Cezaevi personeli hakkında açılan soruşturmalar
Ceza infaz kurumlarında görev yapan memurlar hakkında açılan soruşturmaları kapsamlı bir şekilde araştırdık.
Editör: adalet.tv
11 Ağustos 2021 - 16:56
CEZAEVİ PERSONELİNİN SORUŞTURULMASI - Ceza infaz kurumlarında görev yapan personel hakkında yapılan şikayetler doğrultusunda görevli personel hakkında yürütülecek soruşturmalarda mülki idari amirinden izin talep edilip edilmeyeceği hakkında konusunda bilgilendirme bulunacağız.
Ceza infaz kurumu personeli en çok görev gittiği yerler arasında ceza infaz kurumumun dışında adliyelerdir. Haklarında hükümlü ve tutuklular ile yakınları tarafından yapılan şikayetler doğrultusunda ifade vermek üzere adliyelere gitmektedirler.
Kamu personelinin “görevi sebebiyle” işlediği bir suç hakkında savcılık tarafından soruşturma veya mahkeme tarafından kovuşturma yapılabilmesi için yetkili organın verdiği idari nitelikte bir karardır. Soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararı, idari nitelikte bir karar olduğundan, idarenin kararına karşı idari yargı nezdinde itiraz edilebilir.
4883 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Personelinin Yargılanması Hakkında Kanun'da memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektedir.
Kanunun 4.maddesinde: Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikâyet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikâyette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.
Diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikâyet, bilgi, belge veya bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletirler.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun;
Kovuşturma ve yargılama başlıklı 24. Maddesi: Devlet memurlarının görevleri ile ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması ve haklarında dava açılması özel hükümlere tabidir.
Aynı kanunun İsnat ve iftiralara karşı koruma 25. Maddesi: Devlet memurları hakkındaki ihbar ve şikayetler, garaz veya mücerret hakaret için, uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı ve soruşturma veya yargılamanın tabi olduğu kanuni işlem sonucunda bu isnat sabit olmadığı takdirde, merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığından isterler.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun "116.maddesinde" Bu kısımda yazılı memurların görevlerinden doğan suçlarından dolayı bulundukları yer Cumhuriyet savcılığınca doğrudan doğruya genel hükümler dairesinde soruşturma ve kovuşturma yapılır.
"5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 161/5. Maddesi: "Kanunun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır. Vali ve kaymakamlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri, en üst dereceli kolluk amirleri hakkında ise, hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü uygulanır."
Bu itibarla komisyon atamalı infaz koruma memuru, zabıt kâtibi, cezaevi kâtibi, personel ile ilgili olarak haklarında yapılacak şikâyet doğrultusunda 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun 116. Maddesi gereğince haklarında direk soruşturma ve kovuşturma yapılmaktadır.
Personel hakkında çok sık soruşturma ve kovuşturma evraklarında adres bilgilerinin şikayet eden tarafından öğrenildiği bu durum personelin güvenliğini tehlikeye düşürdüğünden, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 33/3. maddesi "Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları ile diğer kapalı ceza infaz kurumlarının yüksek güvenlikli bölümlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerle ilgili olarak ceza infaz kurumlarında düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlinin açık kimliği yerine sadece sicil numarası yazılır. Bu kapsamdaki kurum görevlilerinin ifadesine başvurulması hâlinde çıkarılan davetiye veya çağrı kâğıdı görevlinin iş yeri adresine tebliğ edilir. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında adres olarak sadece iş yeri adresi gösterilir." hükmü getirilmiştir.
Cezaevi personelinin ağır suçlar, işkence iddiaları dışında her konu hakkında soruşturma yapılmasının engellenmesi gerekmektedir. Personel istirahat günlerinde bile ifade vermek için adliyeye gitmektedir. Ceza infaz kurumlarının bağlı bulunduğu ilçe adliyelerinde asliye ceza mahkemelerinin iş yükünün önemli bir kısmını ceza infaz kurumlarında meydana gelen olaylar ve şikayetler oluşturmaktadır.
Cezaevi personelinin sıkıntı ve stresi kurum dışında da devam ettiğinden, personelin diğer kamu personeli gibi olması gerektiği, adli görev yapan kolluk personeli hakkında soruşturma yürütülmesi izne tabii iken cezaevi personelinin ise izne tabii olmaması adil olmamaktadır. Bu nedenle cezaevi personeli hakkında asılsız birçok iftiraya kaldığı bilindiğinden personel hakkında diğer kamu personeli gibi ön soruşturma yapılarak ve soruşturma açılmasının izne bağlanması gerekmektedir.
adalet.tv / analiz
Ceza infaz kurumu personeli en çok görev gittiği yerler arasında ceza infaz kurumumun dışında adliyelerdir. Haklarında hükümlü ve tutuklular ile yakınları tarafından yapılan şikayetler doğrultusunda ifade vermek üzere adliyelere gitmektedirler.
