İklim değişikliğinin Karadeniz'deki etkileri "BRIDGE-BS" projesiyle araştırılacak

- Karadeniz'in ekosistem direncine odaklanan proje kapsamında "ODTÜ Bilim-2" gemisiyle ilk deniz seferine çıkan 13 bilim insanı, bir ay boyunca Karadeniz'de 150 ayrı noktadan numuneler alıp ölçümler yapacak - ODTÜ Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel: - "Karadeniz, özellikle iklim değişikliği, insan kaynaklı kirlilik gibi birçok baskı altında olan bir deniz. Bu baskılar karşısında Karadeniz nasıl etkilendi, nereye doğru değişecek ve hangi önlemler alınmalı? En basit anlamda BRIDGE-BS Projesi bu soruların yanıtını bulmaya hizmet ediyor"

İklim değişikliğinin Karadeniz'deki etkileri "BRIDGE-BS" projesiyle araştırılacak
Editör: AA
09 Aralık 2022 - 12:42
GÜLSELİ KENARLI - İklim değişikliğinin Karadeniz'deki etkilerini gözlemlemek amacıyla hayata geçirilen "Karadeniz'de Dirençli Ekosistemlerde Mavi Büyüme Gelişimi için Araştırma ve İnovasyon" projesi kapsamında düzenlenen ilk deniz seferi için "ODTÜ Bilim-2" gemisi yola çıktı.

Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) Deniz Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Barış Salihoğlu ve Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Mustafa Yücel liderliğinde "Karadeniz'de Dirençli Ekosistemlerde Mavi Büyüme Gelişimi için Araştırma ve İnovasyon" (BRIDGE-BS: Advancing Black Sea Research and Innovation to Co-Develop Blue Growth within Resilient Ecosystems) başlıklı çok uluslu proje geçen yılın haziran ayında başladı.

Konsorsiyumunu 7'si Karadeniz kıyı ülkesinden, 8'i Avrupa Birliği üye ülkesinden ve uluslararası kuruluşlardan olmak üzere toplam 33 ortağın oluşturduğu BRIDGE-BS, Avrupa Birliği'nin (AB) bilimsel kaynaklarını birleştiren "AB Ufuk 2020" programı içerisinde, bugüne kadar en fazla Türk ortağın yer aldığı proje olma özelliği taşıyor.

Bütçesi 9 milyon avro olan proje, Karadeniz'in ekosistem direncine, mavi ekonominin gelişmesine, bunu tamamlayıcı nitelikte ortak gözlem sistemleri geliştirmeye ve kara-deniz etkileşimlerine odaklanıyor.

Proje kapsamında ilk deniz seferi ise 13 bilim insanının katılımıyla ODTÜ Bilim-2 gemisi ile başladı. 30 gün sürecek sefer boyunca Karadeniz'de 150 ayrı noktadan numuneler alınacak ve ölçümler yapılacak.

Karadeniz seferine başlayan gemide AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Doç. Dr. Mustafa Yücel, kendileriyle projede yer alan diğer ülkelere ait araştırma gemilerinin de aynı dönemde Karadeniz'de bulunacağını ve ülkelerin ortak olarak ilk kış seferlerini gerçekleştireceğini söyledi.

Eş zamanlı araştırmalar yapılmasının en önemli konu olduğunu, verileri birleştirdikleri zaman "Karadeniz'de aralık ayının resmini çektik" diyebileceklerini dile getiren Yücel, "Biri kış, diğeri yaz olmak üzere 30'ar günlük 2 büyük sefer planladık. Haziran ayında da aynı seferin yaz başındaki versiyonunu çalışacağız. Bunların yanında ortaklarımız imkan bulup Karadeniz'e çıktıkça küçük çaplı örneklemeler yapmaya devam edecekler." dedi.

Yücel, "Karadeniz, özellikle iklim değişikliği, insan kaynaklı kirlilik gibi birçok baskı altında olan bir deniz. Bu baskılar karşısında Karadeniz nasıl etkilendi, nereye doğru değişecek ve hangi önlemler alınmalı? En basit anlamda BRIDGE-BS Projesi bu soruların yanıtını bulmaya hizmet ediyor." ifadesini kullandı.

