TBMM'de Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 80. Toplantısı
- Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı İsmail Emrah Karayel: - "(İsrail'in Gazze'ye saldırıları) Gün boyunca sivillerin yerleşim alanlarını, okulları, hastaneleri, kiliseleri bombalayarak terörle mücadele ettiğini söylemek insanların aklıyla dalga geçmek oluyor. Yapılması gereken her şeyden önce sivil can kayıplarının durdurulması" - "NATO'nun genişlemesine karşı değiliz ama NATO bir güvenlik ittifakıdır. Dolayısıyla NATO üyesi olmak isteyen bir ülkenin, Türkiye'nin ulusal güvenliğine tehdit teşkil eden terör örgütlerine açıktan destek vermesi Türkiye'nin ulusal güvenliğine aykırıdır"
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı İsmail Emrah Karayel, İsrail'in Gazze'ye saldırılarıyla ilgili, Gün boyunca sivillerin yerleşim alanlarını, okulları, hastaneleri, kiliseleri bombalayarak terörle mücadele ettiğini söylemek insanların aklıyla dalga geçmek oluyor. Yapılması gereken her şeyden önce sivil can kayıplarının durdurulması. dedi.
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu 80. Toplantısı'nın ikinci oturumu TBMM Tören Salonu'nda gerçekleştirildi.
Dışişleri Bakanlığı Doğu Avrupa Genel Müdür Yardımcısı Can Oğuz, oturumda yaptığı konuşmada, birinci günden itibaren Türkiye'nin Ukrayna'ya güçlü destek olduğunu ifade ederek, Türkiye'nin bu desteğini 2014'te Rusya'nın Kırım'ı ilhakından bu yana sürdürdüğünü dile getirdi.
Türkiye'nin, Ukrayna'nın toprak bütünlüğü ve egemenliğini desteklediğini belirten Oğuz, Türkiye'nin Rusya ile uzun süredir devam eden açık ve pragmatik bir ilişkisi bulunduğunu da söyledi.
Oğuz, diplomasinin bu savaşın nasıl sona ereceğine karar vereceğini dile getirerek, Mevcut dinamikler müzakerelerin başlamasını mümkün kılmıyor ama başladığında biz dahil olmaya hazırız. Aynı zamanda Rusya'yı dışarıda bırakan bir barış, başarılı olmayacaktır. diye konuştu.
Dışişleri Bakanlığı Enerji ve Çok Taraflı Ulaştırma Genel Müdür Yardımcısı Yusuf Burak Rende, Rusya-Ukrayna savaşının gerçek anlamıyla enerji krizini ortaya çıkardığını belirtti. Avrupa ve Türkiye'nin bu krizin ortasında bulunduğunu söyleyen Rende, Türkiye'nin enerji üreten ülkeler, tedarik hatları ve büyük bir tüketici blokunun kesiştiği noktada yer aldığını dile getirdi. Rende, unutulan enerji güvenliği kavramının 10-15 yıl içinde önemli olacağını ifade etti.
Dışişleri Bakanlığı NATO ve Çok Taraflı Ulaştırma Genel Müdür Yardımcısı Volkan Öskiper, NATO-AB işbirliğini istiyor muyuz? sorusunun cevabının evet olması gerektiğini anlatarak, ancak burada karşılaşılan zorluklar, sorunlar bulunduğunu aktardı.
Öskiper, NATO'nun dayanışmasında NATO müttefiklerinin öncelik taşıdığını dile getirerek, AB dayanışması bunun önüne geçemez. değerlendirmesinde bulundu.
- Türkiye'nin dış politikası
Dışişleri Bakanlığı Ortadoğu Genel Müdür Yardımcısı Hakan Karaçay da Türkiye'nin bölgedeki anlaşmazlıkların diyalogla, müzakere ve barışçıl yollarla çözülmesi gerektiğine inandığını belirterek, bu durumun İsrail-Filistin arasındaki anlaşmazlık için de geçerli olduğunu söyledi.
Karaçay, kalıcı barışın, İsrail-Filistin arasındaki sorun çözülmeden gerçekleşemeyeceğini vurgulayarak, iki devletli çözüm gerekirken Filistin topraklarının İsrail tarafından işgal edildiğini, yasa dışı yerleşkelerin arttığını ifade etti. İsrail'in tarafından kutsal mekanların da işgal edildiğini ve tarihi statünün ihlal edildiğini dile getiren Karaçay, Türkiye'nin en baştan beri sivil ölümleri kınadığını söyledi.
Karaçay, Hamas'ın da bölgenin, Filistin siyasetinin bir gerçeği olduğunu, meşru seçimlerde de halkın çok güçlü desteğini aldığını anlattı.
- Karayel, AP Raportörü'nün eleştirilerine yanıt verdi
Toplantıya katılan Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor, yaptığı konuşmada AB'ye aday olmanın, AB değerleri, ilkeleri ve politikalarına uyum göstermek anlamına geldiğini ifade ederek, dış politikadan üye ülkelerin sorumlu olduğunu dile getirdi.
