Cezaevinde verilen disiplin cezasının infaz hakimliği tarafından kaldırılması

Cezaevlerine hükümlü ve tutuklulara karşı yürütülen disiplin soruşturmalarını ilgilendiren emsal nitelikteki AYM kararı haberimizde.

Cezaevinde verilen disiplin cezasının infaz hakimliği tarafından kaldırılması
Editör: adalet.tv
25 Ağustos 2022 - 13:28 - Güncelleme: 25 Ağustos 2022 - 13:35
Bilindiği üzere ceza infaz kurumları tarafından verilen disiplin ve diğer işlemler hakkındaki kararlar tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde ilgili infaz hakimliğine itiraz, infaz hakimliği kararlarına ise tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içerisinde ağır ceza mahkemesine itiraz edebilmektedirler. hükümlü ve tutuklular tarafından yapılan bu itirazlar kimi zaman infaz hakimliği, kimi zaman ağır ceza mahkemesi tarafından kabul edilmektedir. İnfaz hakimliği tarafından verilen karara karşı Cumhuriyet savcısı tarafından ağır ceza mahkemesine itiraz edebilmektedir. Kararın değişmemesi durumunda Cumhuriyet Savcısı kanun yararına bozma yoluna gidebilmektedir.

Somut olayda hükümlü hakkında verilen disiplin cezasının infaz hakimliği tarafından kaldırılması buna Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılan itiraz sonucu Ağır Ceza Mahkemesi'nin Cumhuriyet Savcısı'nın itirazını kabul etmesi ve infaz hakimliği kararının kaldırılması kararında Savcının itirazının ilgililere bildirilmesi ve kararda yeterli gerekçe gösterilmemesi adil yargılanma hakkının engellenmesine karar verilmiştir.

SOMUT OLAY ÖRNEĞİ (AYM KARARI)

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, ceza infaz kurumu disiplin kurulu kararına karşı yapılan şikâyetin infaz hâkimliği tarafından kabul edilmesi üzerine ilgili Cumhuriyet başsavcılığınca yapılan itirazın başvurucuya bildirilmemesi ve yeterli bir gerekçe gösterilmeden itirazın kabul edilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvurular muhtelif tarihlerde yapılmıştır.

3. Başvurular, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

6. Konularının aynı olması nedeniyle ekli tablonun (B) sütununda numaraları belirtilen başvuru dosyalarının aynı tablonun (1) numaralı satırında yer alan 2018/33221 numaralı bireysel başvuru dosyası ile birleştirilmesine ve incelemenin bu dosya üzerinden yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık bir kısım başvurucu yönünden görüşünü bildirmiştir.

8. Başvuruculardan bir kısmı, Bakanlık görüşüne karşı beyanda bulunmuştur.

III. OLAY VE OLGULAR

9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

10. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

11. Olaylar sırasında M.Ö. Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda, diğer başvurucular ise Manisa T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumunda (Manisa Ceza İnfaz Kurumu) PKK terör örgütüne üye olmaktan hükümlü olarak tutulmaktadır.

A. Başvurucu M.Ö.ye İlişkin Süreç

12. Başvurucu M.Ö. hakkında, terör örgütünün eğitimi kapsamında yazışmalar yaptığı iddiasıyla başlatılan disiplin soruşturması sonucu Disiplin Kurulu tarafından on beş gün hücreye koyma disiplin cezası verilmiştir.

13. Van İnfaz Hâkimliği karar gerekçesinde örgütsel dokümanlar üzerinde yapılan yazışmaların itiraz edenin eli ürünü olmadığı Jandarma Kriminal Laboratuvar Amirliğinin raporunda tespit edildiği anlaşıldığından disiplin cezasının iptaline karar verildiği belirtilmiştir.

B. Diğer Başvuruculara İlişkin Süreç

14. Manisa Ceza İnfaz Kurumunda tutulan başvurucular hakkında çeşitli tarihlerde yapılan sayımlar sırasında sayım için ayağa kalkmadıkları, bulundukları alanda durmakta direndikleri, sayım yapılmasına engel olmaya çalıştıkları ve slogan attıkları iddialarıyla disiplin soruşturmaları yapılmıştır. Soruşturmalar sonucunda Disiplin Kurulu tarafından muhtelif tarihlerde başvuruculara 13/12/2004 tarihli ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da düzenlenen Haberleşme veya iletişim araçlarından yoksun bırakma veya kısıtlama, ziyaretçi kabulünden yoksun bırakma, muhtelif sürelerle hücreye koyma gibi muhtelif disiplin cezaları verilmiştir.

