14048,39%0,46
42,60% 0,03
50,19% 0,72
5839,01% 0,80
9291,43% -0,01
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, şirket adına düzenlenen bir vekaletnameyle icra takibine itiraz eden ancak avukat olmayan bir kişinin yetkisine ilişkin önemli bir uyuşmazlığı karara bağladı. İncelemenin merkezinde, ilgili kişinin “ticari vekil” mi yoksa daha geniş yetkiler barındıran “ticari mümessil” mi sayılması gerektiği sorusu yer aldı.
Bölge Adliye Mahkemesi, vekaletnamede “adli işlemler”e ilişkin açık yetki bulunmadığını ve dava-takip işlemlerinin kural olarak yalnızca avukatlarca yapılabileceğini belirterek itirazı geçersiz saymıştı. Alacaklının şikâyeti de bu gerekçeyle kabul edilmişti. Ancak Yargıtay, dosyayı farklı bir açıdan değerlendirdi.
Yüksek Mahkeme, Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenen temsil türlerini ayrıntılı biçimde ele aldı ve ticari vekil ile ticari mümessil arasındaki yetki farkını netleştirdi. Buna göre, ticari vekil özel yetki verilmedikçe dava açamaz ve takip yapamazken; ticari mümessil, işletmenin faaliyet alanına giren her türlü işlemi gerçekleştirme ve dava takip etme konusunda kanunen geniş bir yetkiye sahiptir.
Dosyada yer alan vekaletnamenin kapsamı incelendiğinde, taşınmaz alım-satımı, ipotek tesis etme, para tahsil etme gibi geniş yetkilerin temsilciye verildiği belirlendi. Yargıtay bu kapsamın, kişiyi hukuken “ticari mümessil” statüsüne taşıdığını tespit etti.
Bu değerlendirmeyle birlikte Daire, ticari mümessillerin avukat olmasalar dahi şirket aleyhine başlatılan takiplere itiraz etme ehliyetine sahip olduğunu vurgulayarak, Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararını bozdu. Karar, şirketlerde temsil ve yetki sınırlarına ilişkin uygulamalara yön verecek nitelikte emsal bir karar olarak öne çıktı.