Kirman'daki demir madenlerinin çevreye verdiği zarar "çevre dostu" projelerle telafi ediliyor
- Maden Kompleksi Saha Müdürü Cafer Refiiyan: - "Bacalardan çıkan kükürdü amonyum sülfat gübresine çeviriyoruz" - "Çevreden aldığımız kadarını çevreye geri vermekle sorumluyuz. Hatta aldığımızdan daha da fazlasıyla sorumluyuz"
Demir ve bakır madeni açısından ülkenin en önemli merkezi olan Kirman’da Selçuklular döneminde de demircilik en önemli mesleklerdendi.
Kirman’ın has çeliğinden yapılan hafif yay şeklindeki sağlam kılıçlar da bu nedenle"Kirmani kılıç" olarak adlandırılırdı. Orta kısmına kadar tek tarafı ortasından sonra iki tarafı da keskin olan Kirmani kılıç aynı zamanda Türk kılıcı olarak da biliniyor.
Artık bu kılıç türü çok bilinmezken, çakısıyla ünlü Kirman’ın Sircan şehrinde ise demir denince akla madenden çıkarılan cevher geliyor. Ekonomik sıkıntıların yaşandığı ülkede maden ocakları binlerce kişiye istihdam sağlıyor.
Orta Doğu'nun en büyük demir madeni sahaları arasında yer alan ve İran'daki demir üretiminin yüzde 30'unun sağlandığı bölgenin Maden Kompleksi Saha Müdürü Cafer Refiiyan demir madeni ve çevreye yönelik çalışmalarını AA muhabirine anlattı.
Refiiyan, Gülgoher maden bölgesinin 6 ayrı sahadan oluştuğunu kaydederek buradan çıkarılan cevherin yakınlarda bulunan tesislerde işlenerek ayrıştırıldığını belirtti.
Her sahada farklı şirketin maden çıkardığını söyleyen Refiiyan en büyüğü olan 1 numaralı sahayı Gülgoher isimli şirketin işlettiği bilgisini paylaştı.
Refiiyan, bu sahanın 400 milyon ton maden rezervine sahip olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Yarısı çıkartılmış olup kalan yarısı da çıkartılıyor. Taş ve toprak şeklinde çıkarttığımız madeni, aşağıda bulunan işletme fabrikasında ayrıştırarak kalıplar halinde piyasaya satıyoruz. Biz burada demirin ham maddesini üretiyoruz."
Diğer 5 sahayı da farklı şirketlerin işlettiğini aktaran Refiiyan toplam rezerv hakkında bilgi verirken, "Bölgede bir milyar 200 milyon ton kadar demir cevheri rezervi tespit edildi." dedi.
- Çevreden aldığımız kadarını çevreye geri vermekle sorumluyuz
Refiiyan, bölgede üretim yaparken aynı zamanda çevreye de duyarlı davranarak bir dizi özel çevre projesi gerçekleştirdiklerini ifade ederek "Bunlardan en önemlisi kükürt giderme tesisidir. Bacalardan çıkan kükürdü amonyum sülfat gübresine çeviriyoruz. Bunu bir ürün olarak pazara sunacağız." diye konuştu.
Çevre projesi kapsamında Sircan-Şiraz yolunun yaklaşık 40 kilometrelik kısmını iki taraflı olarak ağaçlandırdıklarını anlatan Refiiyan, "Gülgoher çevresel önlemler çerçevesinde bölgenin öncüsü sayılır. Çevreden aldığımız kadarını çevreye geri vermekle sorumluyuz. Hatta aldığımızdan daha da fazlasıyla sorumluyuz." ifadelerini kullandı.
Refiiyan, maden sanayisinin bölgeye verdiği potansiyel zararı önlemeye çalıştıklarını, bu çerçevede faklı projeler hayata geçirdiklerini anlattı.
Çevreye ve bölge insanına yönelik önemli bir sosyal sorumluluk projesi de yürüttüklerini ifade eden Refiiyan, son projelerinin yeşil alanlı, oyun merkezlerinin bulunduğu ve spor salonlarına sahip bir park olduğunu kaydetti.
Yerel mimari ile yapılan evler, çocuk ve büyüklere yönelik eğlence merkezleri, hayvanat bahçesi, Jurassic Park, dinlenme noktaları, spor salonları bulunan Goher Park’ta 50 binden fazla ağaç da yer alıyor.
Parkta ayrıca İran-Irak savaşını hatırlatan yapay bir cephe alanı da oluşturulmuş.
Henüz tamamlanmamış park, kayalık dağın eteği ile çöl ve tuz gölünün arasındaki yaklaşık 70 hektarlık alana kurulmuş.
Madenlerdeki su ihtiyacını karşılamak üzere Basra Körfezi'nden arıtılarak getirilen su ile kayalıklara yapay şelaleler de yapılmış. Proje tamamlanmamış olmasına rağmen Kirman ve çevre bölgelerden gelen ziyaretçiler hafta sonlarını burada geçirmeyi tercih ediyor.
FACEBOOK YORUMLAR