakları ekonomiye kazandırmak için sektörümüzle yakın temas içerisinde olmaya devam edeceğiz. Bakanlık olarak madencilerimizin güvenli bir ortamda yatırımlarını yapmaları için her türlü imkanı ve kolaylığı sağlamakta kararlıyız."
- "Madencilikte tek bir otoriteye ihtiyacımız var"
TMD Başkanı Ali Emiroğlu da Türkiye'nin sadece altın madeninde 6 bin ton potansiyele sahip olduğuna dikkati çekerek, "Bunun şu an sadece 1500 tonu rezerve çevrilmiş durumda. Diğerlerinin de aranıp bulunup işletmeye alınması gerekiyor. Sadece altının bugünkü değeri 300 milyar dolar seviyesinde. Bunu arayıp bulacak, işletecek ve ülke ekonomisine kazandıracak potansiyele ve insan kaynağına sahibiz." dedi.
Emiroğlu, küresel enflasyon sorununun ekonomilerde durgunluk ve resesyona sebep olduğunu, bu durumun da küresel madencilik sektörünü baskılamaya devam ettiğini anlattı.
Bu dönemde Türkiye'deki olası risklerin azaltılabileceğine işaret eden Emiroğlu, şöyle devam etti:
"Yatırım güvencesi olmadan, ruhsat güvencesi olmadan maden sektöründe ne finans bulabiliriz ne de yatırımcı bulabiliriz. Madencilikte yatırım ortamının iyileştirilmesi ve yatırım güvencesinin mutlaka sağlanması gerekiyor. 2008'de 45 binin üzerinde olan arama ve işletme ruhsat sayısı, şu an 15 binlere gerilemiş durumda. Bu durum, aramalara ayrılan bedelin düştüğü anlamına geliyor. Madencilikte tek bir otoriteye ihtiyacımız var."
Emiroğlu, Türkiye'nin cari açığının yaklaşık 100 milyar dolarının enerji ham maddelerinden, maden ve metal ithalatından kaynaklandığını belirterek, bunu tersine çevirmenin, sektörün ve işletmelerin önünü açarak mümkün olduğunu sözlerine ekledi.
FACEBOOK YORUMLAR