Gülşen ne zaman tahliye olacak?
Gülşen, bir konserinde söylemiş olduğu sözlerden dolayı tutuklanarak kapalı ceza infaz kurumuna gönderilmişti. Gülşen’in ne zaman tahliye olacağını uzman ekibimiz bütün yönleriyle araştırdı.
Editör: adalet.tv
26 Ağustos 2022 - 17:56 - Güncelleme: 26 Ağustos 2022 - 18:43
Sanatçı Gülşen, aylar önce bir konserinde söylediği sözlerden dolayı önce hakkında adli soruşturma başlatıldı, ardından savcılık kararı ile hakkında yakalama emri çıkartılarak gözaltına alındı. Gülşen son olarak savcılık ifadesinin ardından sevk edildiği nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği tarafından tutuklanarak Bakırköy Kadın Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderildi.
YARGILANACAĞI MADDE
Gülşen, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan hakkında soruşturma yürütülüyor. Savcılık soruşturması tamamlanınca hakkında ya takipsizlik kararı verilecek ya da iddianame düzenlenerek yargılamasına başlanacak.
TUTUKLULUK SÜRECİ
Gülşen, avukatları aracılığıyla veya bulunduğu kadın kapalı ceza infaz kurumundan ‘tutukluğa itiraz’ dilekçesi ile başvuru yaparak tahliyesini talep edebilir. Tahliyesi hakkında dosyaya bakan savcı da dosya durumuna göre tahliye talep edebilir veya itirazın kabul görmesi halinde Sulh Ceza Hakimliği veya Sulh Ceza Hakimliğine karşı itiraz mercii olan Ağır Ceza Mahkemesi / Asliye Ceza Mahkemesi de Gülşen hakkında tahliye kararı verebilir.
GÜLŞEN NE ZAMAN TAHLİYE OLACAK
Gülşen’in tahliye olacağı tarih ise tutukluğa itirazların kabul görmemesi durumunda (benzer dosyalar göz önüne alındığında) ilk duruşmada tahliye olması bekleniyor. Bilindiği üzere adliyeler şu an adli tatilde oldukları için duruşmalara ve savcılık birimlerine sadece nöbetçi hakim ve savcılar bakıyor. Adli tatil ise önümüzde hafta sona erecek.
Gülşen’e isnat edilen suç ve dosya kapsamı göz önüne alındığında tutukluluk sürecinin her an neticelenmesi (sona ermesi) de kimseyi şaşırtmaz. Zaten benzer suçlarda tutuksuz yargılanma esas alınıyor, bunu nedeni ise suça verilen cezanın düşük olması ve bütün indirimlerden lehe olarak faydalanarak kesinleşmesi halinde yatar süresinin neredeyse bulunmaması. Kanunlarımıza göre (doğal bir süreç) her ay bütün tutukluluklar ilgili birimler tarafından gözden geçirilerek 'tutukluluğun devamına kararı' verilmesi halinde tutuklu olan şahısa kararın bir nüshası tebliğ edilerek bilgilendirme yapılıyor.
ADALET BAKANININ AÇIKLAMASI
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’da Gülşen ile ilgili şu açıklamayı yapmıştı: İmam hatip liselerine ve imam hatiplilere karşı iftira, kin, nefret ve ayrımcılık yapan, bunu da ilericilik zanneden, esasında ilkellikten başka hiçbir anlam taşımayan bu çağ dışı zihniyeti şiddetle kınıyorum.
Sanatçı kisvesi adı altında kin, nefret ve ayrımcılık dili kullanarak halkın bir kesimini diğer kesimine karşı tahrik etmek, sanata ve sanatçılara da yapılmış saygısızlıktır. Hiç kimsenin halkımız arasında kin, nefret, düşmanlık ve ayrımcılık yapma hakkı ve hürriyeti yoktur.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in Gülşen hakkında açıklaması: Bakanlık olarak gereken adımı hemen attık ve hukuki süreç başlattık. Tüm sürecin yakından takipçisi olacağız.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Gülşen hakkında açıklaması: Devletimizin güzide bir kurumunu, milli ve manevi değerlerimizle yetişmiş nesillerimizi hakaret yoluyla hedef alan sözler milletimizi incitmiş, vicdanlarımızı yaralamıştır. Toplumsal ayrımcılığa, ötekileştirmeye ve tahammülsüzlüğe sevk eden bu zehirli dili kınıyoruz.
