10619%1,26
40,59% 0,01
46,63% 0,67
4308,40% 0,82
6924,72% 0,00
Kamu çalışanları, 2025 yılı itibarıyla maaş promosyon anlaşmalarından daha yüksek tutarlar bekliyor. Özellikle son dönemlerde artan enflasyon, yüksek faiz oranları ve bankaların kârlılık seviyelerinin yükselmesi, memurların promosyon tutarları konusundaki beklentilerini de yukarı taşıdı.
Türkiye ekonomisinde yaşanan dalgalanmalar, özellikle enflasyonun yüksek seyretmesi, temel gıda ve barınma giderlerinin artması, kamu personelinin alım gücünü olumsuz etkiledi. Memurlar, üç yıl boyunca maaşlarını belirli bir bankadan almak şartıyla yapılan promosyon anlaşmalarının artık yetersiz kaldığını belirtiyor. 2022 ve 2023 yıllarında yapılan promosyon anlaşmalarında ödenen tutarlar 20-40 bin TL seviyesindeyken, bugün kamu çalışanları bu rakamların en az 5-6 katı olması gerektiğini vurguluyor.
2025 yılı ilk yarı verilerine göre, Türkiye’de faaliyet gösteren bankalar rekor seviyede kâr elde etti. Kamu çalışanları, bankaların kendilerinden elde ettikleri gelirlerin farkında ve bu nedenle promosyon tutarlarının artık sembolik olmaktan çıkıp gerçek bir ekonomik destek haline gelmesini talep ediyor. Bankalar, memur maaşları üzerinden kredi kartı, kredi ve sigorta gibi ürünlerle ciddi bir kazanç sağlıyor. Bu kazançların karşılığı olarak promosyonların en az 200 bin TL seviyesinden başlaması gerektiği dile getiriliyor.
Geçmiş yıllarda yapılan maaş promosyon anlaşmaları, bugünün ekonomik koşulları karşısında adeta eridi. Örneğin, 2022 yılında 25 bin TL promosyon alan bir kamu çalışanı için bu tutar, bugünkü kur ve fiyatlar karşısında oldukça yetersiz kalıyor. Bu nedenle, kamu personeli sendikaları ve memur platformları, yeni promosyon anlaşmalarında enflasyon farkı, banka gelirleri ve memurun ekonomik zorlukları göz önünde bulundurularak güncelleme yapılmasını talep ediyor.
Kamu çalışanlarının sosyal ve ekonomik haklarını savunan birçok sendika, maaş promosyonlarının yeniden değerlendirilmesi için kamuoyuna çağrı yaptı. Sendikalar, bankaların cazip teklifler sunması ve şeffaf ihale süreçleriyle en yüksek promosyonu veren bankaların tercih edilmesi gerektiğini savunuyor. Ayrıca sözleşmelerin 3 yıl yerine 1 yıllık yapılması önerisi de masaya yatırıldı. Böylelikle ekonomik değişimlere daha hızlı adapte olunabileceği ifade ediliyor.
Bazı kamu kurumlarının promosyon ihaleleri kapalı kapılar ardında yapılıyor ve çalışanlara danışılmadan anlaşmalar imzalanıyor. Bu durum, çalışanlar arasında büyük rahatsızlık yaratıyor. Memurlar, bankalarla yapılacak promosyon görüşmelerine temsilcilerin dahil edilmesini ve kararların ortak akılla alınmasını istiyor. Ayrıca ihalelerin canlı yayınlanması ya da internet üzerinden erişilebilir olması da şeffaflık açısından önemli bir adım olarak görülüyor.
Bazı bankalar promosyon ödemeleri için çeşitli şartlar öne sürüyor: otomatik fatura talimatı, kredi kartı kullanımı, bireysel kredi alımı gibi. Kamu çalışanları ise bu tür bağlayıcı koşulların kaldırılmasını ve promosyonların şartsız verilmesini istiyor. “Kazan-kazan” mantığıyla ilerlemesi gereken bu sistemin, çalışanlar için ek yük oluşturmaması gerektiği vurgulanıyor.
Özellikle aynı il veya kurumda çalışan memurlar arasında büyük farklılıklar yaşanabiliyor. Bir kurumun 300 bin TL promosyon alması gerekirken, maalesef 80 bin TL ile yetinmek zorunda kalabiliyor. Bu da çalışanlar arasında eşitsizlik ve huzursuzluk yaratıyor. Memurlar, merkezi bir düzenleme ya da taban promosyon uygulaması getirilmesini, bu sayede tüm çalışanların eşit şartlarda promosyon hakkından faydalanmasını talep ediyor.
2025 yılı, kamu çalışanlarının promosyon mücadelelerinde kritik bir yıl olacak gibi görünüyor. Birçok kurum, eski promosyon sözleşmelerinin süresinin sona ermesiyle yeniden banka arayışına girdi. Memurlar ise süreci yakından takip ediyor ve sendikalar aracılığıyla taleplerini dile getiriyor. Bu yıl yapılacak anlaşmalar, sonraki yıllarda oluşacak beklentiler açısından da örnek teşkil edecek.
Kamu personelinin ortak görüşü; promosyon tutarının, bankanın kişi başı elde edeceği toplam gelirin %40-50’si oranında olması gerektiği yönünde. Aksi takdirde bankaların yüksek gelir elde ederken, çalışanlara düşük promosyon teklif etmesi adaletsiz bulunuyor. Bu hesaplamalar dikkate alındığında, ortalama bir kamu çalışanı için 200 ila 300 bin TL arası promosyon ödemesi beklentisi son derece makul görünüyor.
Kamu çalışanları artık geçmişteki sembolik promosyonları değil, ekonomik şartlara uygun ve adil promosyon ödemeleri talep ediyor. Bankalarla yapılacak anlaşmalarda şeffaflık, sendika temsilciliği, şart koşulmaması ve çalışan refahının gözetilmesi en temel talepler arasında yer alıyor. 2025 yılı promosyon anlaşmaları, memurlar için sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve psikolojik bir değer taşıyor.