TBMM Başkanı Şentop, 27'nci Yasama Dönemi'ni değerlendirdi

ABONE OL

TBMM Başkanı Mustafa Şentop, 27'nci Yasama Dönemi'nin tamamında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına 2 bin 2 yasama dokunulmazlığı tezkeresi gönderildiğini bildirdi.

Başkan Şentop, 27'nci Yasama Dönemi'ne ilişkin değerlendirme toplantısı yaptı.

Yeni yasama dönemindeki temsilcilerin 14 Mayıs'ta belirleneceğini ifade eden Şentop, yaklaşık 4 yıldır büyük bir onurla yürüttüğü TBMM Başkanlığı görevinin de sona ereceğini anımsattı.

27'nci Yasama Dönemi'nin çeşitli açılardan önceki dönemlerden farklı olduğunu dile getiren Şentop, Meclisin daha önce benzerine rastlanmayan sınamalara maruz kaldığını, tarihin akışı içinde müstesna dönüm noktalarına tanıklık ettiğini söyledi.

Meclisin, çalışmalarının önemli bir kısmını tüm dünyayı etkisi altına alan Kovid-19 salgınının etkisi altında yürüttüğünü belirten Şentop, "Meclisimizin, alınan kapsamlı tedbirler sayesinde tüm dünyayı etkileyen bu büyük sınama karşısında faaliyetlerini aksatmadan yürütmeyi başarması, son derece memnuniyet vericidir." dedi.

Şentop, Rusya ile Ukrayna arasında baş gösteren savaşın başta bölge ülkeleri olmak üzere tüm dünyayı etkilediğini hatırlatarak, "Türkiye bu süreçte bir barış gücü olarak çalışmış, başta tahıl koridoru ve esir takası olmak üzere farklı alanlardaki çalışmaları somut neticeler vermiştir. Türkiye'nin savaşın sonlanması noktasında ortaya koyduğu gayretler, sizlerin de takip ettiğiniz üzere devam etmektedir." diye konuştu.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin Türkiye'yi tarifi olmayan derin bir acıyla sarstığını ifade eden Şentop, hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır, yaralılara şifa diledi.

Devletin ve milletin yaraları sarmak için elbirliğiyle çalıştığının altını çizen Şentop, TBMM'nin de bu süreçte önemli çalışmalar yürüttüğünü, deprem bölgelerindeki bütün vatandaşların sorunları çözülene kadar çalışmaların kararlılıkla devam edeceğini kaydetti.

- Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk dönemi

TBMM Başkanı Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ilk döneminin de 27. Yasama Dönemi'nde olduğunu anlatarak, "27'nci Yasama Dönemi'nin tamamında milletvekillerimiz tarafından verilen 82 bin 794 yazılı soru önergesi ile Meclis Başkanlığına sunulan 7 bin 399 Meclis araştırması önergesi 27'nci döneme, 'TBMM Başkanlığına en fazla yazılı soru önergesi ile Meclis Araştırması önergesi sunulan yasama dönemi' özelliğini kazandırmıştır." ifadelerini kullandı.

27'nci Yasama Dönemi'nde TBMM Başkanlığına, 437'si 6'ncı yasama yılında olmak üzere toplam 5 bin 97 kanun teklifi sunulduğunu bildiren Şentop, bu sayının önceki dönemler içinde Başkanlığa sunulan kanun tasarı ve tekliflerinin toplam sayısından fazla olduğunu aktardı.