Toplumsal barış ve huzuru tehdit etmek hiçbir zaman sanatçı kimliğiyle bağdaşmaz. Nefret diline karşı, sanatın evrensel dilini yüceltecek, toplumsal barış ve huzurumuzu her türlü bölücülüğe ve istismara karşı koruyacağız. Nefret diline inat, sevgi dili her daim galip gelecektir.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in Gülşen hakkında açıklaması: İmam hatipler de diğer okullarımız gibi hepimizin. İmam hatipler, bu memleketin evlatlarını yetiştiren, yasayla kurulmuş, CHP döneminde kurulmuş ve dinin gereklerini insanlara doğru şekilde, devlet eliyle ve denetimi ile öğretmek üzere kurulmuş okullardır.
Hiçbir okula o yapılmaması gerektiği gibi, bu okullarla ilgili de bir espri de olsa, şaka da olsa öyle tanımlama doğru değil. Maksadını aşmış bir espri, çok rahatsız edici şekilde insanların kalbini kırdı, hızlı bir şekilde telafi edileceğini ümit ediyoruz. Biz de takip edeceğiz.
Gülşen’in Avukatı Emek Emre’nin açıklaması: Ailesi, kendisi, hepimiz çok üzgünüz. Burada müvekkilim Gülşen hepimiz gibi bir Türk vatandaşı. Türkiye bir hukuk devleti. Müvekkilim yasaların kendisi için de adil ve eşit bir şekilde uygulanmasını bekler. Kanaatimizce müvekkilimizin işlemiş olduğu bir suç bulunmamaktadır.
Teknik bir bilgi olacak ama Türk Ceza Kanunu 216. maddede tanımlı suçtan kendisi aleyhinde soruşturma başlatıldı. Bu suçun alt ve üst sınırlarına baktığımızda tutuklama tedbiri çok uygunsuz olmuştur. İnanıyoruz ki bu usul ve yasaya aykırı olan karar, itiraz neticesinde kaldırılacaktır.
Gülşen’in özür dilediği açıklama: Uzun yıllardır birlikte çalıştığım çalışma arkadaşlarım ile iş ve çalışma ortamında yapmış olduğum bir espri toplumu kutuplaştırmayı hedefleyen kimseler tarafından öne çıkarılarak yayınlanmıştır. Sözlerimin ülkemizdeki kutuplaştırmayı hedefleyen kötü niyetli kimselere malzeme vermiş olmasından dolayı üzgünüm.
İnandığım özgürlüğü savunurken, eleştirdiğim radikal uca kendimin savrulduğunu görüyorum. Videodaki söylemimden rahatsızlık duyan ve incinen herkesten özür diliyorum. Daha başka bir dil bulmalıydım; bulacağım.
Gülşen’in adliyede verdiği ifade: Ben 25 yıllık sanatçıyım. Müzisyen çalışma arkadaşlarım var. Bu grupla birlikte konserlerde sahne alırım. Kadromda klavye müzisyeni olarak yer alan Miraç isimli arkadaşımın lakabı 'imam'dır. Ayrıca arkadaşlarla kendi aramızda 'aptal, salak, sapık' olarak şakalaşırız. Talihsizlik olarak bu iki kelime bir araya gelmiştir. Arkadaşımız imam hatipte okumamıştır. Grupta tüm arkadaşlarımın lakabı mevcuttur.
Bu konuşma, bu diyalog, konserin hatırlamadığım bir aşamasında, muhtemelen bir şarkı arasında Miraç ile aramızda geçen bir konuşmadır. Orkestrama, 'Beni seyircilerimin arasına omuzlarınızda taşıyın' demem üzerine, bana orkestra arasından 'Seni imam taşısın' şeklinde cevap gelince bahse konu konuşma Miraç ile aramızda geçmiştir. Bu konuşma, konsere gelenlere ya da medyaya hitaben yaptığım bir konuşma değildir.’
Bu kısa görüntü aylar sonra kim tarafından ne amaçla servis edildi bilemiyorum. Ancak provokatif amaçlı olarak servis edildiğini düşünüyorum. Aramızdaki esprilerin bu haliyle kamuoyuna yansıması sonucu yanlış anlaşıldığını düşünüyorum.
Ben imam hatiplileri ya da ülkemizin bir kısmını kötülemek, onlara hakaret etmek amacıyla asla bu konuşmayı yapmadım. Ülkenin tüm değerlerine ve hassasiyetlerine saygım sonsuzdur. Ayrıca yaşanan olayın zamansız bir yerde gerçekleşmesi talihsizliktir. Ben memleketimin bütünlüğünü, dil, din, ırk hiçbir şekilde kategorize etmeden ülkemin bütünlüğünü ve refahını görmek için mücadele ediyorum.
