İletişim Başkanlığından Estonya'da "Dünyadaki Seçim Süreçlerinde Enformasyon Güvenliği" paneli
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, "Dünyadaki Seçim Süreçlerinde Enformasyon Güvenliği" konulu panelin ikincisini Estonya'nın...
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun'un video mesajıyla başlayan panele, Türkiye'nin Tallinn Büyükelçisi Başak Türkoğlu, akademisyenler, düşünce ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile gazetecilerin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Giray Sadık'ın moderatörlüğündeki oturumda, Estonya Merkez Partisi, Estonya Parlamentosu ve Estonya-Türkiye Dostluk Grubu üyesi Marko Sorin, Fenerbahçe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ece Baban, Postimees Dış Haberler Editörü Külli Kapper ve Tartu Üniversitesi araştırma görevlisi İzzet Yalın Yüksel konuştu.
Prof. Dr. Sadık, çağın önemli sorunlarından birinin bilgi güvenliği olduğuna işaret ederek, Hollanda, İspanya, Pakistan gibi dünyanın birçok ülkesinde yapılacak seçimlerde bilgi güvenliğinin kritik yer tuttuğunu söyledi.
Estonya-Türkiye Dostluk Gurubu üyesi Sorin, Estonyalıların geçmişten edindiği tecrübelerle satır aralarını okumak, haberlerin kaynaklarını araştırmak ve dezenformasyonu tespit edebilmek gibi bazı yetiler kazandığını belirtti. Sorin, Estonya'nın küçük bir ülke olmasının ve dilinin öğrenme açısından zor olmasının da dış kaynaklardan gelebilecek dezenformatif çabaların önünde doğal bir set oluşturduğunu ifade etti.
Postimees Dış Haberler Editörü Kapper, seçim sisteminin açık ve şeffaf olmasının, uluslararası gözlemcilerin seçim sürecini engelsiz bir şekilde takip edebilmesinin seçim güvenliğinin garantisi olduğunu dile getirdi.
Tartu Üniversitesi araştırma görevlisi Yüksel de dezenformasyonun sadece doğru bilgiye zarar vermeyi değil, aynı zamanda bilginin kendisine müdahale etmeyi de amaçladığını vurguladı.
Aldatma, bilgiyi muğlaklaştırma, kamuoyunu yanlış bilgilendirme gibi dezenformatif faaliyetlerin terör örgütleri tarafından da sisteme müdahale etmek için kullanıldığını ve sosyal medyanın bunun için önemli bir mecra olduğunu söyleyen Yüksel, medya okur yazarlığını yaygınlaştırmanın dezenformatif faaliyetlerin önüne geçebileceğini kaydetti.
Fenerbahçe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Baban da dezenformasyon, manipülasyon, bilgi kirliği ve mezenformasyon kavramları arasındaki farkları anlattı.
Dezenformasyon faaliyetlerinin teknolojinin de gelişmesiyle son yıllarda hiç olmadığı kadar yoğunlaştığını belirten Baban, bu tür çabaların aslında kitleleri etkileyerek yeni bir psikolojik savaş için kullanıldığını ifade etti.
FACEBOOK YORUMLAR