İstanbul Hazır Giyim Konferansı "Dönüştürücü Yolculuk" temasıyla başladı
- TİM ve İHKİB Başkanı Mustafa Gültepe: - "Stratejilerimizi ve oyun planlarımızı hazır giyimde 40, tekstilde 20 milyar dolarlık ihracat hedefine göre kurguluyoruz" - TGSD Müşterek Başkanı Ramazan Kaya: - "Üretim ve ihracatımızda adetlerin azalacağını öngörüyorsak daha yüksek katma değerli ürünlere yöneleceğiz. İşletmelerimizde bundan sonraki yatırımları adet artırmak için değil değer artırmak için yapacağız"
TGSD tarafından Transformative Journey (Dönüştürücü Yolculuk) teması ile düzenlenen 16. İstanbul Hazır Giyim Konferansı, dünyanın önde gelen markalarını, alım ofislerini, yerel üreticileri ve sektör temsilcilerini İstanbul'da bir araya getirdi.
Konferansın açılış konuşmasını yapan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ve İstanbul Hazır Giyim ve Konfeksiyon İhracatçıları Birliği (İHKİB) Başkanı Mustafa Gültepe, konfeksiyon ve tekstilin birbirini tamamlayan iki sektör ve küresel oyuncu olduğunu belirterek, "Ülkemiz için katma değer yaratıyoruz. Kilogram birim fiyatımız hazır giyimde 19, tekstilde yaklaşık 5 dolar civarında. İkisi birlikte Türkiye'nin en çok ihracat yapan ikinci sektörü. 2022'yi toplamda 31,5 milyar dolarlık ihracatla kapattı. Bu yılın dokuz ayında 22 milyar dolar civarında ihracatımız var. Toplam ihracatımızın yaklaşık yüzde 12'sini bu iki sektörümüz yapıyor. Konfeksiyon ve tekstil, imalat sanayi istihdamında da liderliği elinde bulunduruyor." dedi.
Türkiye ekonomisi için lokomotif rol oynayan; katma değerli üretimi, istihdamı, ihracatı ile kritik önemi olan iki sektörden bahsettiğini aktaran Gültepe, bu iki sektörün Türkiye'de, kalkınmanın ve dışa açılmanın liderliğini yaptığını ve gelecekte de önemini aynı şekilde koruyacağını ifade etti.
Gültepe, İstanbul'u küresel moda merkezi, Anadolu'yu üretim üssü yapmak istediklerine dikkati çekerek şunları söyledi:
"Stratejilerimizi ve oyun planlarımızı hazır giyimde 40, tekstilde 20 milyar dolarlık ihracat hedefine göre kurguluyoruz. Tam da bu noktada yeni yatırım ve üretim için finansmana erişim önemliydi. Son üç ayda bu konuda çok pozitif gelişmeler oldu. Merkez Bankası, geçen hafta bizim için son derece önemli bir düzenleme daha yaptı. Reeskont kredilerinde faiz artık politika faizini aşamayacak. Yani reeskont kredisi maliyetleri yaklaşık 15 puan düşecek. İhracatçılarımız artık çok daha uygun maliyetlerle krediye ulaşabilecek. Ayrıca daha fazla ihracatçı firmamız, limiti de yükseltilen bu krediden yararlanabilecek.
Öte yandan bildiğiniz üzere 11 banka ile bir protokol imzaladık. Firmalarımız şu ana kadar 1 milyar doların üzerinde uygun maliyetli ihracat kredisi kullandılar. Önümüzdeki dönemde de bu miktar artarak devam edecek."
- "Türk hazır giyim sektörü için 'dönüşerek devam' etmenin kaçınılmaz olduğunun farkındayız"
TGSD Müşterek Başkanı Ramazan Kaya da salgının, savaşların, iklim değişikliğinin, yeni nesillerin alışkanlıklarının etkisi ile yeni dönemde hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını söyleyerek, "Bu süreç endüstriler, sanayiler ve sektörler için stratejik bir ikilem yaratıyor. Eskisi gibi mi devam edeceğiz yoksa dönüşerek mi devam edeceğiz? Biz Türk hazır giyim sektörü için dönüşerek devam etmenin kaçınılmaz olduğunun farkındayız. Bu dönüşümün uzun ve zorlu olacağını da biliyoruz. Firmalarımız, alışkanlıklarımızı ve iş yapma şekillerimiz dönüşecek, çünkü başarı için başka şansımız yok. Dolayısıyla bu yolculuğa çıkmaya son derece hazır ve kararlıyız." dedi.