En yakın arkadaşımla yaptığım esprinin insanları kışkırtıcı bir şekilde yorumlanmasını kabul etmiyorum. Ben yıllardır tanınan bir insanım. Şu ana kadar meslek hayatımda herhangi bir grubu veya insanı ayırt ya da kategorize etmedim. Şakalaşmanın herhangi bir gruba yönelik nefret içerikli olarak algılanması beni çok üzmüştür.
YARGILANACAĞI MADDE
Gülşen, halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçundan hakkında soruşturma yürütülüyor. Savcılık soruşturması tamamlanınca hakkında ya takipsizlik kararı verilecek ya da iddianame düzenlenerek yargılamasına başlanacak.
TUTUKLULUK SÜRECİ
Gülşen, avukatları aracılığıyla veya bulunduğu kadın kapalı ceza infaz kurumundan ‘tutukluğa itiraz’ dilekçesi ile başvuru yaparak tahliyesini talep edebilir. Tahliyesi hakkında dosyaya bakan savcı da dosya durumuna göre tahliye talep edebilir veya itirazın kabul görmesi halinde Sulh Ceza Hakimliği veya Sulh Ceza Hakimliğine karşı itiraz mercii olan Ağır Ceza Mahkemesi / Asliye Ceza Mahkemesi de Gülşen hakkında tahliye kararı verebilir.
GÜLŞEN NE ZAMAN TAHLİYE OLACAK
Gülşen’in tahliye olacağı tarih ise tutukluğa itirazların kabul görmemesi durumunda (benzer dosyalar göz önüne alındığında) ilk duruşmada tahliye olması bekleniyor. Bilindiği üzere adliyeler şu an adli tatilde oldukları için duruşmalara ve savcılık birimlerine sadece nöbetçi hakim ve savcılar bakıyor. Adli tatil ise önümüzde hafta sona erecek.
Gülşen’e isnat edilen suç ve dosya kapsamı göz önüne alındığında tutukluluk sürecinin her an neticelenmesi (sona ermesi) de kimseyi şaşırtmaz. Zaten benzer suçlarda tutuksuz yargılanma esas alınıyor, bunu nedeni ise suça verilen cezanın düşük olması ve bütün indirimlerden lehe olarak faydalanarak kesinleşmesi halinde yatar süresinin neredeyse bulunmaması. Kanunlarımıza göre (doğal bir süreç) her ay bütün tutukluluklar ilgili birimler tarafından gözden geçirilerek 'tutukluluğun devamına kararı' verilmesi halinde tutuklu olan şahısa kararın bir nüshası tebliğ edilerek bilgilendirme yapılıyor.
ADALET BAKANININ AÇIKLAMASI
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’da Gülşen ile ilgili şu açıklamayı yapmıştı: İmam hatip liselerine ve imam hatiplilere karşı iftira, kin, nefret ve ayrımcılık yapan, bunu da ilericilik zanneden, esasında ilkellikten başka hiçbir anlam taşımayan bu çağ dışı zihniyeti şiddetle kınıyorum.
Sanatçı kisvesi adı altında kin, nefret ve ayrımcılık dili kullanarak halkın bir kesimini diğer kesimine karşı tahrik etmek, sanata ve sanatçılara da yapılmış saygısızlıktır. Hiç kimsenin halkımız arasında kin, nefret, düşmanlık ve ayrımcılık yapma hakkı ve hürriyeti yoktur.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer'in Gülşen hakkında açıklaması: Bakanlık olarak gereken adımı hemen attık ve hukuki süreç başlattık. Tüm sürecin yakından takipçisi olacağız.
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un Gülşen hakkında açıklaması: Devletimizin güzide bir kurumunu, milli ve manevi değerlerimizle yetişmiş nesillerimizi hakaret yoluyla hedef alan sözler milletimizi incitmiş, vicdanlarımızı yaralamıştır. Toplumsal ayrımcılığa, ötekileştirmeye ve tahammülsüzlüğe sevk eden bu zehirli dili kınıyoruz.
Toplumsal barış ve huzuru tehdit etmek hiçbir zaman sanatçı kimliğiyle bağdaşmaz. Nefret diline karşı, sanatın evrensel dilini yüceltecek, toplumsal barış ve huzurumuzu her türlü bölücülüğe ve istismara karşı koruyacağız. Nefret diline inat, sevgi dili her daim galip gelecektir.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’in Gülşen hakkında açıklaması: İmam hatipler de diğer okullarımız gibi hepimizin. İmam hatipler, bu memleketin evlatlarını yetiştiren, yasayla kurulmuş, CHP döneminde kurulmuş ve dinin gereklerini insanlara doğru şekilde, devlet eliyle ve denetimi ile öğretmek üzere kurulmuş okullardır.