15. Başvurucular disiplin cezalarına karşı ekli tablonun (D) sütununda esas numaraları gösterilen İnfaz Hâkimliklerine şikâyet başvurusunda bulunmuştur. Cumhuriyet savcıları çeşitli tarihlerde dosyalara yazılı görüş vermiştir. Söz konusu yazılı görüşlerde özetle itiraz konusu disiplin cezalarının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle itirazların reddi, disiplin cezalarının onaylanması talep edilmiştir.

16. Manisa İnfaz Hakimliğince başvurucuların disiplin cezalarına yapmış oldukları itirazlar kabul edilerek Disiplin Kurullarının vermiş olduğu disiplin cezaları kaldırılmıştır.

C. Bütün Başvuruculara İlişkin Ortak Süreç

17. Cumhuriyet savcıları Disiplin Kurulu kararlarının hukuka uygun olduğunu belirterek Van ve Manisa İnfaz Hâkimliğinin iptal kararlarına karşı itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz dilekçeleri başvuruculara tebliğ edilmemiştir.

18. İtirazlarda özetle hükümlü/tutukluların söz konusu tarihlerde Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünün 7/8/2018 tarihli yazısı gereği sayımların belli bir nizamda ve ayakta görülecek şekilde alınmasına yönelik görüşe aykırı şekilde oturarak sayım vermek istedikleri, Kurumun her defasında aynı eylem ile karşılaştığı ve Genel Müdürlüğün yazısına istinaden ayağa kaldırma işlemlerinin yapıldığı, söz konusu eylemin aktif bir şekilde görevi yaptırmamak için direnme suçunu oluşturmadığı ancak herhangi bir eylemin ceza hukuku anlamında suç teşkil etmese bile idare hukuku anlamında disiplin cezasına yönelik bir eylem teşkil edebileceği, bu hâliyle eylemin idari tedbirlere açıkça aykırı olduğu ve disiplin cezasını gerektirdiği belirtilmiştir. M.Ö. yönünden ise; başvurucunun avluda bulduğunu iddia ettiği dokümanları görevlilere teslim etmeyerek ayakkabısına saklamak suretiyle taşıması ve bu durumun hükümlünün yapılan üst araması sırasında ortaya çıkarılması hususunun tek başına disiplin cezasını gerektirecek bir eylem olduğu belirtilmiştir.

19. İtirazları değerlendiren Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi ve Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi Cumhuriyet savcılarının itirazlarının kabulüne, Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlıklarının kararlarının onanmasına karar vermiştir.

20. Manisa 1. Ağır Ceza Mahkemesi kararlarında, açık bir gerekçe belirtilmeksizin "İncelenen dosya içeriğine göre, itiraz eden Manisa C. Savcısının itiraz dilekçesinde belirtmiş olduğu hususlar yerinde olmakla, usul ve yasaya uygun bulunmayan Manisa İnfaz Hakimliğinin ... tarih ve .. sayılı ilamının kaldırılmasına, vaki itirazın kabulüne dair aşağıdaki karar kurulmuştur." ifadesine yer verilmiştir. Van 1. Ağır Ceza Mahkemesi gerekçesinde ise; başvurucunun avluda bulduğunu iddia ettiği dokümanları görevlilere teslim etmeyerek ayakkabısına saklamak suretiyle taşıması ve bu durumun hükümlünün yapılan üst araması sırasında ortaya çıkarılması hususunun tek başına disiplin cezasını gerektirecek bir eylem olduğu belirtilerek Cumhuriyet savcısının itirazı kabul edilmiştir.

21. Manisa Ağır Ceza Mahkemesi yalnızca Manisa İnfaz Hâkimliğinin E.2019/442 ve E.2019/444 sayılı dosyalarında ayrı ve açık bir gerekçe belirtmiştir. Gerekçede Yargıtay kararlarına dayanılarak hükümlü/tutukluların sayım yapılış şeklinin kurum güvenliğini tehlikeye düşürmeyecek biçimde idare tarafından belirleneceğinin kabulünün gerektiği, somut olayda da hükümlü/tutukluların sayım yapılış şekline karşı çıkarak ayağa kalkmayıp sayım düzenine uymadıklarının anlaşılması nedeniyle kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilmiştir.

22. Nihai kararların tebliğinin ardından başvurucular, süresinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

23. Başvurucuların disiplin cezaları ve hücre cezalarının infaz edilip edilmediğine ilişkin olarak ceza infaz kurumlarından bilgi istenmiştir. Anayasa Mahkemesine gönderilen cevabi yazıdan başvurucular hakkında tesis edilen cezaların bir kısmının infaz edildiği bildirilmiştir.

