Cumhurbaşkanlığının 2024 yılı bütçesi TBMM Genel Kurulunda
- DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ: - "Bunca yoksulluğun, açlığın, sefaletin olduğu bir ülkede kimse savunmaya bu kadar bütçe ayırmaz" - DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar: - "Can Atalay, bu sıralardaki meşru yerini bir an önce almalıdır"
TBMM Genel Kurulunda, DEM Parti milletvekilleri, Cumhurbaşkanlığının 2024 yılı bütçesi üzerinde söz aldı.
DEM Parti Muş Milletvekili Sezai Temelli, bir ülkenin bütçesinin kim tarafından ve nasıl yapıldığının, o ülkenin demokrasisi açısından bir gösterge olduğunu söyledi.
Türkiye'de bir "demokrasi krizinin" olduğunu iddia eden Temelli, "Bu köhne sistemin dayattığı bir bütçe anlayışıyla değil, özellikle yerellerden başlayan, halkın katıldığı, radikal demokrasi anlayışıyla, demokratik ulus anlayışıyla hayata geçmiş bütçeler ancak Türkiye'yi demokratikleştirebilir." diye konuştu.
DEM Parti İstanbul Milletvekili Cengiz Çiçek, çözüm sürecinde atılan adımlara değinerek, halkın bu sürece verdiği desteğin yüzde 80'lere çıktığını dile getirdi.
"Çözüm sürecinin bitmesinin ardından Türkiye'de büyük bir siyasal ve idari çürümenin başladığını" savunan Çiçek, "Kürt meselesi çözümsüz kaldıkça spordan sanata, siyasetten yargıya her yerde bir çözülme ve yozlaşma alıp başını gidiyor. Kaybeden ülke insanı, kazanan ise sermaye grupları ve sömürüden beslenenler oluyor." değerlendirmesinde bulundu.
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Cengiz Çandar, konuşmasına Kürtçe başlayarak, sadece Kürt milletvekillerinin değil, kendisi gibi 65 yaşından sonra Kürtçe öğrenmeye başlayan milletvekillerinin de Kürtçeyi konuştuğunu aktardı.
Kürtçe öğrenme sebeplerini anlatan Çandar, şöyle devam etti:
"Benim bu yaştan sonra Kürtçe öğrenmeye kalkışmamın tek sebebi var: Nüfusun beşte biri veya dörtte biri oranında, halkımızın ayrılmaz bir parçası olarak gördüğümüz Kürt vatandaşlarımıza göstermemiz gereken saygıdan ötürü Kürtçe öğrendim. Kürt vatandaşlarımızın büyük çoğunluğu benim ana dilimi biliyor; resmi dil olduğu için öğreniyor. Ama benim gibilerin de gönüllü olarak onların ana dilini öğrenmeye çalışması, hem onlara saygı hem de ülkemizin ulusal, toplumsal ve hatta toprak bütünlüğü bakımından gerekli bir çaba olmalıdır. Bugün de öyle düşünüyorum. Bir durup düşünün, şu anda TBMM çatısı altında Kürtçenin işitilmesi, ülkenin birliği açısından daha hayırlı değil mi?"
Çandar, Kürtçe ifadelerin, Meclis tutanaklarına "anlaşılmayan bir dil" olarak kaydedilmemesi gerektiğini, Kürtçenin TBMM çatısı altında telaffuz edilmesini "bölünme değil birleşme şansı olarak gördüklerini" kaydetti.
Anayasa Mahkemesinin, Can Atalay hakkındaki ikinci hak ihlali kararını anımsatan Çandar, "Can Atalay, bu sıralardaki meşru yerini bir an önce almalıdır." görüşünü paylaştı.
- "Bu bütçeyi halklar yapmamıştır"
DEM Parti İstanbul Milletvekili Celal Fırat, Anayasa'daki din, inanç, vicdan özgürlüğü ile laiklik gibi ilkelerin "kağıt üzerinde olduğunu, bu ilkelerin gerçek hayatta hiçbir karşılığının olmadığını" ileri sürdü.
"Alevilik başta olmak üzere birçok inancın baskı altına alındığını ve asimile edildiğini" iddia eden Fırat, "Diyanet İşleri Başkanlığı, mezheplerin hepsini kapsamıyor; devletin belirlediği dinsel sınırlar içinde dine, inanca müdahale etti, fetvalar verdi." ifadesini kullandı.
DEM Parti Ağrı Milletvekili Heval Bozdağ, ülkenin kaynaklarını savaş ve savunmaya harcayan bir bütçenin tartışıldığını savundu.
Bozdağ, "Bu bütçeyi halklar yapmamıştır. Çünkü bunca yoksulluğun, açlığın, sefaletin olduğu bir ülkede kimse savunmaya bu kadar bütçe ayırmaz. Güvenlikçi anlayış, eğitimden sağlığa tüm kalemlere yansımıştır." sözlerini sarf etti.
FACEBOOK YORUMLAR