Zabıt katibi postacıyla kavga yaptı meslekten atıldı, Danıştay'dan karar geldi

ABONE OL

Adliyede görevli Zabıt katibi postacıyla kavga yaptı meslekten atıldı, Danıştay'dan karar geldi.

Danıştay 12. Dairesi, Adliyede görev yaparken zabıt katibi kadrosunda bulunan bir memurn posta dağıtıcısı ile yumruklama olayında 657 sayılı Kanunun 125/E maddesi gereğince memuriyetten atılmasını hukuka aykırı buldu. Bu yöndeki istinaf kararını onadı.

İlginç olay Tosya Adalet sarayında meydana geldi. Olayın tebligat evrakı teslimi sırasında yaşandığı ve katibin posta görevlisine tokat attığı dosyaya yansıdı.

Danıştay'ın konuyla ilgili verdiği karar: Disiplin cezaları, kamu görevlilerinin mevzuata, çalışma düzenine, hizmetin gereklerine aykırı fiillerine karşı getirilen idari yaptırımlardır. Kamu hizmetlerinden sürekli uzaklaştırılmak gibi ağır sonuçlara neden olabilen disiplin cezaları, ağırlığı ve önemi sebebiyle Anayasa'nın 38. maddesindeki suç ve cezalara ilişkin kurallara tabi tutulmuşlardır. "Kanunsuz suç ve ceza olmaz" ilkesi uyarınca, ceza yaptırımına bağlanan her bir fiilin tanımının yapılması ve kanunun ne tür fiilleri suç sayarak yasakladığının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirtilmesi gerekmektedir. Sözü edilen suç tanımlaması yapıldıktan sonra, suçun karşılığı olan cezanın ve suç sayılan fiili gerçekleştiren kamu görevlisinin hangi disiplin kuralını ihlal ettiğinin açık bir şekilde ortaya konulması da zorunludur. Söz konusu fiil, mevzuatta öngörülen tanıma uymuyorsa verilen disiplin cezasının hukuka aykırı olacağı açıktır.

Her ne kadar davacı hakkında, kemik kırığına yol açacak şekilde kasten yaralama ve kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret isnadıyla dava açılmış ise de, Tosya Asliye Ceza Mahkemesinin 10/04/2018 tarih ve E:2016/66, K:2018/235 sayılı kararı ile hakaret suçundan beraat, kemik kırığına yol açacak şekilde kasten yaralama suçundan ise hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.

Uyuşmazlığa konu olay; dosya kapsamı, soruşturma raporu, Ceza Mahkemesi kararı ve gerekçesi ile bir bütün halinde incelendiğinde; davacının fiili tecavüzde bulunduğu kişinin, davacıyla eşdeğer görevde çalışan diğer bir memur olmadığı, davacıyla aralarında amir-memur ilişkisinin bulunmadığı, 657 sayılı Kanun'un 125. maddesinin birinci fıkrasının (E) bendinin (f) alt bendinin ancak "amirine", "maiyetindekilere" ve "iş sahiplerine" karşı gerçekleştirilen fiili tecavüzün vuku bulmasında uygulanabileceği; bu haliyle davacının, kendisiyle aynı iş yerinde çalışmayan birine karşı gerçekleştirdiği eylemi ile hakkında uygulanan ceza maddesinin uyuşmadığı, dolayısıyla, cezalandırmadaki tipiklik şartının gerçekleşmediği; bu durumda, davacının fiilinin madde metninde açıkça sayılan kimselerden birine karşı işlenmiş olmamasına rağmen, ceza hukukunun disiplin cezaları bakımından da kabul gören "kıyas yasağı" ilkesine aykırı biçimde uygulanması suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.