9610,73%-0,94
38,70% -0,17
43,52% 0,36
3954,09% -0,16
6420,60% -0,59
Son yıllarda Türkiye’de cezaların artırılmasına rağmen suçluların cezaevinde geçirdiği sürelerin azalması dikkat çekiyor. Bu çelişkili durumu "ceza enflasyonu" olarak tanımlamak mümkün. Yani verilen cezalar artıyor, ancak fiilen uygulanan cezalar azalıyor.
2014 yılında hırsızlık suçuna verilen cezalar, günümüzde verilen cezaların yarısı kadardı. Ancak o dönemde cezaevinde kalınan süre, bugüne kıyasla 2 kattan fazlaydı. 2016’da çıkarılan 671 sayılı KHK ve 2020’de yürürlüğe giren 7242 sayılı yasa ile infaz sisteminde önemli değişiklikler yapıldı. Bu düzenlemelerle binlerce hükümlü tahliye edildi. Yeni infaz düzenlemesi ise aylardır ülke gündemini meşgul ediyor.
Ancak yapılan her düzenleme, sistemde kalıcı iyileştirmeler sağlamadı. Uzlaştırma, arabuluculuk, icra ve açık cezaevi gibi mekanizmalarla sistem adeta yamalı bohçaya dönüştü.
İnfaz hukuku bugün o kadar karmaşık bir hale geldi ki; ne genç bir hâkim ne de deneyimli bir avukat tüm sürece tam anlamıyla hâkim olabiliyor. Anayasa Mahkemesi Başkanı Zühtü Arslan’ın da belirttiği gibi, adil yargılanma hakkı %52,1 oranında ihlal ediliyor. Bu oran, infaz aşamasındaki hataları kapsamıyor bile.
Teklif edilen yeni sistemde, cezaların daha sade ve uygulanabilir hale getirilmesi amaçlanıyor. Örneğin, hırsızlık suçuna verilen 6 yıl hapis cezası yerine, doğrudan 2 ay (1 ay cezaevi, 1 ay denetim) uygulanması öneriliyor. Böylece hem infaz süreci kısalacak hem de yargı makamlarının yükü azalacak.
Ayrıca:
Tüm maddi zarara dayalı suçlar uzlaştırma kapsamına alınmalı.
Adli para cezaları doğrudan Maliye Bakanlığı tarafından tahsil edilmeli.
Cezaevi ve denetim süreçleri adli para cezalarında uygulanmamalı.
Uyuşturucu ticareti buna en iyi örneklerden biri. 2014’te ortalama 4 yıl 2 ay olan ceza, 2014 sonrası 8 yıl 4 aya çıkarıldı. Ancak suç oranı düşmedi, aksine arttı. Ceza artışı, suçu caydırmada yetersiz kalıyor.
Ceza sistemine sürekli yapılan geçici düzenlemeler, kamuoyunda "nasılsa bir af ya da düzenleme daha çıkar" algısını pekiştiriyor. Kalıcı çözüm için:
Sadeleştirilmiş bir Türk Ceza Kanunu,
Anlaşılır ve değişmeyen bir infaz yasası,
Avukat, hâkim ve savcının kolayca uygulayabileceği bir sistem gereklidir.
Türkiye’de adaletin sağlanabilmesi için yalnızca cezaların artırılması değil, cezanın infazının şeffaf, adil ve sade olması da şart. Hukuki istikrarın sağlanması, hem mağdur hem sanık açısından güvenilir bir sistemin temel taşıdır.
Adalet TV / Özel Haber