Sıfır kilometre araçları "vaat sözleşmesiyle" satan stokçulara karşı "dikkatli olun" uyarısı
- Otomotiv bayilerinden aldıkları sıfır kilometre araçları fahiş fiyatla satan stokçuların, alıcılarla yaptıkları sözleşmeyle yasal süreç dolduktan sonra aracı devredecekleri taahhüdünde bulunarak ikinci el otomobil satışlarında uygulanan "6 ay ve 6 bin kilometre" kısıtlamasını ihlal ettiklerine dikkat çekildi - Avukat Cem Acer: - "Kanuna karşı hile yapanların hukuki menfaatleri korunmaz, alıcıyla satıcı böyle bir sözleşme imzaladılarsa ve bu yargıya intikal ettiyse tarafların 'Ben bunu bilmiyordum' demeleri dinlenmeyecektir. Satıcı parasına, alıcı da aracına kavuşamayabilir"
Sıfır araçların, ticari faaliyet yapan kişiler tarafından satın alınarak sıfır kilometre olarak satılmasının önüne geçebilmek için 15 Eylül 2022'de hayata geçirilen ve "6 ay ve 6 bin kilometre" koşulu getiren düzenleme, Ticaret Bakanlığı tarafından 1 Ocak 2024'e kadar uzatıldı.
Avukat Cem Acer, AA muhabirine, bu düzenlemeye rağmen stokçuların farklı yöntemler kullanarak araç satışı yaptıklarını söyledi.
Acer, yoğun talep sonucu araç bayilerinde şu anda sıfır kilometre araç bulunamadığını belirterek, bu nedenle vatandaşların sıra beklemek yerine yeni alınan ikinci el araçlara yönelebildiklerine işaret etti.
Araç liste fiyatlarında yapılan güncellemeler nedeniyle alıcının farklı yollara başvurabildiğine dikkat çeken Acer, "Satıcı ise parasını çok daha erkenden almak istiyor ve ona göre bir ticari yol çiziyor." ifadesini kullandı.
Acer, yeni bir stokçuluk yöntemi olan araç satış vaadi sözleşmesiyle araç satışı sürecine ilişkin şu açıklamalarda bulundu:
"Satıcı, 'Kısıtlama olduğu için ben sana bu otomobili 6-6,5 ay sonra devredeceğimi vadediyorum' diyor ve ödemesini alıyor. Bazen de 'Bu aracı kiralayalım, akabinde de yasal süreç dolduktan sonra sana aracın devrini noterde verelim' diyerek anlaşma yapıyor."
- "Kanuna karşı hile yapanların hukuki menfaatleri korunmaz"
"6 ay ve 6 bin kilometre" kısıtlamasının ihlal edildiği söz konusu metotla araç alım ve satımını yapanların mağduriyet yaşayabileceklerine dikkat çeken Acer, şöyle devam etti:
"Hukukta kanuna karşı hile diye bir tabir vardır. Bu tanıma göre taraflar yasal olmayan bir hakkı elde edebilmek için yasal olan bir başka müesseseyi kullanabilirler. Bu durumda bu amaç ve menfaat için harcadıkları emek, mesai, para, her ne ise hukuk düzeni tarafından korunmayacaktır. Çünkü aslında bir başka hukuki düzenlemeyi bertaraf etmek için başka bir hukuki düzenlemeyi kullanmaktadırlar. Kanuna karşı hile yapanların hukuki menfaatleri korunmaz. Şu çok açık, eğer alıcıyla satıcı böyle bir sözleşme imzaladılarsa ve bu bir şekilde yargıya ya da denetime intikal ettiyse, burada tarafların idari denetime 'Ben bunu bilmiyordum', 'Ben bundan mağdurum' demeleri dinlenmeyecektir. Örneğin satıcı parasına, alıcı da aracına kavuşamayabilir. Adı üstünde bu bir vaat sözleşmesidir. Vaadin yerine getirilmemesi dolayısıyla taraflardan biri mağduriyet yaşayabilir ve bu onlara olumsuz yönde etki edebilir."
- "Hilenin tespiti satıcı yönünden ciddi mağduriyetler doğuracaktır"
Bu durumun risklerine değinen Acer, şunları kaydetti:
"Satıcı bu işi yapabilmek için idareden bir yetki belgesi alıyor. Bu belge belirli kazanımlarının, deneyim ve bilgisinin bu iş için olduğunu gösteren bir belgedir. Belgenin iptal edilmesi, satıcının ticari hayatına ciddi bir sekte vurulması anlamına gelir. İkincisi bunun tespiti halinde satıcıya 2 milyon liraya kadar idari para cezası da kesilebilir. Bu da yine çok ciddi bir risktir. Dolayısıyla kanuna karşı hilenin aslında burada tespiti halinde satıcı yönünden ciddi mağduriyetler doğuracağı da açıktır."
Söz konusu yöntemle alıcının liste fiyatı üzerinde ücret ödediğini dile getiren Acer, buna karşın sözleşmede belirtilen süre sonunda aracın kendisine devredilmemesi durumunun yaşanabileceği uyarısını yaptı.
Acer, vatandaşlara araç alım satım süreçlerinde son derece sabırlı olmaları ve bu tarz hukuki zemini tartışmalı olan iş ve işlemlerden kaçınmaları tavsiyesinde bulundu.
FACEBOOK YORUMLAR