"Hastane sınıfı" öğretmenleri hasta çocuklara umut oluyor

- Öğretmen Sevde Aslan: - "Burada çocuklar sadece doktorunu, hemşiresini ve velisini görebiliyor. Birçok çocuk, enfeksiyon riski sebebiyle koridora dahi çıkamıyor. Biraz olsun çocukları o duygudan uzaklaştırabilmek çok önemli" - Öğretmen Zehra Küden: - "Dersi bitirip asansöre yöneldiğimde bir öğrencim beni kucakladı ve 'Nereye gidiyorsunuz?' diye sordu. 'Eve gidiyorum.' dedim. 'Ah ne güzel eve gitmek.' dedi. Onun günlerdir evine gitmediğini düşününce, bizim için ne kadar rutin, onlar için ne kadar özel bir şey olduğunu fark ettim. O günden sonra bize ne kadar ihtiyaçları olduğunu daha iyi anladım"

"Hastane sınıfı" öğretmenleri hasta çocuklara umut oluyor
Editör: AA
23 Kasım 2023 - 17:56
SEMRA ORKAN - Dünyanın en kutsal mesleklerinden olan öğretmenliği, hastalığı nedeniyle okula gidemeyen çocuklar için oluşturulan "hastane sınıfları"nda icra eden öğretmenler, mesleklerinin kutsiyetini bir adım daha yukarıya taşıyor.

Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi'ndeki hasta sınıfında 2 yıldır öğretmenlik yapan Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi öğretmeni 38 yaşındaki Sevde Aslan, hastanede yatarak tedavi gören çocuklara umut olmanın verdiği mutluluğu AA'ya anlattı.

Ailesinde kendisinden başka öğretmen olmadığını belirten Aslan, "Öğretmenlik benim hayalimin mesleği değildi ama öğretmen olduktan sonra 'İyi ki öğretmen olmuşum, bu benim mesleğimmiş.' dedim. Bizler öğretmenler olarak, bir çocuğa dokunarak, toplumun oluşumuna bir tuğla koyuyoruz. Bu da insana kendini değerli hissettiriyor." dedi.

- "Bir çocukta yarattığınız etkiyi görmek çok kıymetli"

Hastane sınıfındaki çocukların ihtiyaçlarının normal okullardaki öğrencilerden daha farklı olduğuna dikkati çeken Aslan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Burada çocuklar sadece doktorunu, hemşiresini ve velisini görebiliyor. Birçok çocuk, enfeksiyon riski sebebiyle koridora dahi çıkamıyor. Çok kasvetli bir ortam ve çocukların üzerinde hastalığın külfeti var. Biraz olsun çocukları o duygudan uzaklaştırabilmek çok önemli. Buna ancak bir öğretmenin gücü yetebilir, çocukların elinden tutup, bambaşka bir masal dünyasına götürebilir. Bir çocukta yarattığınız etkiyi görmek çok kıymetli bir duygu, burada olmak çok iyi hissettiriyor. 'İyi ki varım, iyi ki buradayım' diyorum her gün sınıfa girerken."

Aslan, ilk göreve başladığında hasta çocuklara üzülmekten mesleğini yapamadığını ama daha sonra bu psikolojiyi yönetmeyi başardığını anlattı.

Kendisine her zaman, "Bir çocuğu, dersine girdiğim 40 dakika içinde mutlu edebiliyor, onu hastane odasından uzaklaştırabiliyor, yüzüne bir tebessüm koyabiliyor muyum?" diye sorduğunu ifade eden Aslan, bunu başardığına inandığında mutlu olduğunu söyledi.

Aslan, kendisine her gün "Üzülmenin hiçbir faydası yok, o yüzden bir çocuk için ne yapabiliyorsan onu yap diyorum." ifadelerini kullandı.

- "Çocuklarımız için özel bir çalışma yürütüyoruz"

Hastane sınıfının matematik öğretmeni 28 yaşındaki Zehra Küden ise mesleğini 6 yıldır sürdürdüğünü, 2 yıldır da hastanede çalıştığını anlattı.