Birçok alanda Türkiye'nin Birliğe uyum göstermesini beklediklerini söyleyen Amor, Türkiye'nin dış politika ile ilgili kararlarında hep bir yerel boyut olduğu, bazen dış politikanın halka açıklanması şeklinin Türkiye'nin yurt dışındaki imajına zarar verdiği değerlendirmesinde bulundu.
Amor, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına ilişkin, Mağdurlar, kurbanlar her iki tarafta da var. Her gün İsrail'in tüm sınırları aşıp kendini savunmanın ötesinde müdahalede bulunduğunu izlemek gerçekten dayanılmaz. Avrupa'da bazı devletler, hükümetler ateşkesten yana değil ama ateşkesten yana olanlar da var. dedi.
Türkiye'nin Suriye ve Irak'ta operasyonlar yaptığını belirten Amor, İsveç'in NATO'ya üyelik sürecinde Türkiye'nin ortaya koyduğu tavrı da eleştirdi.
- İsveç'ten gerekenleri yapmasını bekliyoruz
Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı İsmail Emrah Karayel, Ukrayna'ya karşı saldırıların kabul edilemez olduğunu ve Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak ve siyasi bütünlüğünü sonuna kadar desteklediğini ifade etti.
Karayel, Rusya'nın Kırım dahil işgal ettiği topraklardan çekilmesi gerektiğini dile getirerek, Türkiye'nin bu konudaki duruşunun da net olduğunu kaydetti.
Türkiye'nin Suriye ya da Irak'a saldırmadığını, terör örgütüne yönelik operasyon düzenlediğini ifade eden Karayel, bu ülkelerin de toprak bütünlüğüne ve siyasi bütünlüğüne saygılı olunduğunu dile getirdi.
Karayel, İsveç'in NATO'ya üyeliği konusunda, şöyle konuştu:
Türkiye üzerine düşeni yapmıştır. Finlandiya NATO üyeliğine kabul edildi. Süreç, TBMM'de. Meclisimiz de İsveç'in üyeliğiyle ilgili kararı değerlendiriyor. Gündeme gelecek ve bu konu görüşülecek. Biz, çok net bir pozisyon ortaya koyuyoruz. Biz, NATO'nun genişlemesine karşı değiliz ama NATO bir güvenlik ittifakıdır. Dolayısıyla Türkiye'nin ulusal güvenliğine tehdit teşkil eden terör örgütlerine NATO üyesi olmak isteyen birisinin açıktan destek vermesi Türkiye'nin ulusal güvenliğine aykırıdır. Bununla ilgili böyle bir pozisyonu kabul etmiyoruz. Çok net şekilde ortaya koyduk. Bununla ilgili Finlandiya üzerine düşeni yaptı. Türkiye bununla ilgili olurunu, onayını verdi. İsveç'ten de gerekenleri yapmasını bekliyoruz. Bunu da ilgili kurumlar takip ediyorlar başta Dışişleri Bakanlığımız olmak üzere. Bu anlamda da Türkiye'nin pozisyonu son derece net.
Karayel, Türkiye'nin uluslararası hukuk bağlamında üzerine düşeni yapmaya devam edeceğini vurgulayarak, AB ile ya da AB ülkelerinin bazılarıyla yüzde 100 anlaşamayabileceğini söyledi.
Karabağ'da pozisyonun ne olduğunun BM metinlerinde de net olduğunu vurgulayan Karayel, Ermenistan Azerbaycan topraklarında işgalci pozisyonundadır. Dağlık Karabağ bölgesi Ermenistan tarafından işgal edilmiştir. diye konuştu.
Karayel, Ermenistan'ın başlattığı saldırılar sonucu Azerbaycan'ın harekat başlattığını ve işgal altındaki topraklarını aldığını, Türkiye'nin Azerbaycan'ın yanında olduğunu söyledi. Karayel, Yapmamız gereken şey oradaki barış çabalarına destek olmak. Avrupalı dostlarımızdan da oradaki barış çabalarına destek olmalarını bekliyoruz. dedi.
Karayel, İsrail'in Gazze'ye saldırılarına dair üzerinde durulması gereken ilk şeyin sivil can kayıpları olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
Bütün gece, gün boyunca sivillerin yerleşim alanlarını, okulları, hastaneleri, kiliseleri bombalayarak terörle mücadele ettiğini söylemek insanların aklıyla dalga geçmek oluyor. Yapılması gereken her şeyden önce sivil can kayıplarının durdurulması. Bir ayrım gözetmeden, din, dil, ırk, ayrım gözetmeden. Bunu bile yapmıyorken 2,3 milyon insan elektrik, su, ilaç konusunda kuşatma altındayken, günbegün çocuklarının parçalanmış bedenlerini poşet içinde taşıyor olması kabul edilebilir değil. Türkiye yine kural bazlı duruş sergiliyor. Diyor ki 'Sivil can kayıpları kim tarafında olursa olsun, nasıl olursa olsun derhal durdurulmalıdır, buna mani olunmalıdır.' Bu pozisyonu ortaya koyduktan sonra diğer tartışmaların hepsini yapabiliriz.
Karayel, sivil katliamı yapanlarla ilgili yasal sürecin de devam edeceğini bildirdi.