- "Karadeniz'de iklim değişikliğinin ilk etkisi oksijen üzerinde oluyor"

Karadeniz'de iklim değişikliğinin etkilerine ilişkin mevcut bulguları paylaşan Yücel şu bilgileri verdi:

"Karadeniz'deki iklim değişikliği bulguları maalesef iç açıcı değil. Karadeniz kendi doğası itibarıyla ilk 80-100 metresinde birçok balık türünün yaşayabileceği kadar oksijen içeriyor. Derinlerinde oksijen yok, hatta 120-150 metreden sonra hidrojen sülfür dediğimiz, birçok canlı için zehirli, toksik gaz birikimi ile metan birikimi var. İklim değişikliğiyle denizler ısındıkça içinde daha az oksijen tutabiliyor. Isınma, net olarak denizlerin oksijeni kaybetmesine neden oluyor. Marmara'da olduğu gibi karasal atıklar ve aşırı biyolojik üretim de bunun üzerine ek yük getiriyor. Karadeniz'de maalesef iklim değişikliğinin ilk etkisi oksijen üzerinde oluyor."

Yücel, şu andaki veriler yeterli düzeyde olmadığı için ellerinde net bir rakam olmamakla birlikte, normalde 120-130 metre derinlikte başlayan hidrojen sülfürün, Karadeniz'de şu anda 100-110 metrede başladığına dair işaretler olduğunu belirtti.

- "Balık popülasyonlarının azalmasına yol açan ısınma Karadeniz'de çok kuvvetli"

Biyoçeşitlilik kaybına ve balık popülasyonlarının azalmasına yol açan ısınmanın Karadeniz'de çok kuvvetli olduğunu, okyanuslar ortalama 1,5 derece ısınırken Karadeniz'in 2 ila 2,5 derecelik ısınmaya maruz kaldığını bildiren Yücel, bu durumun, Karadeniz'in akıntı sistemlerinde de bazı hayati değişikliklere yol açtığına dikkati çekti.

Yücel, "Karadeniz'e özgü bazı iç akıntı sistemleri var, bunun çok yavaşladığını gördük. Bu, tarihsel olarak bilinen, gösterilen bir akıntıdır. Kış döneminde oluşur, dibe oksijen pompalar. Bunun maalesef çok çok yavaşladığını bulduk. Karadeniz'in bu tip nefes alış mekanizmaları sırf ısınma nedeniyle azalmış durumda." dedi.

Tuna, Dinyeper ve Dinyester gibi Karadeniz'e dökülen büyük nehirlerin kapladığı alanın, Karadeniz'in 5 katı olduğu bilgisini veren Yücel, proje kapsamında bu havzalarda da çalışmalar yürütüldüğünü aktardı.

Doç. Dr. Mustafa Yücel, denizlerden ekonomik anlamda faydalanabilmenin proje kapsamındaki konulardan biri olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Burada beklenen sadece iklim değişikliği, kirlilikle ilgili trendleri ortaya koyup 'Sistem kötüye gidiyor' deyip çekilmek değil. Bir yandan da çözüm üretmek. Karadeniz'de belki akuakültür gelişebilir. Yenilenebilir enerjinin hangi alanlarda uygun olacağı yönünde çalışmalar var. Projenin kalanı, 'Karbondioksit salmayan ya da minimal salan, çevreci, sürdürülebilir sektörleri denizde geliştirebilir miyiz?' sorusuyla ilgileniyor. Bu anlamda yenilenebilir enerji, sürdürülebilir akuakültür, biyoteknoloji geliştirme gibi ileride iş imkanları sağlayacak, denizi kullanarak ama denizin sağlığını da koruyarak sürdürülebilir mavi ekonomi gelişimi yönünde bir strateji oluşturuyoruz."

- "Karadeniz ve Marmara birbirini etkiliyor"

Karadeniz'deki ısınmanın Marmara Denizi'ni doğrudan etkilediği uyarısında bulunan Yücel, sözlerini şöyle tamamladı:

"Birkaç haftada, maksimum 60 günde, İstanbul Boğazı'ndan giren Karadeniz suyu, Çanakkale Boğazı'ndan çıkmış oluyor. Marmara'nın üst suları Karadeniz'in yüzey sularına çok benzer. Oradaki bir değişiklik çok hızlı biçimde Marmara'yı etkiliyor. Yapısı gereği daha küçük, çevresinde şehirleşme gibi unsurların olmasıyla Marmara, muhtemelen daha büyük bir ısınmaya maruz kalıyor. Karadeniz'in ısınması, her anlamda kötüye gidişi Marmara'yı çok hızlı etkileyecek. Karadeniz'deki türlerin azalması, Marmara'nın biyoçeşitliliğini etkiliyor. Marmara'daki durumun kötüleşmesi de Karadeniz'i etkiliyor. Bu iki deniz derin akıntıyla birbirine bağlı. Marmara için ne uygulanıyorsa, Karadeniz kıyılarımızda da bence bir an önce uygulamamız gerek. Atık su arıtma, çevre dostu uygulamalar gibi çalışmalar bütün kıyılarımızda yapılması zaten gerekli."​​​​​​​


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum