Başkentte "Afete Dirençli Kentler ve Sivil Toplum Çalıştayı" düzenlendi
- Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu: - "Depremle mücadelede, deprem öncesi, deprem anı ve sonrası var. Bunların en önemlisi birinci aşamadır. Bunu doğru becerebilirsek ondan sonrası çok kolay hale geliyor"
Gökçeoğlu, Denge ve Denetleme Ağı tarafından bir otelde düzenlenen "Afete Dirençli Kentler ve Sivil Toplum Çalıştayı"nda depremlere ilişkin ülke olarak düzgün bir eğitim alındığında, kavramların da doğru kullanılacağını belirtti.
Bir dakika süren yüksek şiddetli bir depremde 50 bin can kaybı yaşanabileceğini ve bununla bitmeyip uzuvlarını kaybeden, yaralanan ve ömür boyu bunun travmasını yaşayan insanların olacağını vurgulayan Gökçeoğlu, 6 Şubat depremlerinde 14 milyon kişinin afetten etkilendiğini anımsattı.
Gökçeoğlu, şunları kaydetti:
"Sosyal olarak bundan etkilenmemişsek bile, her bir birey olarak bu yılki milli gelirden yüzde 14 kaybettik. Bu da bizim dolaylı olarak sırtımıza binen bir ekonomik kayıp. Depremlerin bir direkt etkisi var, bir sarsıntı oluyor ve bu ivme sonucunda yapılar yıkılıyor, mühendislik yapılar hasar görüyor. İnsanlar ölüyor, yaralanıyor. Doğa da örseleniyor, yamaçlar gevşemeye başlıyor. Kaya düşme olayları başlıyor, dolayısıyla ikincil tehlikeler olarak önümüzdeki onlarca yıl bu bölgede, kaya düşmelerinden kayıplarımız olacak, heyelanlardan kayıplarımız olacak. Taşkınlardan, moloz akmalarından, çamur akmalarından kayıplarımız olacak ve bunları da yaşayacağız."
- "Bilime, fenne uygun değilse, afete dönüşecek"
Doğal tehlikelerle mücadelenin önemli bir kısmının olayın yaşanmasından önce gerçekleşmesi gerektiğine vurgu yapan Gökçeoğlu, "Bilime, fenne uygun bu işi yapmamışsanız, o zaman afeti yaşayacaksınız." ifadesini kullandı.
Gökçeoğlu, şöyle konuştu:
"Elinizden her ne gelirse gelsin ölen bir canı geri getirmez, kaybolan, kopan bir bacağı yerine koyamazsınız. Depremle mücadelede, deprem öncesi, deprem anı ve sonrası var. Bunların en önemlisi birinci aşamadır. Bunu doğru becerebilirsek ondan sonrası çok kolay hale geliyor. Ama onu doğru beceremezsek, bu bir zincirleme, birbirini takip eden felaketlere dönüşmeye başlar. Öncesi nedir? Deprem öldürmez bina öldürür. Ama mesele bina ile de bitmiyor."
İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Murad Tiryakioğlu da doğa olayı diye tanımlanan depremin, aslında bir mesaj verdiğine dikkati çekti.
Afetleri, doğanın kendini yeniden dengeye getirmesi olarak niteleyen Tiryakioğlu, yeryüzünün, üzerine binen yükten ve müdahaleden dolayı "yeter dediğini" bildirdi.
Afetin ekonomik boyutlarının da olduğuna değinen Tiryakioğlu, özellikle şu anda afet bölgesinde çok ciddi iş ve iş gücü kaybının söz konusu olduğunu söyledi.
FACEBOOK YORUMLAR