9224,84%-0,88
38,45% 0,04
43,83% -0,19
4097,19% -0,84
6606,04% 0,25
İngiliz sömürge mirası ile İslam hukuku geleneklerinin iç içe geçtiği Malezya adalet sistemi, dünyada nadir görülen çift hukuklu sistemlerden biridir. Bu durum, hem hukuki karmaşıklığı hem de toplum içindeki çeşitliliği yansıtması bakımından özel bir önem taşımaktadır. Peki, Malezya’da adalet sistemi nasıl işler? Karşılaşılan temel sorunlar nelerdir ve reform süreçleri hangi noktadadır?
Malezya adalet sistemi, iki temel yapıdan oluşur: Sivil hukuk sistemi ve Şeriat hukuk sistemi. Bu yapıların birlikte işlemesi, Malezya'yı hem laik hukuk kurallarıyla hem de dini esaslara dayalı mahkeme sistemiyle idare edilen nadir ülkelerden biri haline getirir.
Sivil hukuk sistemi, İngiliz ortak hukuk sisteminden etkilenmiş ve esasen laik esaslara dayanmaktadır. Bu sistemdeki mahkemeler, tüm vatandaşlar için geçerlidir. Diğer yanda ise yalnızca Müslüman vatandaşlara uygulanan Şeriat Mahkemeleri yer almaktadır. Bu mahkemeler, özellikle aile hukuku, miras, evlilik ve boşanma gibi alanlarda yetkilidir.
Sivil hukuk sisteminde mahkemeler dört ana düzeyde yapılandırılmıştır:
Federal Mahkeme (Mahkamah Persekutuan) – En yüksek temyiz merciidir.
Temyiz Mahkemesi (Mahkamah Rayuan) – Alt mahkemelerden gelen temyiz başvurularını inceler.
Yüksek Mahkeme (Mahkamah Tinggi) – Ciddi ceza ve sivil davalara bakar.
Birinci Derece Mahkemeleri – Sulh mahkemeleri (Magistrates’ Courts) ve oturum mahkemeleri (Sessions Courts) gibi daha küçük davaları kapsar.
Bu yapının amacı, hukuki sürecin kademeli ve denetimli şekilde ilerlemesini sağlamaktır.
Malezya’da İslam, anayasal olarak “resmi din” olarak tanımlanmıştır. Bu bağlamda Müslüman Malezyalılar, Şeriat Mahkemeleri’nin yetki alanına girerler. Bu mahkemeler, eyalet düzeyinde çalışır ve merkezi bir şeriat yüksek mahkemesi bulunmamaktadır. Her eyaletin kendi şeriat mahkemeleri ve yasal düzenlemeleri vardır.
Ancak şeriat mahkemelerinin yetkisi sınırlıdır. Ceza davalarında verebilecekleri maksimum ceza; 3 yıl hapis, 5.000 RM para cezası ve 6 kamçıdır. Bu sınırlı yetki, hem Şeriat hem de sivil hukuk sisteminin dengesini koruma amacı güder.
Malezya’da yargı bağımsızlığı, özellikle son yıllarda sık sık gündeme gelmektedir. 1988 yılında yaşanan büyük bir anayasal kriz sırasında dönemin başyargıcının görevden alınması, Malezya yargı sisteminin siyasi baskılara açık hale geldiği yönünde eleştirilere yol açmıştır. Her ne kadar sonraki yıllarda bazı reform adımları atılmış olsa da, yargının yürütmeden tam anlamıyla bağımsız olup olmadığı hâlâ tartışmalı bir konudur.
Özellikle kamuoyunu ilgilendiren yolsuzluk davalarında alınan kararlar, Malezya halkının adalet sistemine güvenini doğrudan etkilemektedir. Bu durum, mahkemelerin siyasi etkiden tamamen arındırılması yönünde kamuoyunda güçlü bir beklenti yaratmıştır.
Malezya, son yıllarda uluslararası yolsuzluk skandallarıyla da gündeme gelmiştir. Özellikle 1MDB (1Malaysia Development Berhad) yolsuzluk davası, hem iç hem de dış kamuoyunun dikkatini çekmiştir. Bu tür büyük çaplı davalarda adaletin sağlanması, Malezya hukuk sisteminin güvenilirliği açısından kritik öneme sahiptir.
Malezya Yolsuzlukla Mücadele Komisyonu (MACC), bu alanda aktif bir rol oynasa da yargı kararlarının gecikmesi ya da siyasi etkilerle şekillenmesi, sistemin etkinliğini tartışmalı hale getirmektedir.
Dünyada olduğu gibi Malezya’da da adalet sisteminde dijitalleşme çabaları hız kazanmıştır. E-duruşma sistemleri, çevrimiçi dava başvuruları ve dijital belge yönetimi gibi uygulamalar, mahkemelerde zaman ve kaynak tasarrufu sağlamaktadır. Ancak özellikle kırsal bölgelerde dijital altyapının yetersizliği, bu reformların tüm ülkeye eşit şekilde yayılmasını engellemektedir.
Malezya’da adalet sistemine erişim, toplumun eğitim ve ekonomik düzeyine göre farklılık göstermektedir. Düşük gelirli ve kırsal bölgelerde yaşayan vatandaşların hukuki süreçlere erişimi sınırlı olabilir. Bu noktada devlet destekli ücretsiz avukatlık hizmetleri (Legal Aid Bureau) ve hukuki danışmanlık projeleri, toplumsal adaletin sağlanmasında kritik rol oynamaktadır.
Malezya adalet sistemi, hem iç hem de dış dinamiklerin etkisiyle dönüşüm içerisindedir. Daha şeffaf, hesap verebilir ve bağımsız bir yargı sistemi, ülkenin demokratikleşme sürecinde önemli bir mihenk taşı olacaktır. Özellikle şeriat ve sivil hukuk sistemleri arasındaki uyumun artırılması, toplumsal kutuplaşmanın önlenmesi açısından büyük önem taşımaktadır.
Uluslararası normlara uyum, yolsuzlukla etkin mücadele, kadın haklarının yasal güvence altına alınması ve dijitalleşme süreçlerinin hızlandırılması; Malezya’nın adalet sistemini 21. yüzyıla taşımada belirleyici olacaktır.
Sonuç olarak, Malezya adalet sistemi, geleneksel ve modern unsurların bir arada bulunduğu özgün bir yapı sunmaktadır. Karşılaşılan zorluklara rağmen reform iradesi, toplumun adalet beklentisi ve hukuki bilinç düzeyinin artması, sistemin geleceği adına umut verici gelişmelerdir.