Kamu personelinin “görevi sebebiyle” işlediği bir suç hakkında savcılık tarafından soruşturma veya mahkeme tarafından kovuşturma yapılabilmesi için yetkili organın verdiği idari nitelikte bir karardır. Soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararı, idari nitelikte bir karar olduğundan, idarenin kararına karşı idari yargı nezdinde itiraz edilebilir.
4883 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Personelinin Yargılanması Hakkında Kanun'da memurlar ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirtmek ve izlenecek usulü düzenlemektedir.
Kanunun 4.maddesinde: Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikâyet aldıklarında veya böyle bir durumu öğrendiklerinde ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikâyette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler.
Diğer makam ve memurlarla kamu görevlileri de bu Kanun kapsamına giren bir suç işlendiğini ihbar, şikâyet, bilgi, belge veya bulgulara dayanarak öğrendiklerinde durumu izin vermeye yetkili mercie iletirler.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunun;
Kovuşturma ve yargılama başlıklı 24. Maddesi: Devlet memurlarının görevleri ile ilgili veya görevleri sırasında işledikleri suçlardan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması ve haklarında dava açılması özel hükümlere tabidir.
Aynı kanunun İsnat ve iftiralara karşı koruma 25. Maddesi: Devlet memurları hakkındaki ihbar ve şikayetler, garaz veya mücerret hakaret için, uydurma bir suç isnadı suretiyle yapıldığı ve soruşturma veya yargılamanın tabi olduğu kanuni işlem sonucunda bu isnat sabit olmadığı takdirde, merkezde bu memurun en büyük amiri, illerde valiler, isnatta bulunanlar hakkında kamu davası açılmasını Cumhuriyet Savcılığından isterler.
2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun "116.maddesinde" Bu kısımda yazılı memurların görevlerinden doğan suçlarından dolayı bulundukları yer Cumhuriyet savcılığınca doğrudan doğruya genel hükümler dairesinde soruşturma ve kovuşturma yapılır.
"5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunun 161/5. Maddesi: "Kanunun tarafından kendilerine verilen veya kanun dairesinde kendilerinden istenen adliye ile ilgili görev veya işlerde kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kamu görevlileri ile Cumhuriyet savcılarının sözlü veya yazılı istem ve emirlerini yapmakta kötüye kullanma veya ihmalleri görülen kolluk âmir ve memurları hakkında Cumhuriyet savcılarınca doğrudan doğruya soruşturma yapılır. Vali ve kaymakamlar hakkında 2.12.1999 tarihli ve 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun hükümleri, en üst dereceli kolluk amirleri hakkında ise, hâkimlerin görevlerinden dolayı tâbi oldukları yargılama usulü uygulanır."
Bu itibarla komisyon atamalı infaz koruma memuru, zabıt kâtibi, cezaevi kâtibi, personel ile ilgili olarak haklarında yapılacak şikâyet doğrultusunda 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun 116. Maddesi gereğince haklarında direk soruşturma ve kovuşturma yapılmaktadır.
Personel hakkında çok sık soruşturma ve kovuşturma evraklarında adres bilgilerinin şikayet eden tarafından öğrenildiği bu durum personelin güvenliğini tehlikeye düşürdüğünden, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 33/3. maddesi "Yüksek güvenlikli kapalı ceza infaz kurumları ile diğer kapalı ceza infaz kurumlarının yüksek güvenlikli bölümlerinde kalan tutuklu ve hükümlülerle ilgili olarak ceza infaz kurumlarında düzenlenen tutanaklara, ilgili görevlinin açık kimliği yerine sadece sicil numarası yazılır. Bu kapsamdaki kurum görevlilerinin ifadesine başvurulması hâlinde çıkarılan davetiye veya çağrı kâğıdı görevlinin iş yeri adresine tebliğ edilir. Bu kişilere ait ifade ve duruşma tutanaklarında adres olarak sadece iş yeri adresi gösterilir." hükmü getirilmiştir.
Cezaevi personelinin ağır suçlar, işkence iddiaları dışında her konu hakkında soruşturma yapılmasının engellenmesi gerekmektedir. Personel istirahat günlerinde bile ifade vermek için adliyeye gitmektedir. Ceza infaz kurumlarının bağlı bulunduğu ilçe adliyelerinde asliye ceza mahkemelerinin iş yükünün önemli bir kısmını ceza infaz kurumlarında meydana gelen olaylar ve şikayetler oluşturmaktadır.
Cezaevi personelinin sıkıntı ve stresi kurum dışında da devam ettiğinden, personelin diğer kamu personeli gibi olması gerektiği, adli görev yapan kolluk personeli hakkında soruşturma yürütülmesi izne tabii iken cezaevi personelinin ise izne tabii olmaması adil olmamaktadır. Bu nedenle cezaevi personeli hakkında asılsız birçok iftiraya kaldığı bilindiğinden personel hakkında diğer kamu personeli gibi ön soruşturma yapılarak ve soruşturma açılmasının izne bağlanması gerekmektedir.
adalet.tv / analiz
FACEBOOK YORUMLAR