14155,46%0,76
42,69% 0,23
50,15% 0,06
5897,70% 0,71
9533,17% 2,62
Devlet memurları son yıllarda enflasyon karşısında alım gücü düşen maaşlar ile hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamları ve oluşan enflasyon farkı 6 aylık toplu sözleşme zam oranından fazla çıkıyor olması durumu özetleyen bir gösterge olarak gündemdeki sıcaklığını koruyor. Kamuoyunda uzun süredir tartışma konusu olan ve üst düzey devlet yöneticilerine 30 bin TL seyyanen zam öngören düzenleme, gelen yoğun tepkilerin ardından yürürlükten kaldırıldı. Ancak bu geri adım, yalnızca sınırlı bir zam teklifinin iptaliyle sınırlı kalmadı. Aksine, kamu personel sisteminde köklü bir dönüşüm sürecinin başlangıcı olarak değerlendiriliyor. Cumhurbaşkanı’nın doğrudan talimatıyla, yaklaşık 5 ila 6 milyon kamu çalışanını kapsayacak kapsamlı bir maaş ve personel reformu için resmi çalışmalar başlatıldı.
Hükümetin hedefi, yıllardır kamuoyunda eleştirilen ücret adaletsizliklerini giderecek, sürdürülebilir ve kalıcı bir maaş sistemi kurmak. Bu kapsamda, yalnızca yöneticileri değil; öğretmenden sağlık çalışanına, memurdan teknik personele kadar tüm kamu görevlilerini içine alan yeni bir yapı üzerinde çalışılıyor.
Sosyal medya üzerinden dertlerini anlatan memurlar ise maaşlarının artırılması ve vergi kesintileri için yeni bir düzenleneme yapılmasını talep ediyor.
Üst düzey yöneticilere yönelik zam düzenlemesinin TBMM komisyonlarından geçmesine rağmen rafa kaldırılması, “maaşta adalet” tartışmalarını yeniden gündemin merkezine taşıdı. Kamuoyunda ve memur kesiminde yükselen eleştirilerde, sadece belirli bir grubu kapsayan artışların kurumlar arasında büyük eşitsizlikler yarattığına dikkat çekildi.
Bu eleştirilerin ardından hükümetin yön değiştirerek dar kapsamlı düzenlemeler yerine, tüm kamu personelini içine alan geniş çaplı bir reform sürecine yönelmesi dikkat çekti. Kulislere yansıyan bilgilere göre, yeni sistemde tekil zamlar yerine bütüncül bir maaş dengesi kurulması hedefleniyor.
Son günlerde bazı kamu kurumlarında görev yapan memurların sessiz protesto eylemleri gerçekleştirmesi, sahadaki beklentinin ne kadar yükseldiğini gözler önüne serdi. Basına yansıyan görüntülerde, memurların herhangi bir slogan atmadan, iş bırakmadan ancak tepkilerini sembolik şekilde ortaya koydukları görüldü.
Kamu çalışanları, özellikle son yıllarda artan enflasyon karşısında maaşların hızla eridiğini ve kurumlar arasında oluşan ücret uçurumunun artık sürdürülemez hale geldiğini dile getiriyor. Aynı unvana sahip personelin farklı kurumlarda ciddi maaş farklarıyla çalışması, reform taleplerinin temel gerekçeleri arasında yer alıyor.
Gazeteci Şamil Tayyar da konuya ilişkin değerlendirmesinde, Cumhurbaşkanı’nın meseleyi yalnızca üst düzey yöneticilere yapılacak bir artış olarak görmediğini vurguladı. Tayyar’a göre, Cumhurbaşkanı kamu personel sisteminin tamamını kapsayan radikal bir dönüşüm talimatı verdi.
Tayyar, tasarruf tedbirleri ve bütçe dengeleri nedeniyle reform sürecinin kısa vadede yavaş ilerleyebileceğini, ancak 2026 yılı boyunca çalışmaların hız kazanarak Meclis gündemine taşınmasının beklendiğini ifade etti.
Kapsamlı reform çalışmaları sürerken, hükümetin kısa vadede memurların alım gücünü korumak için ek adımlar atabileceği belirtiliyor. Buna göre, 2026 Ocak ayında toplu sözleşme zammına ek olarak bir refah payı verilmesi seçeneği masada bulunuyor.
2025 yılı boyunca yaşanan ekonomik dalgalanmalar ve yüksek enflasyon, kamu çalışanlarının reel gelirlerinde ciddi kayıplara yol açtı. Bu nedenle refah payının, reform hayata geçmeden önce geçici bir rahatlama sağlaması amaçlanıyor. Söz konusu düzenlemenin, önümüzdeki kabine toplantılarında ele alınarak 2026 bütçesine dahil edilmesi bekleniyor.
Hazırlıkları devam eden reform paketinin, devletin insan kaynakları yapısını köklü şekilde yenilemesi hedefleniyor. Taslak çalışmalarda öne çıkan başlıklar şu şekilde sıralanıyor:
Yaklaşık 5–6 milyon kamu çalışanını kapsayan yeni bir ücret ve görev sistemi oluşturulacak.
Kurumlar ve unvanlar arasındaki maaş farklarını azaltacak adil bir denge sağlanacak.
Görev tanımları güncellenerek modern çalışma modellerine uyumlu hale getirilecek.
Ek göstergeler, makam ve görev tazminatları yeniden ele alınacak.
Kariyer basamakları ve yükselme kriterleri netleştirilecek.
Özellikle düşük gelirli memurlar için kademeli maaş iyileştirmeleri yapılacak.
Bu düzenlemelerle hem kamu çalışanlarının memnuniyetinin artırılması hem de kamu yönetiminde verimliliğin güçlendirilmesi amaçlanıyor.
Reformun en kritik aşamalarından biri de sendikalarla yürütülecek görüşmeler olacak. Memur-Sen, Türkiye Kamu-Sen, KESK ve diğer sendikalarla yapılacak istişarelerde sahadaki sorunlar doğrudan masaya yatırılacak. Maaş adaletsizlikleri, ek ödeme sistemleri ve çalışma koşullarına ilişkin talepler detaylı şekilde değerlendirilecek.
Bu görüşmelerin ardından ortaya çıkacak nihai taslağın 2026 yılı içerisinde Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulması planlanıyor. Yasalaşması halinde, yeni maaş ve personel sisteminin 1 Ocak 2027 itibarıyla yürürlüğe girmesi öngörülüyor.
Üst düzey yöneticilere yönelik zam düzenlemesinin iptali, kamu çalışanları açısından çok daha geniş kapsamlı bir dönüşümün başlangıcı olarak görülüyor. Yaklaşık 5 milyon memurun maaşını ve çalışma düzenini doğrudan etkileyecek bu reform, önümüzdeki yıllarda kamu yönetiminin en önemli gündem başlıklarından biri olmaya aday.
Memurlar ise şimdiden iki kritik gelişmeye odaklanmış durumda: 2026 Ocak ayında açıklanması muhtemel refah payı ve aynı yıl içerisinde şekillenmesi beklenen kapsamlı kamu personeli reformu.