Meclisin 27'nci dönemde yasama ve denetim alanında yoğun ve kapsamlı çalışmalara imza attığını vurgulayan Mustafa Şentop, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda 1 Ekim 2022 tarihinde başlayan 6'ncı yasama yılında TBMM Genel Kurulunda 87 birleşim ve 376 oturum gerçekleştirilmiş; 606 saat 36 dakika çalışma yapılmış ve 26 bin 239 sayfa tutanak tutulmuştur. Aynı yıl içinde ihtisas ve Meclis araştırması komisyonlarında ise 138 toplantı ve 279 oturum gerçekleştirilmiş, 777 saat 2 dakika çalışılmış ve 29 bin 93 sayfa tutanak tutulmuştur. 6'ncı yasama yılıyla birlikte 27'nci Yasama Dönemi'nin tamamına bakıldığında bu sayılar, TBMM Genel Kurulu çalışmaları açısından 537 birleşim, 2 bin 345 oturum, 3 bin 887 saat 53 dakika çalışma ve 169 bin 778 sayfa tutanak şeklinde, ihtisas ve Meclis araştırması komisyonlarının çalışmaları açısından ise 991 toplantı, 1744 oturum, 4 bin 565 saat 23 dakika çalışma ve 131 bin 19 sayfa tutanak şeklinde kendini göstermektedir."

Yoğun çalışmalar sonucunda Meclisin çeşitli konularda vatandaşların ihtiyaç duyduğu yüzlerce yasal düzenlemeye ve TBMM kararına yürürlük kazandırdığını aktaran Şentop, "Meclisimiz 37'si 6'ncı yasama yılında olmak üzere 27'nci Yasama Dönemi içinde toplam 310 kanun kabul etmiş ve yine bu dönemde toplam 184 Meclis kararına yürürlük kazandırmıştır." bilgisini verdi.

- "Uluslararası meselelerde Meclis kararları alındı"

Şentop, bu dönemde Başkanlığın aldığı inisiyatifle, siyasi partiler arasında gerçekleşen uzlaşıdan dolayı uluslararası meselelerde daha önce bildiri şeklinde gösterilen iradelerin, "Meclis kararı" şeklinde ortaya konulmasına başlandığını belirterek, şöyle devam etti:

"Bu kapsamda 27'nci dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi, Amerika Birleşik Devletleri Temsilciler Meclisi ile Senatosunun 2019 yılında sözde Ermeni soykırımı hakkında aldığı kararların kınanması, reddedilmesi ve yok hükmünde sayılması, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un İslam karşıtı açıklamalarının telin ve teşhir edilmesi ve ABD Başkanı Joe Biden'ın 1915 olaylarına ilişkin 24 Nisan 2021 tarihli açıklamasının kınanması, reddedilmesi ve yok hükmünde sayılması konularındaki Başkanlık tezkerelerini kabul ederek Meclis kararları almıştır. Bu kararlar Resmi Gazete'de yayımlanmış ve böylece bahsi geçen konularda Gazi Meclisimizin sergilediği duruşa daha sağlam bir hukuki temel kazandırılmıştır. Şüphesiz bu gelişme Meclisimizin dış politika alanında, yeni dönemde, karar şeklindeki hukuki tasarruflar aracılığıyla daha etkin bir konum üstlendiğinin göstergesidir."

27'nci dönemin tamamında 15 araştırma komisyonu kurulduğunu ifade eden Şentop, bu komisyonlardan 12'sinin hazırladığı raporların Genel Kurulda görüşüldüğünü söyledi.

- "Haksız eleştiri" tepkisi

TBMM Başkanı Şentop, 27'nci dönemde Meclisin, yasama ve denetim alanında sergilediği çalışmalara rağmen "yeni hükümet sistemi döneminde işlevsizleştiği, etkinliğinin azaldığı" yönünde haksız eleştiriye maruz kaldığını belirten Şentop, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Objektif bir veriye, bu kapsamda Meclisin en temel faaliyet alanları olan yasama ve denetim konularında parlamenter hükümet sistemi ile Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin sağlıklı bir mukayesesine dayanmayan bu eleştirinin, 'Meclisin belirli siyasi partilerin arzuları doğrultusunda karar almaması' şeklinde özetlenebilecek salt siyasi bir temele sahip bulunduğunu üzülerek görmekteyim. Zira uygulamada Meclisimiz, 27'nci Yasama Dönemi boyunca hem yasama hem de denetim alanında son derece verimli çalışmalar yürütmesine rağmen, bazı siyasetçilerin Meclisimizin etkinliğinin azaldığı yönündeki ısrarlı iddialarının tek bir izahı olabilir; o da bu dönem Mecliste alınan kararların, söz konusu siyasetçilerin istedikleri yönde alınmamış olmasıdır. Parlamentoda mlilletin verdiği temsil gücünden fazlasına sahip olmayı istemek, bu olmadığında yani sayınızın yetersizliği sebebiyle kararların isteğiniz doğrultusunda alınmasını temin edemediğinizde de Meclisimizi etkili olmamakla itham etmek, ancak ya dünyada parlamentoların genel işleyiş şeklini bilmemekle ya da kendi arzunuzla örtüşmeyen Meclis çalışmalarını görmezden gelmekle mümkün olabilecektir. Ne yazık ki her iki olasılığın da hakla, hakikatle, insaf ve hakkaniyetle bağdaşır bir yönü bulunmamaktadır."