Hiçbir okula o yapılmaması gerektiği gibi, bu okullarla ilgili de bir espri de olsa, şaka da olsa öyle tanımlama doğru değil. Maksadını aşmış bir espri, çok rahatsız edici şekilde insanların kalbini kırdı, hızlı bir şekilde telafi edileceğini ümit ediyoruz. Biz de takip edeceğiz.
Gülşen’in Avukatı Emek Emre’nin açıklaması: Ailesi, kendisi, hepimiz çok üzgünüz. Burada müvekkilim Gülşen hepimiz gibi bir Türk vatandaşı. Türkiye bir hukuk devleti. Müvekkilim yasaların kendisi için de adil ve eşit bir şekilde uygulanmasını bekler. Kanaatimizce müvekkilimizin işlemiş olduğu bir suç bulunmamaktadır.
Teknik bir bilgi olacak ama Türk Ceza Kanunu 216. maddede tanımlı suçtan kendisi aleyhinde soruşturma başlatıldı. Bu suçun alt ve üst sınırlarına baktığımızda tutuklama tedbiri çok uygunsuz olmuştur. İnanıyoruz ki bu usul ve yasaya aykırı olan karar, itiraz neticesinde kaldırılacaktır.
Gülşen’in özür dilediği açıklama: Uzun yıllardır birlikte çalıştığım çalışma arkadaşlarım ile iş ve çalışma ortamında yapmış olduğum bir espri toplumu kutuplaştırmayı hedefleyen kimseler tarafından öne çıkarılarak yayınlanmıştır. Sözlerimin ülkemizdeki kutuplaştırmayı hedefleyen kötü niyetli kimselere malzeme vermiş olmasından dolayı üzgünüm.
İnandığım özgürlüğü savunurken, eleştirdiğim radikal uca kendimin savrulduğunu görüyorum. Videodaki söylemimden rahatsızlık duyan ve incinen herkesten özür diliyorum. Daha başka bir dil bulmalıydım; bulacağım.
Gülşen’in adliyede verdiği ifade: Ben 25 yıllık sanatçıyım. Müzisyen çalışma arkadaşlarım var. Bu grupla birlikte konserlerde sahne alırım. Kadromda klavye müzisyeni olarak yer alan Miraç isimli arkadaşımın lakabı 'imam'dır. Ayrıca arkadaşlarla kendi aramızda 'aptal, salak, sapık' olarak şakalaşırız. Talihsizlik olarak bu iki kelime bir araya gelmiştir. Arkadaşımız imam hatipte okumamıştır. Grupta tüm arkadaşlarımın lakabı mevcuttur.
Bu konuşma, bu diyalog, konserin hatırlamadığım bir aşamasında, muhtemelen bir şarkı arasında Miraç ile aramızda geçen bir konuşmadır. Orkestrama, 'Beni seyircilerimin arasına omuzlarınızda taşıyın' demem üzerine, bana orkestra arasından 'Seni imam taşısın' şeklinde cevap gelince bahse konu konuşma Miraç ile aramızda geçmiştir. Bu konuşma, konsere gelenlere ya da medyaya hitaben yaptığım bir konuşma değildir.’
Bu kısa görüntü aylar sonra kim tarafından ne amaçla servis edildi bilemiyorum. Ancak provokatif amaçlı olarak servis edildiğini düşünüyorum. Aramızdaki esprilerin bu haliyle kamuoyuna yansıması sonucu yanlış anlaşıldığını düşünüyorum.
Ben imam hatiplileri ya da ülkemizin bir kısmını kötülemek, onlara hakaret etmek amacıyla asla bu konuşmayı yapmadım. Ülkenin tüm değerlerine ve hassasiyetlerine saygım sonsuzdur. Ayrıca yaşanan olayın zamansız bir yerde gerçekleşmesi talihsizliktir. Ben memleketimin bütünlüğünü, dil, din, ırk hiçbir şekilde kategorize etmeden ülkemin bütünlüğünü ve refahını görmek için mücadele ediyorum.
En yakın arkadaşımla yaptığım esprinin insanları kışkırtıcı bir şekilde yorumlanmasını kabul etmiyorum. Ben yıllardır tanınan bir insanım. Şu ana kadar meslek hayatımda herhangi bir grubu veya insanı ayırt ya da kategorize etmedim. Şakalaşmanın herhangi bir gruba yönelik nefret içerikli olarak algılanması beni çok üzmüştür.
FACEBOOK YORUMLAR