Depremin acı anılarını DSİ'nin İzmir kampında geride bırakmaya çalışıyorlar
- Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından DSİ'nin Gümüldür'deki eğitim ve dinlenme tesislerine yerleştirilen 318 depremzede, terapi etkinlikleri kapsamında bahçelerde kendi sebzelerini yetiştiriyor, el işi kurslarına katılıyor - Depremzedelerden Gülendam Timur: - "Yaşamanın ne kadar değerli olduğunu, malın, mülkün değerinin olmadığını öğrendik. Burada 2 odanın içinde de yaşayabiliyoruz. Çok odaya da gerek yokmuş"
DSİ personeline tatil imkanı sunulan ve İzmir'in gözde turistik beldelerinden Gümüldür Mahallesi'nde yer alan eğitim ve dinlenme tesisleri, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından depremzedelere açıldı.
Geniş bir kampüste 81 ev, yemekhane, kafeterya ve spor alanlarının bulunduğu tesise, depremden yaklaşık bir hafta sonra AFAD organizasyonuyla afetten etkilenen 318 kişi yerleştirildi.
Depremzedelere her türlü desteğin verilmesi için seferber olunan tesiste, çocuklar için prefabrik kreş, kadınlar için el işi kursları, uzaktan eğitim gören üniversite öğrencileri için bilgisayar destekli sınıflar açıldı.
Depremzedelere psikolojik desteğin de verildiği tesiste, isteyen konukların kendi sebze meyvelerini yetiştirmeleri için bahçeler oluşturuldu.
Öğrencilerin taşımalı sistemle Menderes'teki okullarda eğitimlerini tamamladığı kampta yaz tatiliyle birlikte spor kursları da açıldı.
- "Bize çok iyi bakıyorlar"
Tesiste kalan depremzedelerden Gülendam Timur, AA muhabirine, depremi Hatay'da yaşadığını belirterek, eşinin ailesinden 16 akrabasını kaybettiklerini, evlerinin yıkıldığını anlattı.
Depremin ardından tüm ihtiyaçlarının devlet kurumları tarafından karşılandığını ifade eden Timur, "Deprem korkusunu atlatamadım. Psikolojik tedavi görüyorum. Allah razı olsun, yine buranın sayesinde. Bize el işi kursunu açtılar. Çok güzel zamanımız geçti. 3 ay boyunca bunları yaptık. Çocuklarımızla yine yaşamaya devam ediyoruz. Zor bir süreç ama burası bir nebze de olsa bizi rahatlattı." diye konuştu.
Timur, tesise geldiği günü hala unutamadığını, aklının Hatay'daki yakınlarında olduğunu kaydetti.
Tesiste kalan depremzedelerin bir aile haline geldiğini dile getiren Timur, "Burada paylaşmayı daha çok öğrendik. Yaşamanın ne kadar değerli olduğunu, malın, mülkün değerinin olmadığını öğrendik. Burada 2 odanın içinde de yaşayabiliyoruz. Çok odaya da gerek yokmuş. Allah devletimizden razı olsun." ifadelerini kullandı.
Ali Kuş ise depremi Hatay'da yaşadığını, yakınlarını kaybettiğini, evinin de kullanılamaz haline geldiğini söyledi.
Deprem anını unutamadığını, yıkılan binalar, yitirilen canların etkisinden kurtulmanın kolay olmadığını anlatan Kuş, "Burada bize çok iyi bakıyorlar. Allah razı olsun. Gereken ilgiyi gösteriyorlar. Burada çok güzel şeyler gördük. Etkinlikler yapıyorlar." dedi.
- "El işini ve nakış yapmayı burada öğrendim"
Zennup Taş da 3 çocuğuyla yaşadığı Gaziantep'teki evinin depremde büyük hasar gördüğünü belirtti.
Depremden sonra 3 gün ailesiyle sokakta kaldığını ifade eden Taş, şunları kaydetti:
"İzmir'e geldiğimde bir heyecan hissettim. Burada güler yüz gördüm. Bizi mutlu ettiler. Bize her şeyi unutturmaya çalıştılar. Depremi hiç yaşamamış gibi hissettim burada. El işini ve nakış yapmayı burada öğrendim. Bizim için çalıştılar ve çabaladılar. Bizim her şeyi unutmamız için ellerinden geleni yaptılar, başardılar da. Birtakım şeyleri kendileri sayesinde kazandık. Eğlence düzenlediler. Her hafta çocuklarımıza etkinlik düzenlediler. Çocuklarımızın yüzünü güldürdüler. Onlara deprem anını unutturdular. Buradan nasıl ayrılacağım, onu düşünüyorum. Buraya bağlandım, çok seviyorum."
FACEBOOK YORUMLAR