Cezaevinde görev yapan personelin mesleki, bilgi ve becerisinden faydalanılmalıdır
Araştırmaya katılan cezaevi tutuklu ve hükümlülerinin eğitim hakkındaki düşüncelerinin dağılımlar incelendiğinde; Verilen eğitim yeni fikir ve düşünce geliştirme de büyük etken sağlamalıdır. Verilen eğitim günümüz şartlarındaki mesleklere yönelik olmalıdır. Eğitim, sosyal hayatta rahatça iş bulabilecek yeterli bilgi ve beceri düzeyinde olmalıdır.nVerilecek eğitim, tutuklu ve hükümlüyü teşvik edici ve ödül sistemine dayanmalıdır.
Editör: adalet.tv
11 Temmuz 2020 - 13:46
Ceza infaz kurumlarındaki tutuklu ve hükümlülerin eğitim faaliyetlerine ilişkin algıları ve insan kaynağının gelecekteki istihdamına yönelik görüşlerinin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirilen araştırmada öncelikli olarak tutuklu ve hükümlülerin verilen eğitimlere katılmama nedenleri incelenmiştir. Alınan yanıtlar incelendiğinde; katılımcıların önemli bir bölümünün kurumda verilen eğitimlerin kendileri için önemli görülmediği, kurumda verilen eğitimlerin içerik ve kapsamının yetersiz olduğu, eğitim içeriği ve uygulamasının tatminkâr olmadığı ve verilen eğitimlerin tahliye sonrası kendilerine çalışma hayatında yeterli düzeyde katkı sağlamayacağı düşüncesinden dolayı katılmadıkları görülmektedir. Bu durum değerlendirildiğinde, eğitimlere katılma konusunda katılımcıların önyargılı oldukları düşünülmektedir.
Katılımcıların çoğunluğu tahliye sonrasında çalışmak istemektedirler. Kamu ve özel sektörde çalışmak isteyen tutuklu ve hükümlülerin yanı sıra, kendi işini yapmak isteyen katılımcı sayısı oldukça yüksektir. Bu katılımcılar için özellikle mesleki eğitimlerin niteliği ve gerekliliği oldukça önemlidir.
Katılımcıların ceza ve infaz kurumunda verilen eğitimlerden aldıkları katkılar değerlendirildiğinde, kurumda verilen eğitim, tahliye sonrası kamu sektöründe iş bulanabilmesine imkân tanıması, tahliye sonrası rahat iş bulunmasında yeterli bilgi ve tecrübeye imkân sağlaması, sosyal hayatta yapılan mesleğin geliştirilmesine katkı sağlaması, gibi hususlar itibariyle önemli oranda olumlu olarak değerlendirilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, cezaevinde verilen eğitimlerin katılımcılara önemli katkılar sağladığı söylenebilir.
Katılımcıların genel durumu değerlendirildiğinde, verilen eğitimlerin içeriği hakkında olumlu görüşe sahip olmadıkları görülmektedir. Katılımcıların çoğunluğu verilen eğitimlerin süre, çeşitlilik, araç gereç ve içerik açısından yeterli olmadığını düşünmektedirler.
Benzer olumsuz görüşler eğitim veren personeller için de geçerlidir. Katılımcıların eğitim veren personelle ilgili görüşleri incelendiğinde; büyük bölümünü eğitim personelinin yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadığını, hedef kitlenin seviyesine uygun şekilde işlenmediğini, motivasyon ve iletişim becerilerini iyi kullanmadıkları ve bilgilerini açık bir şekilde aktaramadıklarını ifade etmektedir.
Araştırmaya katılanların ceza infaz kurumunda verilen eğitimin bireysel etkilerini belirlemeye yönelik ifadeler değerlendirildiğinde, verilen eğitimlerin cezaevindeki motivasyonu arttırıcı ve hayata bakış açısının değişmesine katkı sağlaması, tahliye sonrasında iş hayatında iş bulunmasına imkânı sağlaması, yaratıcılık ve yeteneğin ortaya çıkarmada katkı sağlaması, eğitim seviyesinin yükselmesine yardımcı olması ve kişisel gelişimi arttırmada yeterli olması nedeniyle olumlu olarak değerlendirilmektedir. Alınan yanıtların yüzdeleri incelendiğinde ceza ve infaz kurumlarında verilen eğitimlerin bireysel olumlu etkilerinin olduğu, ancak beklenen düzeyde olmadığı ifade edilebilir.
Araştırmaya katılanların çoğunluğu (%63,5 ile %72 arasında değişiklik göstermektedir) ceza ve infaz kurumlarında teorik, uygulamalı, mesleki ve görsel ve işitsel eğitimlerin yetersiz olduğu görüşündedirler. Bu durum eğitim programları ve eğitimin etkinliği anlamında oldukça olumsuz bir durumu sergilemektedir. Verilecek ve planlanacak eğitim programlarında bu durum öncelikle dikkate alınması gereken önemli bir husustur.
