Katolik Kilisesinde "bekarlık şartı" konusunda reform çağrıları
- İsviçre Katolik Kilisesinde belgelenen cinsel istismar olayları, Almanya'daki gibi rahiplere evlilik yapma izni verilmesi tartışmalarını gündeme taşıdı - Vatikan'da 4 Ekim'de başlayacak "Rahipler Meclisi" oturumlarında din adamlarına bekarlık şartı konusunun gündeme gelmesi bekleniyor
Katolik Kilisesinin merkezi Vatikan'da 4-29 Ekim'de yapılacak ve dünyanın dört bir yanından yaklaşık 300 rahibin katılmasının beklendiği Sinod olarak bilinen "Rahipler Meclisi" oturumlarında, rahiplerin evlenmesini yasaklayan "bekarlık şartı"ndan kadınların kiliselerde daha üst düzey yönetime gelmesine ve farklı cinsel kimliği sahip bireylere yaklaşıma kadar kilise içindeki tartışmalı konuların ele alınacağı belirtiliyor.
Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus'un kararıyla, yarısı kadın olacak şekilde piskopos olmayan 70 kişiye de oy kullanma hakkı tanınmasıyla bir ilke sahne olacak "Rahipler Meclisi"nde, farklı reform taleplerinin yanı sıra son olarak Almanya, Güney Amerika ve İsviçre'deki bazı Katolik çevrelerden gündeme getirilen "Kilise'de cinsel istismar hadiselerinin önlenmesi için bekarlık şartının kaldırılması" önerisinin tartışılması bekleniyor.
AA muhabirleri, Katolik Kilisesini sarsan cinsel istismar hadiseleri ve buna önlem olarak gündeme getirilen "bekarlık şartı"na yönelik tartışmayı derledi.
Hristiyanların kutsal kitabı İncil'de geçmemesine karşın Katolik Kilisesinde ilk kez 11. yüzyılda dönemin papalarından; Papa 8. Benediktus (1022) tarafından uygulanan, Papa 9. Leo ve Papa 7. Gregoryus tarafından da onaylanarak sürdürülen "Katolik din adamlarının evlenmemesi" kuralı, namıdiğer "bekarlık şartı", son yıllarda farklı vesilelerle tartışılmaya başlandı.
Alman Katolik Kilisesinde ortaya çıkan cinsel istismar hadiseleri nedeniyle geçen yıl "bekarlık şartı"nın gözden geçirmesi talepleri gündeme gelirken, son olarak İsviçre Katolik Kilisesinde meydana gelen cinsel istismar hadiseleri, bu ülkede Katolik rahiplerin evlenmeme dogmasının tartışılmasına ve reform taleplerinin dillendirilmesine yol açtı.
- Kiliselerde önlenemeyen cinsel istismar vakaları
Katolik Kilisesine bağlı İsviçre Piskoposlar Konferansı'nca görevlendirilen Zürih Üniversitesinden araştırmacılar, kilise tarafından toplanan ve 1950'lerden bu yana yayımlanmış gizli dokümanları inceledi ve İsviçre Katolik Kilisesi'nde 20. yüzyılın ortasından bugüne kadar 1002 cinsel istismar vakasının yaşandığını tespit etti.
Cinsel istismara uğrayanların yüzde 56'sının yetişkin erkek ve erkek çocukları olduğu aktarılan araştırmada, vakaların yüzde 39'unu kadın ve kız çocuklarının oluşturduğu, kalan yüzde 5'in cinsiyetinin bilinmediği kaydedildi.
İstismar vakalarının yüzde 30'unun okullar ve evlerde meydana geldiği ifade edildi.
Belgelenen vakaların, birkaç istinası dışında, hepsinde erkekler suçlanırken, mağdurların yarısından fazlasının erkek ve erkek çocukları olduğu belirlendi.
Ayrıca kilise, okul, ev ve yatılı okul gibi farklı mekanlarda yaşanan istismar vakalarının gizlendiği veya vakalarla ilgili belge ile delillerin örtbas edildiği tespit edildi.
Kilise Hukuku Uzmanı Stefan Loppacher, Kilisedeki istismar vakalarının sistematik olarak örtbas edildiğini yayımladığı bir makalede açıkladı.
İsviçreli Katolik din adamlarının isimlerinin karıştığı taciz skandalları, kiliseye karşı güven kaybına, hayal kırıklığı ve öfkeye sebep oldu.
-Dinde reform tartışmaları
İsviçre'de ortaya çıkan bu hadise, kilisenin yapısı, piskoposların yetkileri ve medeni durumlarıyla ilgili tartışmaları yeniden alevlendirdi.
Kilisede "çağa ayak uydurmayı" savunanlar ile "eski dogmaları" destekleyen ve mutlak gücünden vazgeçmek istemeyenler arasında bu noktada görüş ayrılığı yaşanıyor.
Ülkede yapılan tartışmalarda, "bekarlık şartı"nın kaldırılmasının Katoliklerin temel doktrinini sarsmayacağı belirtilirken, devam etmesi halinde taciz skandallarının önüne geçilemeyeceği savunuluyor.
İsviçre Piskoposlar Konferansı Başkanı Felix Gmür, yerel basına yaptığı açıklamada, mevcut koşulların sorgulanması gerektiğini vurgulayarak, "Bekarlığın ortadan kaldırılması ve kadınların rahipliğe erişmesine izin vermenin zamanı geldi." dedi.
