10647,91%0,30
40,42% 0,10
47,33% 0,14
4402,74% -0,19
7022,07% 0,30
6 Şubat 2023'te meydana gelen ve 11 ili etkileyen büyük deprem felaketinden sonra şimdi de insanları dehşete düşüren bir sahtekârlık ortaya çıktı. Hayatını kaybeden depremzedelerin kimlik bilgileriyle sahte diplomalar düzenleyerek para karşılığı kişileri "avukat" yapan bir dolandırıcılık şebekesi, yapılan soruşturmayla deşifre edildi.
Depremde ölen avukatların kimlikleri kullanıldı
"Asrın felaketi" olarak anılan 6 Şubat depreminin üzerinden iki yıl geçmesine rağmen, bölgede hem fiziksel hem de duygusal yaralar sarılamamışken, yaşanan bu yeni gelişme büyük tepki topladı. E-imza dolandırıcılığına yönelik yürütülen kapsamlı soruşturma kapsamında, ölen avukatlara ait bilgilerin yasa dışı şekilde kullanıldığı belirlendi.
Dolandırıcı çete üyeleri, depremde hayatını kaybeden bazı avukatların kimlik ve mezuniyet bilgilerine ulaştı. Sadece kimlik bilgileriyle yetinmeyen şebeke, aynı zamanda bu kişilere ait e-imza verilerini de kopyalayarak üniversitelerin dijital sistemlerine sızdı.
Diplomalar silindi, yerlerine sahte mezunlar yazıldı
Skandalın detayları tüyler ürpertici boyutlara ulaştı. Şüpheliler, sistemdeki gerçek mezuniyet kayıtlarını silerek, para karşılığında başka kişileri o kayıtların yerine yerleştirdi. Böylece sistemde gerçek mezun gibi görünen kişiler, hukuk fakültesi bitirmiş gibi sahte diplomalarla avukat kimliği kazandı.
Üniversite bilgi sistemlerine sızan çetenin, gerçekte hiçbir hukuk eğitimi almamış kişileri avukat olarak gösterdiği belirlendi. Sahte avukatların baroya kaydolup kaydolmadığı ya da dava açıp açmadıkları ise ayrıca araştırılıyor.
İddianamede dijital deliller yer aldı
Soruşturma dosyasına giren dijital deliller, skandalın boyutunu net bir şekilde ortaya koydu. Y.B. adlı bir şüphelinin cep telefonunda yapılan incelemelerde, çete lideri olduğu tespit edilen Z.K. ile yaptığı yazışmalarda avukat listelerinin paylaşıldığı görüldü. Listeler aracılığıyla hangi ölü avukatların bilgilerinin kullanıldığı ve yerine kimlerin yerleştirildiği adım adım tespit edildi.
Bu sahtekârlık zinciri, yalnızca üniversite sistemlerine sızmayı değil, aynı zamanda e-imza güvenliğinin ne kadar kritik olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.