Moritanya Cezaevleri: Görünmeyen Duvarların Ardında Yaşananlar
Batı Afrika’da yer alan Moritanya, genellikle siyasi gündemi, Sahra altı göç rotalarındaki konumu veya insan hakları sorunlarıyla haberlere konu olur. Ancak ülkenin görece az konuşulan bir başka gerçekliği var: Cezaevi sistemi. Moritanya’nın cezaevleri, insan hakları savunucularının dikkat çekmeye çalıştığı ciddi sorunlarla dolu. Fiziki koşullardan yargı süreçlerine, mahkûmların yaşam haklarından rehabilitasyon programlarına kadar birçok alanda sorunlar barındıran bu sistem, ülkenin daha geniş çaplı sosyal ve hukuki yapısının da bir yansıması niteliğinde.

Fiziki Koşullar ve Aşırı Kalabalık
Moritanya’daki cezaevleri uzun süredir kapasitesinin çok üzerinde mahkûmu barındırıyor. Cezaevlerinin fiziki altyapısı, artan tutuklu ve hükümlü nüfusunu karşılamaktan oldukça uzak. 1950’li ve 60’lı yıllarda inşa edilen birçok hapishane, günümüzün asgari yaşam standartlarını karşılayacak şekilde modernize edilmemiş durumda. Hava sirkülasyonunun yetersiz olduğu dar hücrelerde, çoğu zaman 10 ila 15 kişi aynı alanda uyumak zorunda kalıyor.
Cezaevlerinde sıklıkla rapor edilen bir diğer sorun ise temizlik koşulları. Suya erişimin sınırlı olması, kişisel hijyenin sağlanmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor. Tuvaletlerin ortak ve hijyenik olmayan yapısı, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına zemin hazırlıyor. Bu durum, özellikle COVID-19 pandemisi sırasında ciddi endişelere yol açmıştı. Ancak kamuoyuna yansıyan sınırlı bilgi nedeniyle, bu süreçte ne tür önlemler alındığı hâlâ belirsizliğini koruyor.
Gıda ve Sağlık Hizmetleri
Tutuklu ve hükümlülerin temel yaşam hakları arasında yer alan beslenme, Moritanya cezaevlerinde en çok ihmal edilen konulardan biri. Mahkûmlara günde sadece iki öğün yemek verildiği ve bu yemeklerin çoğu zaman besin değeri açısından yetersiz olduğu bildiriliyor. Cezaevi yetkililerinin yeterli bütçeye sahip olmaması, bu durumun temel nedenlerinden biri olarak gösteriliyor.
Sağlık hizmetleri ise son derece sınırlı. Cezaevlerinde sürekli görev yapan doktor sayısı yok denecek kadar az. Mahkûmlar ancak ciddi sağlık problemleri yaşadıklarında dışarıdaki hastanelere götürülüyor, ancak bu da büyük oranda idari onay süreçlerine bağlı. Bu nedenle birçok hasta mahkûm, tedaviye geç ulaşmakta ve bazı durumlarda hayatını kaybetmektedir.
Yargı Süreçleri ve Uzun Süreli Tutukluluk
Moritanya cezaevlerinin en çarpıcı sorunlarından biri, yargı süreçlerinin yavaşlığı. İnsanlar aylarca, hatta yıllarca herhangi bir mahkemeye çıkarılmadan tutuklu olarak kalabiliyor. Bu durum, özellikle düşük gelirli bireyleri orantısız şekilde etkiliyor; çünkü avukat tutacak maddi güce sahip olmayan bireyler, yasal haklarını savunamıyor ve süreç daha da uzuyor.
Özellikle terör suçlamasıyla tutuklanan bireyler için bu süreç çok daha karmaşık. Siyasi gerekçelerle yürütülen yargılamalarda, delil yetersizliği olmasına rağmen uzun süreli tutukluluk hâli bir cezalandırma yöntemi olarak kullanılıyor. Bu durum, hukukun üstünlüğü ilkesini zedelediği gibi, uluslararası insan hakları sözleşmeleriyle de çelişiyor.
Rehabilitasyon Yerine İzolasyon
Modern cezaevi sistemlerinin temel amacı yalnızca suçluları cezalandırmak değil, aynı zamanda onları topluma kazandırmaktır. Ancak Moritanya’da cezaevleri bu işlevi yerine getirmekten oldukça uzak. Rehabilitasyon ve eğitim programları neredeyse yok denecek kadar az. Mahkûmların mesleki eğitim alması, psikolojik destek görmesi ya da sosyal becerilerini geliştirmesi için yeterli altyapı bulunmuyor.
Ayrıca dini farklılıklardan dolayı ayrımcılık ve zorbalık da cezaevi içinde ciddi bir problem. Bazı mahkûmlar, dini inançları veya etnik kökenleri nedeniyle hem diğer mahkûmlar hem de cezaevi görevlileri tarafından dışlanabiliyor, hatta fiziksel şiddete maruz kalabiliyor.
Kadın ve Çocuk Mahkûmlar
Moritanya’da kadın ve çocuk mahkûmların durumu da ayrı bir sorun alanı. Kadın mahkûmlar, erkeklere oranla çok daha zor koşullarda yaşıyor. Kadınlara özel sağlık hizmetleri yok denecek kadar az; hamile mahkûmlar ise özel bakım görmeden, hatta bazen doğumlarını cezaevi içinde, sağlık personeli olmadan gerçekleştirmek zorunda kalıyor.
Çocuk mahkûmlar ise çoğu zaman yetişkinlerle aynı alanlarda tutuluyor, bu da onların fiziksel ve psikolojik olarak zarar görmelerine neden oluyor. Çocuk adalet sistemi tam anlamıyla oturmadığı için, çocukların yargılanma süreçleri de çoğu zaman adil olmaktan uzak.
Uluslararası Tepkiler ve Reform Çağrıları
Uluslararası insan hakları kuruluşları, Moritanya cezaevi sistemine dair çeşitli raporlar hazırlamış olsa da hükümetin bu raporlara verdiği tepkiler genellikle sınırlı kalıyor. Zaman zaman bazı iyileştirmeler yapılsa da, bu değişiklikler sistematik bir reformdan ziyade sembolik adımlar olarak değerlendiriliyor.
Birleşmiş Milletler ve Afrika İnsan Hakları Komisyonu gibi kuruluşlar, Moritanya’ya cezaevi reformları için teknik ve mali destek sağlamaya hazır olduklarını açıklamış durumda. Ancak bu tür desteklerin etkin kullanılabilmesi için önce hükümetin kararlı bir siyasi irade ortaya koyması gerekiyor.
Duvarların Ardındaki Sessizlik
Moritanya cezaevi sistemi, sessizce işleyen bir kriz alanı. Dışarıdan bakıldığında fazla gündeme gelmeyen bu alan, içeride hak ihlalleriyle dolu bir gerçekliği barındırıyor. Bu durum sadece mahkûmların değil, tüm toplumun adalet ve insan haklarına olan inancını da zedeliyor. Cezaevlerinin birer rehabilitasyon merkezi haline gelmesi için kapsamlı reformlara, şeffaflığa ve uluslararası iş birliğine her zamankinden daha fazla ihtiyaç var.
FACEBOOK YORUMLAR