IV. İLGİLİ HUKUK

24. İlgili hukuk için bkz. İnan Gök, B. No: 2018'e 1936, 28 Ocak 2021,

V. İNCELEME VE GEREKÇE

25. Anayasa Mahkemesinin 14/4/2022 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Adli Yardım Talebi Yönünden

26. Ödeme gücünden yoksun olduğunu belirten başvurucuların adli yardım talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir.

B. 2019/16198 Numaralı Bireysel Başvuru Dışındaki Başvurular Yönünden Silahların Eşitliği ve Çelişmeli Yargılama İlkelerinin İhlal Edildiğine İlişkin İddia

1. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü
27. 2019'a 16198 numaralı başvuru kapsamında silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine yönelik iddia bulunmamaktadır. Diğer başvurucular; hükümlü olarak bulundukları ceza infaz kurumlarında aldıkları disiplin cezalarına itirazları üzerine İnfaz Hâkimliklerinin itirazların kabulüne ve disiplin cezalarının iptaline karar verdiğini, bu kararlara karşı Cumhuriyet savcılarının itiraz ettiğini, anılan itirazların kendilerine tebliğ edilmeden İnfaz Hakimliklerince verilen iptal kararları kaldırılarak disiplin cezalarının onandığını ve kararların bu şekilde kesinleştiğini belirterek silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiğini iddia etmişlerdir.

28. Bir kısım başvurucu için bildirilen görüşlerde Bakanlık, Mahkemenin evrak içeriğine ve karardaki gerekçeye göre Disiplin Kurullarının kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığını, hukukun uygulanması ve yorumlanmasının mahkemelerin resen gözeteceği bir husus olduğunu, disiplin cezalarına yapılan itiraz incelemesinde disiplin cezalarının şartlarının oluşup oluşmadığını belirlemenin hâkimin takdir yetkisi kapsamında kaldığını vurgulamıştır.

29. Bakanlık görüşüne karşı cevap veren bir kısım başvurucu, bireysel başvuru dilekçelerindeki iddialarını tekrarlamıştır.

2. Değerlendirme
30. Anayasa’nın “Hak arama hürriyeti” kenar başlıklı 36. maddesinin birinci fıkrası şöyledir:

 “Herkes, meşrû vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

31. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucuların iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri yönünden incelenmiştir.

32. Mevcut başvuru kapsamında başvurucular hakkında başlatılan disiplin soruşturmalarına istinaden hücreye koyma, haberleşme veya iletişim araçlarından ve ziyaretçi kabulünden yoksun bırakılması cezaları verildiği ve bu cezalara karşı yapılan şikâyetler sonucunda İnfaz Hâkimliklerinin başvurucular hakkında tesis edilen bu cezaları hukuka uygun bulmayarak kaldırdığı anlaşılmıştır. Bununla birlikte Cumhuriyet savcılarının itirazı üzerine Ağır Ceza Mahkemeleri şikâyetleri kesin olarak reddetmiştir. Başvurucular, itirazın ne olduğunu bilmediğinden ve itiraz dilekçelerinin kendilerine gönderilmediğinden yakınmaktadır.

33. Anayasa Mahkemesi, ceza infaz kurumu disiplin kurulu kararına karşı yapılan şikâyet ile ilgili benzer iddialarla yapılan bir başvuruyu İnan Gök kararında değerlendirmiştir. Söz konusu kararda, başvurucu lehine verilen infaz hâkimliği kararına karşı Cumhuriyet savcısı tarafından yapılan itirazda; savcının itiraz dilekçesinin hükümlüye tebliğ edilmeyip hükümlünün itiraza karşı beyanları alınmadan disiplin cezasının iptaline ilişkin infaz hâkimliği kararının kaldırılması nedeniyle başvurucunun iddia makamına karşı önemli ölçüde dezavantajlı duruma düşürüldüğü, bu durumun yargılamayı bir bütün hâlinde adil olmaktan çıkardığı belirtilerek silahların eşitliği ilkesinin ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır. Somut olayda da anılan kararda belirtilen ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

34. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

C. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

35. Başvuru kapsamında bulunan otuz altı başvurudan 2019/18783, 2019/16198, 2019/16627 ve 2019/16699 numaralı başvurularda gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine yönelik şikâyet bulunması nedeniyle inceleme yalnızca bu başvurular yönünden yapılmıştır.