Küden, matematiği çok sevdiği için öğretmenliği tercih ettiğini ama çocukların dünyasına girince, matematikten çok öğretmenliği sevdiğini dile getirdi.

Hastane ortamındaki çocukların çok daha hassas olduğunun altını çizen Küden, "O yüzden kullandığımız dilden, hazırladığımız planlamaya kadar çocuklarımız için özel bir çalışma yürütüyoruz. Burada kalan çocuklarımızın bazılarında yıl kaybı var, onların ihtiyaçlarına göre planlama yapıyoruz." diye konuştu.

Küden, hasta çocuklara eğitim vermenin mesleki anlamda daha çok doyum sağladığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Bizi bekleyen, özleyen, sınıfa girdiğimizde gözleri parlayan öğrenciler var. Sınıfa ilk girdiğimizde doktor ya da hemşire olduğumuzu düşünüyorlar. Öğretmen olduğumuzu anladıklarında o gözlerindeki mutluluğu tarif edecek kelime bulamıyorum. Gözlerindeki o ışıltıyı çok net görüyoruz. Bu ışıltıyı görmek mesleki anlamda bizi de oldukça tatmin ediyor."

- "Hastanenin sıkıcı ortamında bir nebze nefes aldırmak bizi de mutlu ediyor"

Hastanedeki görevi boyunca kendisini en çok etkileyen anlardan birini de paylaşan Küden, şunları kaydetti:

"Dersi bitirip asansöre yöneldiğimde bir öğrencim beni kucakladı ve 'Nereye gidiyorsunuz?' diye sordu. 'Eve gidiyorum.' dedim. 'Ah ne güzel eve gitmek.' dedi. Onun günlerdir evine gitmediğini düşününce, eve gitmenin bizim için ne kadar rutin, onlar için ne kadar özel bir şey olduğunu fark ettim. O günden sonra bize ne kadar ihtiyaçları olduğunu daha iyi anladım. Şimdi her gün hastaneye bu motivasyonla gidiyorum."

Küden, taburcu olurken kendilerine sarılıp, "Hocam sizden ayrılmak istemiyoruz ama eve de gitmek istiyoruz." şeklinde söylemlere tanık olduklarını belirterek, "Hastanenin sıkıcı ortamında onlara bir nebze de olsa nefes aldırmış olmak bizi de çok mutlu ediyor." dedi.

- "Çocuklarımıza eğitici ve öğretici bir imkan sunuluyor"

Hastane sınıfında eğitim gören 12 yaşındaki İbrahim Aslan, bir haftadır hastanede olduğunu belirterek, "7. sınıfta okuyorum, matematik, Türkçe ve görsel sanatlar gibi dersler alıyorum. Hastane sınıfında çok iyi eğitim veriyorlar. Öğretmenlerimiz çok güler yüzlü ve çok iyiler. Burada aldığım eğitim sayesinde derslerimden geri kalmıyorum." diye konuştu.

Sınıfta eğitim gören 12 yaşındaki Emirhan Panzehir ise matematik, Türkçe ve sosyal dersler aldığını vurgulayarak, "Öğretmenlerimden çok memnunum, hepsi çok güzel ders anlatıyor, hatta bizimle oyun da oynuyorlar. Hastanede eğitim verildiğini bilmiyordum, buraya gelince öğrendim. Derslerimden geri kalmamak beni çok mutlu etti." ifadelerini kullandı.

Veli Demet Yılmaz da kızının hastanede 2 yıldır tedavi gördüğünü dile getirerek, "İlk geldiğimizde hastanede eğitim verildiğini bilmiyorduk. Bir hastane sınıfı olduğunu görünce çok mutlu olduk. Okula gittiğinde kızım için zaman daha çabuk ve kolay geçiyor. Çocuklarımız okulun heyecanı ile hasta olduklarını unutuyorlar. Çocuklarımıza eğitici ve öğretici bir imkan sunulmasından çok mutluyuz." değerlendirmesinde bulundu.


FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum