10080,35%1,33
39,82% 0,04
46,90% -0,11
4278,83% 1,21
6852,92% 3,13
Ankara’da bir iş yerinde çalışan Gönül A., işten çıkarılmasının ardından işe iade talebiyle Ankara 2. İş Mahkemesi’ne başvurdu. Dava sürecinde gerekli olan arabuluculuk başvurusunu zamanında yaptı. Ancak, arabulucu tarafından işverene gönderilen davet yazısında toplantı tarihi yanlış belirtildi. Bu hata yüzünden mahkeme, işe iade talebini usul yönünden reddetti.
İlk derece mahkemesi, işverenin fesih gerekçesinin geçersiz olduğuna hükmederek davayı kabul etti. Ancak, işverenin itirazı sonrası Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi, arabuluculuk davetinde tarih yanlışlığı olduğunu öne sürerek davayı usulden reddetti. Bu karar, Gönül A.’nın tekrar arabuluculuk başvurusu yaparak yeni bir dava açmasına neden oldu.
Gönül A., yaşadığı bu süreçte hak kaybına uğradığını ve ağır bir külfet altına girdiğini belirterek Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yaptı. Başvuruda, Anayasa’nın 36. maddesi uyarınca güvence altına alınan adil yargılama ve mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği ifade edildi.
AYM, yaptığı incelemede işçinin tekrar dava açmak zorunda bırakılmasının arabulucunun kusurundan kaynaklandığını vurguladı. Kararda şu ifadelere yer verildi:
“Başvurucunun aynı olay nedeniyle yeniden arabuluculuğa başvurmak ve yeniden dava açmak zorunda kalması, arabulucunun hatasından kaynaklanmakta olup, başvurucuya aşırı bir külfet yüklemektedir. Bu durum, meşru bir amaçla ölçüsüzdür.”
Sonuç olarak, Anayasa Mahkemesi Birinci Bölümü, başvurucunun mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine hükmetti. AYM, yaşanan hak ihlali nedeniyle devletin işçiye 10 bin TL manevi tazminat ödemesine karar verdi.
Ayrıca Gönül A.’nın arabulucu aleyhine açtığı tazminat davası da işçi lehine sonuçlandı. Bu gelişme, arabulucuların hukuki sorumluluklarını daha dikkatli yerine getirmeleri gerektiğine işaret ediyor.
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı, arabuluculuk sürecinde yapılan usul hatalarının ciddi sonuçlar doğurabileceğini ortaya koydu. Özellikle işe iade davalarında, arabuluculuk aşamasının doğru yönetilmesi büyük önem taşıyor. Mahkemeye erişim hakkı, sadece yargılamanın kendisiyle değil, bu sürece giden yolun adil olmasıyla da yakından ilgili.