1. Başvurucuların İddiaları
36. Başvurucular; itiraz merciinin kararında her ne kadar "Yukarıda açıklanan gerekçeler ile" denilse de açıklanan bir gerekçe olmadığını, yasal zorunluluk olmasına rağmen hiçbir gerekçe belirtilmemesinin hak ihlali olduğunu ileri sürmüştür.

2. Değerlendirme
37. Anayasa’nın 141. maddesinin üçüncü fıkrası şöyledir:

 “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.””
38. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Başvurucuların iddiaları adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkı yönünden incelenmiştir.

39. Anayasa Mahkemesi, benzer iddialarla yapılan bir başvuruyu yine İnan Gök kararında değerlendirmiştir. Söz konusu kararda; hücre cezasının kaldırılmasına ilişkin İnfaz Hâkimliği kararını inceleyen itiraz merciinin, Cumhuriyet savcısının itirazını kabul ederek başvurucunun şikâyetini kesin olarak reddederken gerekçe gösterme yükümlülüğünden muaf olmadığı vurgulanmıştır. Kararda, merci kararında şikâyetin kabul edilmesine ilişkin İnfaz Hâkimliği kararında yer alan gerekçelerin neden hukuka uygun olmadığının açıklanmadığı, dolayısıyla İnfaz Hâkimliği kararı karşısında hükme ulaşmayı sağlayan sebepler ve sonuca götüren nedensellik kurgusu değerlendirmelerinin yeterli açıklıkta yapılmadığı ifade edilmiştir. Sonuç olarak kararda, gerek hükmün dayanağını oluşturan gerekçeli kararın, gerekse dosyanın incelenmesinde anılan kabul gerekçesinin adalet gereksinimini giderecek ölçü ve nitelikte, yeterli ve ilgili olduğunun söylenemeyeceği belirtilerek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır Somut olayda da anılan kararlarda yer alan ilkelerden ve ulaşılan sonuçtan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmamaktadır.

40. Açıklanan gerekçelerle başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan gerekçeli karar hakkının da ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

D. Diğer İhlal İddiaları Yönünden
41. Başvurucuların bir kısmı; verilen disiplin cezaları nedeniyle koşullu salıverilme süresinin etkilendiğini, masumiyet karinesinin, adil yargılanma hakkının, ifade hürriyetinin, haberleşme hürriyetinin, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür. Silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ile gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine karar verildiğinden başvurucuların diğer şikâyetleri hakkında kabul edilebilirlik ve esas yönünden ayrıca bir inceleme yapılmasına gerek görülmemiştir.

E. Giderim Yönünden
42. Tespit edilen ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ilişkin usul ve esaslar 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun'un 50. maddesinde yer almaktadır.

43. Başvuruda tespit edilen hak ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmaktadır. Bu kapsamda kararın gönderildiği yargı mercilerince yapılması gereken iş yeniden yargılama işlemlerini başlatmak ve Anayasa Mahkemesini ihlal sonucuna ulaştıran nedenleri gideren, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir karar vermektir.

44. Öte yandan ihlalin niteliğine göre yeniden yargılamanın yeterli bir giderim sağlayacağı anlaşıldığından başvurucuların tazminat talepleri kabul edilmemiştir.

VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Talepte bulunan başvurucuların kamuya açık belgelerde kimliğinin gizli tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Başvurucuların adli yardım taleplerinin KABULÜNE,
C. 1. 2019/16198 numaralı bireysel başvuru dışındaki başvurular yönünden silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

2. 2019/18783, 2019/16198, 2019/16627, 2019/16699 numaralı bireysel başvurular yönünden gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

D. 1. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkelerinin 2019/16198 numaralı bireysel başvuru dışındaki başvurular yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE,

2. Anayasa'nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamındaki gerekçeli karar hakkının 2019/18783, 2019/16198, 2019/16627, 2019/16699 numaralı bireysel başvurular yönünden İHLAL EDİLDİĞİNE,
E. Kararın bir örneğinin silahların eşitliği ve çelişmeli yargılama ilkeleri ile gerekçeli karar hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için ekli tablonun (D) sütununda numaraları belirtilen İnfaz Hâkimliklerine GÖNDERİLMESİNE,

F. Bavurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,
G. 4.500 TL vekâlet ücretinden oluşan yargılama giderinin ekli tablonun (G) sütununda belirtildiği şekilde başvuruculara ÖDENMESİNE,
H. Ödemenin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
İ. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 14/4/2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

FACEBOOK YORUMLAR

YORUMLAR

  • 0 Yorum