Dönüşüm sürecinde başarıyı getirecek en önemli unsurun sektörün esnek yapısı olduğunu ifade eden Kaya, eskiden esneklik denildiği zaman yalnızca üretime odaklanıldığını dile getirdi.
Kaya, "Oysa günümüzde yönetim süreçlerimizden organizasyon yapılarımıza, insan kaynağımızdan tedarik ağımıza her alanda esnek bir yapıya kavuşmamız gerekiyor. Öte yandan eğer üretim ve ihracatımızda adetlerin azalacağını öngörüyorsak daha yüksek katma değerli ürünlere yöneleceğiz. İşletmelerimizde bundan sonraki yatırımları, adet artırmak için değil değer artırmak için yapacağız. Hızımızı, lojistik yetkinliklerimizi, pazar ve ürün çeşitliliklerimizi daha da artıracağız." diye konuştu.
- "Yılda 80 milyar dolar üretim değerine sahip sektörlerimiz, 2 milyonun üzerinde istihdam yaratıyor"
İstanbul Tekstil ve Hammaddeleri İhracatçıları Birliği (İTHİB) Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Öksüz de tekstil ve hazır giyim sektörlerinin ayrılmaz birer parça olduğuna değindi.
Öksüz, "Ne Türk tekstili olmadan hazır giyim sektörü bu kadar başarılı olabilir ne de hazır giyim sektörü olmasa tekstil sektörümüz bu kadar gelişebilir. Bu güçlü birlikteliğin sonucu olarak Türkiye, tekstil ülkesi konumuna yükselmiştir. Yılda 80 milyar dolar üretim değerine sahip olan sektörlerimiz, 2 milyonun üzerinde istihdam yaratmaktadır. İmalat sanayisi üretiminde yüzde 13'lük paya sahip olan sektörlerimiz, dünyanın en önemli tedarikçileri konumunda. Sektör, daha büyük tedarikçi olma hedefine de yürümektedir." şeklinde konuştu.
Sürdürülebilirlikle ilgili sorumluluğun sadece ekonomik kaygılardan ibaret olmadığını vurgulayan Öksüz, dünyayı korumak için sektörün oynadığı kritik rolün farkında olduklarına dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Birleşik Devletler Çevre Koruma Ajansı'na göre, konvansiyonel yöntemlerle üretilen tek bir denim pantolon üretimi için 10 bin litre su gerekiyor. Bu tüketim tutarları ufak yatırımlarla yüzde 95'e varan oranda azaltılabilir. Sanayiciler olarak bizler sorumluluğumuzun farkındayız. Ancak bu sorumluluğun tek taraflı olmadığının da altını çizmek isterim.
Bu sorumluluk tek taraflı olmuyor. Bugünkü konferansın konu başlıklarından biri olan "Denetim Yorgunluğu" ile Ve Green Washing (Yeşil Aklama) ile hep birlikte mücadele etmemiz gerekiyor. Bu çerçevede sürdürülebilirlikle ilgili uygulanabilir hedefler belirleme noktasında, küresel markalarla entegrasyon içerisinde çalışmamız gerekiyor."
- "Yeşil Mutabakat hedeflerine ulaşmak için birlikte çalışmaya ihtiyacımız var"
Uluslararası Giyim Federasyonu Başkanı ve TGSD Konferans Komitesi Lideri Cem Altan da tekstil ve hazır giyim sektörlerinin pek çok sınavdan geçeceği yılların olduğunu kaydetti.
Sürdürülebilirliğin bir hedef değil aksine sürekli devam eden sonsuz bir yolculuk olduğunun altını çizen Altan, "Bu yolculukta başarıya ulaşmanın en büyük unsuru, birlikte çalışmak. Yeşil Mutabakat, sera gazını 2030'da yüzde 55, 2040'ta yüzde 90 ve 2050'de nötr olarak hedefledi. Bu hedeflere ulaşmak için bireysel davranışların dışında sektörler olarak birlikte çalışmaya ihtiyacımız var. Sera gazı salınımı artık kabul edilemez seviyelere ulaştı. Bununla neticesinde aşırı iklim değişiklikleri hepimizin hayatını etkileyecek bir durum oluşturdu." dedi.
Konferans, yarın yapılacak oturumların ardından sona erecek.
FACEBOOK YORUMLAR