Katılımcıların genel olarak aldıkları eğitimler hakkındaki düşünceleri değerlendirildiğinde, “Verilen eğitim yeni fikir ve düşünce geliştirme de büyük etken sağlamalıdır.”, “Verilen eğitim günümüz şartlarındaki mesleklere yönelik olmalıdır.”, “Eğitim, sosyal hayatta rahatça iş bulabilecek yeterli bilgi ve beceri düzeyinde olmalıdır.”, “Verilecek eğitim, tutuklu ve hükümlüyü teşvik edici ve ödül sistemine dayanmalıdır.”, “Ulusal firmaların cezaevindeki verilen mesleki eğitimi destek vermeli ve insan kaynağı ihtiyacını giderilmesinde öncelik vermelidir.”,“Verilen eğitim, tahliye nedeniyle yarım kalmasını ortadan kaldıracak şekilde planlanmalıdır.”, ‘Tutuklu ve hükümlüleri yönlendirici olmalıdır.”,“Eğitimin planlanmasında tutuklu ve hükümlülerin görüşü de alınmalıdır.” ifadelerine büyük oranda (%60-%74 arası) katıldığı görülmektedir. Tüm bu sonuçlar göz önüne alındığında, genel olarak tutuklu ve hükümlülerin eğitimle ilgili beklentilerinin karşılanmadığı ifade edilebilir. Bu araştırma sonucunda, ceza ve infaz kurumlarında verilen eğitimlerin işlevselliğinin arttırılması için, hükümlü ve tutuklu görüşleri çerçevesinde eğitim faaliyetlerinin bir kısmının yeniden yapılandırılması gereği ortaya çıkmaktadır.
Katılımcıların çoğunluğu tahliye sonrasında çalışmak istemektedirler. Kamu ve özel sektörde çalışmak isteyen tutuklu ve hükümlülerin yanı sıra, kendi işini yapmak isteyen katılımcı sayısı oldukça yüksektir. Bu katılımcılar için özellikle mesleki eğitimlerin niteliği ve gerekliliği oldukça önemlidir.
Katılımcıların ceza ve infaz kurumunda verilen eğitimlerden aldıkları katkılar değerlendirildiğinde, kurumda verilen eğitim, tahliye sonrası kamu sektöründe iş bulanabilmesine imkân tanıması, tahliye sonrası rahat iş bulunmasında yeterli bilgi ve tecrübeye imkân sağlaması, sosyal hayatta yapılan mesleğin geliştirilmesine katkı sağlaması, gibi hususlar itibariyle önemli oranda olumlu olarak değerlendirilmiştir. Bu durum göz önüne alındığında, cezaevinde verilen eğitimlerin katılımcılara önemli katkılar sağladığı söylenebilir.
Katılımcıların genel durumu değerlendirildiğinde, verilen eğitimlerin içeriği hakkında olumlu görüşe sahip olmadıkları görülmektedir. Katılımcıların çoğunluğu verilen eğitimlerin süre, çeşitlilik, araç gereç ve içerik açısından yeterli olmadığını düşünmektedirler.
Benzer olumsuz görüşler eğitim veren personeller için de geçerlidir. Katılımcıların eğitim veren personelle ilgili görüşleri incelendiğinde; büyük bölümünü eğitim personelinin yeterli bilgi ve donanıma sahip olmadığını, hedef kitlenin seviyesine uygun şekilde işlenmediğini, motivasyon ve iletişim becerilerini iyi kullanmadıkları ve bilgilerini açık bir şekilde aktaramadıklarını ifade etmektedir.
Araştırmaya katılanların ceza infaz kurumunda verilen eğitimin bireysel etkilerini belirlemeye yönelik ifadeler değerlendirildiğinde, verilen eğitimlerin cezaevindeki motivasyonu arttırıcı ve hayata bakış açısının değişmesine katkı sağlaması, tahliye sonrasında iş hayatında iş bulunmasına imkânı sağlaması, yaratıcılık ve yeteneğin ortaya çıkarmada katkı sağlaması, eğitim seviyesinin yükselmesine yardımcı olması ve kişisel gelişimi arttırmada yeterli olması nedeniyle olumlu olarak değerlendirilmektedir. Alınan yanıtların yüzdeleri incelendiğinde ceza ve infaz kurumlarında verilen eğitimlerin bireysel olumlu etkilerinin olduğu, ancak beklenen düzeyde olmadığı ifade edilebilir.
Araştırmaya katılanların çoğunluğu (%63,5 ile %72 arasında değişiklik göstermektedir) ceza ve infaz kurumlarında teorik, uygulamalı, mesleki ve görsel ve işitsel eğitimlerin yetersiz olduğu görüşündedirler. Bu durum eğitim programları ve eğitimin etkinliği anlamında oldukça olumsuz bir durumu sergilemektedir. Verilecek ve planlanacak eğitim programlarında bu durum öncelikle dikkate alınması gereken önemli bir husustur.
Katılımcıların genel olarak aldıkları eğitimler hakkındaki düşünceleri değerlendirildiğinde, “Verilen eğitim yeni fikir ve düşünce geliştirme de büyük etken sağlamalıdır.”, “Verilen eğitim günümüz şartlarındaki mesleklere yönelik olmalıdır.”, “Eğitim, sosyal hayatta rahatça iş bulabilecek yeterli bilgi ve beceri düzeyinde olmalıdır.”, “Verilecek eğitim, tutuklu ve hükümlüyü teşvik edici ve ödül sistemine dayanmalıdır.”, “Ulusal firmaların cezaevindeki verilen mesleki eğitimi destek vermeli ve insan kaynağı ihtiyacını giderilmesinde öncelik vermelidir.”,“Verilen eğitim, tahliye nedeniyle yarım kalmasını ortadan kaldıracak şekilde planlanmalıdır.”, ‘Tutuklu ve hükümlüleri yönlendirici olmalıdır.”,“Eğitimin planlanmasında tutuklu ve hükümlülerin görüşü de alınmalıdır.” ifadelerine büyük oranda (%60-%74 arası) katıldığı görülmektedir. Tüm bu sonuçlar göz önüne alındığında, genel olarak tutuklu ve hükümlülerin eğitimle ilgili beklentilerinin karşılanmadığı ifade edilebilir. Bu araştırma sonucunda, ceza ve infaz kurumlarında verilen eğitimlerin işlevselliğinin arttırılması için, hükümlü ve tutuklu görüşleri çerçevesinde eğitim faaliyetlerinin bir kısmının yeniden yapılandırılması gereği ortaya çıkmaktadır.