Cinsel suç işleyenleri ilgilendiren önemli Danıştay kararı, Hadım edilmeyecekler!

Cinsel suçlardan hükümlü olanlar hadım edilmeyecek. Adalet Bakanlığının uyguladığı Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan hükümlü olanlara uygulanacak tedavi ve diğer yükümlülükler hakkındaki yönetmeliğin hadım maddesi Danıştay tarafından iptal edildi. Cinsel suçları önleyecek bu maddenin iptali tartışmaları da beraberinde getirecek.

Cinsel suç işleyenleri ilgilendiren önemli Danıştay kararı, Hadım edilmeyecekler!
Editör: adalet.tv
11 Ocak 2022 - 10:39
Cinsel suç işleyen hükümlülerle ilgili önemli bir yönetmelik değişikliği yapıldı. Danıştay’ın kararı ile hükümlülerin cezalarını infaz ettikleri sırada veya koşullu salıverildikleri takdirde denetim süresi içerisinde tabii olacakları yükümlülükler, tıbbi tedavilerin ve iyileştirme programlarının belirlenmesi için Adalet Bakanlığı tarafından Cinsel dokunulmazlığa karşı suçlardan hükümlü olanlara uygulanacak tedavi ve diğer yükümlülükler hakkında yönetmelik Türk Psikiyatri Derneği tarafından Danıştay’a karşı dava açıldı. Açılan dava sonucunda dosyayı inceleyen Danıştay 10’uncu Dairesi cinsel suç işleyen şahıslarla ilgili olarak lehe bir karar vererek kamuoyunda “hadım” olarak bilinen yönetmelik maddesini iptal etti. İptal kararı Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından onandı.

Davacı Türk Psikiyatri Derneği’nin itiraz başvurusu: Yönetmelikte cinsel saldırı suçlarının bir hastalık olarak nitelendirildiği, hekimlerin mesleki özerkliğinin güvence altına alınmadığı, hakim kararının sağlık kurulu raporuna dayanılarak verileceğinin açıkça gösterilmediği, tıbbi işlemler için hastanın açık rızasının alınmasına ilişkin kanuni düzenlemeler olduğu, Yönetmeliğin hasta haklarına ilişkin ve hekim yönünden mesleğin özerk olarak uygulanmasına yönelik düzenlemeler içermediği, tedavi için hükümlünün rızasının aranmadığı, Yönetmeliğin 4. maddesinin (ı) bendindeki tedavi merkezi tanımının ve 7. maddenin 2. fıkrasının yönetmeliğin uygulaması için özel merkezleri ve alanda yetişmiş özel sağlık ekibini düzenlememesi sebebiyle noksan düzenleme niteliğinde olduğu, 7. maddenin 1. fıkrasının, tedavi tanımının kanuna aykırı olduğu, “cinsel isteğin azaltılmasının veya yok edilmesinin, bir tedavi yöntemi olmadığı, Yönetmeliğin hasta haklarına aykırı olduğu, 8. maddenin 2. fıkrasındaki “bu yükümlülüğe karar verilmeden önce hükümlü ve yükümlünün onayı aranmaz” düzenlemesi ile bunu yaptırıma bağlayan 15. maddenin 1. ve 4. fıkrasının Biyotıp sözleşmesi, Anayasa ve 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun ile Hasta Hakları Yönetmeliğine aykırı olduğu ileri sürülmektedir.

Danıştay 10. Dairesinin iptal ettiği kısım: Sonuç olarak, Yönetmeliğin 7. maddesinin 1. fıkrasında yer alan "ile cinsel isteğin azalmasını veya yok edilmesini sağlayan yöntemdir." ibaresinin, Kanunda idareye "tedavi" amaçlı yönetmelik çıkarma konusunda verilen yetkiyi aşar nitelikte olduğu sonucuna varıldığından, bu kısma ilişkin düzenlemede hukuka uyarlık bulunmadığı, dava konusu diğer maddelerdeki düzenlemelerin ise cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlardan hapis cezasına mahkum olmuş kişilerin tedavi, iyileştirme ve diğer yükümlülüklerine ilişkin faaliyetlerin belirlenmesi konusunda görev ve yetkisi bulunan Adalet Bakanlığı tarafından; insanın yaşam hakkı, onuruna saygı, gizlilik ve tarafsızlık temel ilkeleri esas alınarak hazırlandığı, genel olarak tedavinin yapılacağı kurumlara, tedaviye karar verme sürecine ve hükümlü ile yükümlülerin uyması gereken kurallara yer verildiği görülmekte olup, dayanağı olan yasa hükümleri ile çelişmediği sonucuna ulaşıldığından, düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.


Adalet Bakanlığının itirazı: Danıştay 10. Dairesinin vermiş olduğu bu karara karşı Adalet Bakanlığı tarafından yapılan itiraz üzerine dosyanın Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna gönderildiği anlaşılmıştır.

Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun kesin kararı: Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından dosyanın her yönüyle kapsamlı olarak incelendiği ve oy çokluğu ile kararın kabul edildiği öğrenildi. Kararın gerekçesi: Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c)Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı halinde mümkündür. Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu Yönetmeliğin yukarıda özetlenen gerekçeyle kısmen iptali, kısmen davanın reddi yolundaki Danıştay Onuncu Dairesinin temyize konu 17 Eylül 2020 tarih ve E:2016/12975, K:2020/3048 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 24 Kasım 2021 tarihinde Daire kararının iptale ilişkin kısmının onanması yönünden oyçokluğu, diğer kısımlar yönünden oybirliği ile karar verildi.
adalet.tv / hukuk servisi

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 1 Yorum