Daha önce de gündeme gelen "Katolik din adamlarının bekarlığı" konusunun, kiliselerde artan cinsel istismar vakaları nedeniyle Vatikan'ı da baskı altına alabileceği belirtiliyor.
Diğer taraftan belgelenen cinsel istismar hadiseleri İsviçre Katolik Kilisesini sarsmaya devam ediyor. İddialarda adı geçen Hristiyan din adamlarından bazıları görevlerinden ayrıldı.
Saint-Maurice bölgesel manastırının başrahibi Jean Cesar Scarcelle geçen ay görevinden ayrılırken, Lozan, Cenevre ve Fribourg piskoposluklarının genel vekili Bernard Sonney de hafta sonunda görevini geçici olarak bırakan bir diğer isim oldu.
- Katoliklerin ruhani lideri Papa, "bekarlık şartı" ile ilgili ne düşünüyor?
Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus, Mart 2023'te Arjantin'de bir yayın organı olan "Infobae"ye yaptığı açıklamada, rahiplerin "bekarlık şartı" için "Bir rahibin evlenmesinde çelişki yok, geçici bir emirdir. Bu revize edilebilir." demesi, Papa'nın Katolik rahiplerin evlenmesine "yeşil ışık yaktığı" şeklinde yorumlara neden olmuştu.
Papa Franciscus, tartışmalara yol açan bu röportajından kısa süre sonra yaptığı başka açıklamada ise "bekarlık şartı"na dair sözlerine açıklık getirerek, "Henüz bunu tekrar gözden geçirmeye hazır değilim ancak bunun bir disiplin konusu olduğu açık. Bu, bugün var ama yarın olmayabilir, dogmayla ilgisi yok." ifadesini kullandı.
-Teolog Dr. Zubia: "Katolik din adamları için bekarlık şartı kutsal emirleri almak için bir gerekliliktir"
Roma'da 500 yıldır faaliyet gösteren Katolik Kilisesine bağlı cemaatlerden "Teatini Babaları"nın başpiskopos vekili Teolog Dr. Marcelo Raul Zubia, AA'ya yaptığı açıklamada, Katolik din adamları için bekarlık şartının kutsal emirleri almak için bir gereklilik olduğunu söyledi.
Hristiyanların kutsal kitabı İncil'de bekarlık şartına işaret eden ayetler olduğunu ifade eden Zubia, bekarlık şartının; insanın, ailesini, kardeşlerini, eşini bırakarak kendisini Tanrı'ya, Hz. İsa'ya ve kiliseye adaması anlamına geldiğini dile getirdi.
Son dönemde Katolik rahiplerin evlenebilmelerine yönelik tartışmaları hatırlatılması üzerine Zubia, "Alman Rahipler Meclisinde ve Amazonlar Rahipler Meclisinin etkinliklerinde bu dönemde, toplum içinde gündeme gelen iyi örnek teşkil eden evli bireylerin rahip olmasına yönelik tartışmadan bahsediyorsak, bu konuyu sakince ve derinlemesine bir analiz yaparak ele alan bir yaklaşım sergilemeliyiz. Bekarlık şartının, kilisede sadece bir disiplin kuralı olduğu hatasına düşmemeliyiz." değerlendirmesinde bulundu.
Katolik Kilisesinin başını ağrıtan sorunlardan olan cinsel istismar hadiselerinin, rahiplere evlilik izni verilmesiyle çözüleceği önerilerine de değinen Zubia, "Günümüzde yaşanan skandalların, özellikle cinsel istismar ve diğer istismar türlerine yönelik skandalların, bekarlık şartının kaldırılmasıyla çözüleceğine inanılıyor. Ancak bu sorunlara geniş bir açıdan bakacak olursak, bunları engellemek için bekarlık şartını kaldırmanın, yanıt olmadığını anlarız. İki konuyu ayırmamız gerekiyor. İstismar, sadece rahiplerin evlenmemesiyle ilgili bir şey değildir. İstismarlar sadece bekar rahipler arasında değil, aynı zamanda ailelerde de yaşanıyor. Bu dünyanın her yerinde var. Bu, sorunun sadece medeni durumla ilgili olmadığını, yani evli veya bekar olmakla ilgili olmadığını anlamamıza yardımcı olur. Sorun, kilisede otoritenin nasıl kullanıldığı ve ifa edildiği ile ilgilidir." ifadelerini kullandı.
Katoliklerin ruhani lideri Papa Franciscus'un bu konudaki açıklamaları anımsatılan Zubia, "Bekarlık konusu, kilise kanunları açısından ve dogmatik olarak kapalı bir konu gibi görünse de Papa, bu dönemde nasıl yaşanacağı ve daha ileri gitme ihtiyacının olup olmadığı konusunda bir diyalog ve tartışma yapılması için bir pencere açtı." dedi.
Teolog Zubia, bekarlık şartı ya da cinsellikle ilgili tartışmaların, Vatikan'da 4 Ekim'de başlayacak genel Rahipler Meclisi (Sinod) oturumlarında ana gündem maddesi olmadığını belirterek, bu toplantıların amacının açık bir kilise modeli oluşturmak ve insanı merkeze koymak olduğunu söyledi. Zubia, öte yandan herkesin her sorun hakkında mutabık olamayacağını da aktardı.
FACEBOOK YORUMLAR