Anayasa Mahkemesi (AYM), cezaevlerinde yaşanan insan hakları ihlalleriyle ilgili dikkat çeken bir karara imza attı. İzmir T Tipi Cezaevi'nde sekiz kişilik bir koğuşta 27 kişiyle birlikte kalmak zorunda bırakılan ve ailesinin getirdiği kıyafetlere erişemeyen bir mahkûma, devletin 100 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verildi. Bu karar, cezaevlerindeki yaşam koşullarına dair emsal teşkil edecek nitelikte.
AYM’ye taşınan davada başvurucu mahkûm, 5 yıl boyunca cezaevinde son derece sağlıksız koşullarda tutulduğunu belirtti. 8 kişilik bir koğuşta tam 27 mahkûmla birlikte yaşamak zorunda bırakıldığı, sadece bir battaniye verildiği, ailesinin getirdiği kişisel eşyaların “etiketsiz” olduğu gerekçesiyle kendisine teslim edilmediği ortaya çıktı.
İdare ve Gözlem Kurulu ise tüm bu talepleri reddetti. Kurul, koğuşların kalabalık olması nedeniyle ekstra battaniye verilmesinin uygun bulunmadığını savundu. Ayrıca, cezaevi personelinin kıyafetleriyle benzer renkte olduğu gerekçesiyle bazı giysiler mahkûma teslim edilmedi.
Başvuruyu değerlendiren Karşıyaka 1. Ağır Ceza Mahkemesi talepleri reddedince dosya Anayasa Mahkemesi’ne taşındı. AYM, anayasal güvence altındaki temel insan hakları çerçevesinde değerlendirme yaparak, başvurucunun maruz kaldığı muamelenin insan onurunu zedelediğine hükmetti.
Mahkeme, cezaevinde kalan bireylerin özgürlüklerinden mahrum bırakılmış olsalar dahi fazladan acı, sıkıntı ya da aşağılayıcı muameleye maruz bırakılamayacağını vurguladı. AYM, devletin, mahkûmların sağlık ve esenliğini güvence altına almakla yükümlü olduğunu hatırlattı.
AYM kararında özellikle koğuşlardaki kişi başına düşen yaşam alanına dikkat çekildi. Karara göre, çok kişilik cezaevi koğuşlarında her mahkûma en az 4 metrekare zemin alanı tahsis edilmesi gerekiyor. Tuvalet ve banyo gibi alanlar bu hesaba dahil edilmemeli. Ayrıca mahkûmların ayrı bir yatak alanına da sahip olmaları gerektiği belirtildi.
Dosyada, başvurucunun 112 gün boyunca yalnızca 3 metrekarelik bir alanda yaşadığı bilgisine yer verildi. Bu durum, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde de "kötü muamele yasağının ihlali" olarak değerlendirildi.
Bu karar, mahkûm hakları, cezaevi koşulları, insan hakları ihlalleri ve mahkûmlara yönelik kötü muamele gibi konularda önemli bir yargı içtihadı oluşturdu. Kararın ardından cezaevlerinde benzer şartlarda kalan binlerce mahkûmun da hak arayışına gitmesi bekleniyor.