10665,65%0,23
42,25% 0,05
49,22% 0,50
5753,78% 1,00
9507,01% 2,23
Emekli Cumhuriyet Savcısı ve halen avukatlık görevini sürdüren Bülent Cansu, son dönemde hızla artan “hesap kullandırma davaları” ile ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu. Cansu, asıl dolandırıcıların izlerini kaybettirip cezasız kaldığını, buna karşın ekonomik sıkıntı yaşayan gençlerin yetersiz delillerle mahkûm edildiğini belirterek, “Adalet, en zayıf halka üzerinden kurulamaz.” ifadelerini kullandı.
Dolandırıcılık Dairesi savcısı olarak görev yaptığı dönemde birçok benzer dosyayı incelediğini hatırlatan Cansu, Mayıs 2024’te temyize taşıdığı bir davanın hâlâ Yargıtay’da beklediğini söyledi. O dosyada dile getirdiği temel uyarının bugün daha da önem kazandığını vurgulayan Cansu, şunları kaydetti:
“Gerçek dolandırıcılar izlerini kaybettirirken, hesabını kullandıran gençler ömür boyu damgalanıyor. Adalet, en zayıf halka üzerinden kurulamaz.”
Cansu’nun açıklamalarına göre, dolandırıcılık şebekeleri son yıllarda ekonomik sıkıntı yaşayan üniversite öğrencilerini hedef alıyor. “Ek iş”, “uzaktan çalışma” veya “komisyon kazancı” gibi sahte ilanlarla gençlerle iletişim kuran bu yapılar, yurtdışından gelen ödemelerde banka ya da kripto hesaplarına ihtiyaç duyduklarını belirterek %3 ila %5 arasında komisyon teklif ediyor.
Bu teklifi yalnızca vergisel bir risk olarak gören gençler, farkında olmadan suç zincirinin parçası haline geliyor. Dolandırıcılar, ikinci el telefon satışları veya sahte ürün ilanlarıyla mağdurlardan topladıkları paraları bu gençlerin hesaplarına aktarıyor; ardından paraları kripto borsaları üzerinden iz kaybettirerek yurt dışına çıkarıyor.
Soruşturmalar başladığında hesaplar bloke ediliyor ve genellikle yalnızca hesap sahipleri yargı önüne çıkarılıyor. Cansu, birçok dosyada WhatsApp yazışmaları ve dijital delillerin, gençlerin dolandırıcılık organizasyonundan habersiz olduklarını açıkça gösterdiğini vurguladı.
Ancak buna rağmen mahkemelerin “otomatik refleksle” gençleri suçlu ilan ettiğini belirten Cansu, şu ifadeleri kullandı:
“Elinde, hesabının dolandırıcılık amacıyla kullanıldığını bildiğine dair hiçbir somut delil olmayan gençler bile cezalandırılıyor. ‘Şüpheden sanık yararlanır’ ilkesi hiçe sayılıyor, gerçek suç örgütleri ise takipsiz kalıyor. Bu durum, yalnızca gençlerin değil, adalet sisteminin geleceğini de tehlikeye atıyor.”
Cansu, bu yaklaşımın sadece bireysel mağduriyet yaratmadığını, aynı zamanda toplumun hukuk devletine olan güvenini de zedelediğini dile getirdi:
“Hesabını kullandıran kişileri suçun asli faili gibi mahkûm etmek; asıl failleri görmezden gelmek ne adil ne de hukuka uygundur. Bu tablo değişmediği sürece gençlerimiz mağdur olmaya devam edecek, toplumun adalet duygusu giderek zayıflayacaktır.”
Uzmanlara göre, “hesap kullandırma davaları”nın artmasıyla birlikte dijital finans suçlarıyla mücadelede daha kapsamlı adımlar atılması, eğitim ve farkındalık çalışmalarının artırılması büyük önem taşıyor.