- Soru önergelerinin cevaplanma oranı

Meclisin etkinliğinin azaldığı eleştirisinin dayanaklarından birinin Cumhurbaşkanı yardımcısı ve bakanlara yöneltilmiş soru önergelerinin cevaplanma oranları olduğunu aktaran Şentop, 27'nci dönemin tamamında milletvekilleri tarafından verilen soru önergelerinin muhataplarınca cevaplandırılma oranının yüzde 65,4 olduğunu kaydetti.

Mustafa Şentop, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin hemen öncesinde, parlamenter hükümet sisteminin geçerli olduğu 24 ve 26'ncı dönemlerde soru önergelerinin cevaplandırılma oranlarının ise sırasıyla yüzde 60,3 ve yüzde 45,4 olduğuna dikkati çekti. Şentop, "Bununla birlikte milletvekillerimizin denetim görevi kapsamında Cumhurbaşkanı yardımcısı ile bakanlara yönelttiği soru önergelerinin cevaplandırılması açısından, her ne kadar önceki dönemlerden yüksek olsa da yüzde 65,4 oranını kafi görmek elbette mümkün değildir. Şüphesiz bu konuda olması gereken, soru önergelerinin tamamının süresi içerisinde ve yeterli içerikle cevaplandırılmasıdır." değerlendirmesini yaptı.

Şentop, bunu temin için TBMM Başkanlığı olarak bakanlıklara 6 ayda bir gönderilen yazılarla hatırlatmada bulunulduğunu açıkladı.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile ilgili yaptığı değerlendirmelerin yeni hükümet sisteminin kusursuz olduğu ve her yönüyle mükemmel işlediği şeklinde yorumlanmaması gerektiğini ifade eden Şentop, "Ancak şurası açıktır ki, birçok kişinin ısrarla iddia ettiğinin aksine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde hem yürütme hem de yasama önceki dönemlere nazaran daha istikrarlı ve verimli şekilde çalışmalarını sürdürmüştür. Bu noktada Meclisin yetkilerinin ve etkinliğinin parlamenter hükümet sistemi döneminde çok daha fazla olduğu yönündeki argümanların nazari ve pratik veriler karşısında bir temeli bulunmamaktadır." dedi.

Yeni sistemin tam anlamıyla yerleşmesi ve sağlıklı bir şekilde işlemesinin temini için atılacak adımlar bulunduğunu, bu kapsamda yeni bir Meclis İçtüzüğü hazırlanması gerektiğini söyleyen Şentop, 28'inci Yasama Dönemi'nde yeni bir içtüzüğün uzlaşıyla yürürlüğe koyulabilmesini temenni ettiğini belirtti.

- "Yeni bir anayasaya ihtiyaç var"

Türkiye'nin yeni bir anayasaya duyduğu ihtiyacın altını tekrar çizmek istediğini vurgulayan Şentop, "Zira demokrasi tarihimiz, askeri darbe kavramı ile hiçbir şekilde ilgisi bulunmayan, tamamını milletimizin meşru temsilcilerinin hazırladığı yeni ve sivil bir anayasayı her şeyden çok hak etmektedir." ifadelerini kullandı.

Mustafa Şentop, 27'nci yasama dönemi içinde makul sınırlar dahilinde olduğu kabul edilemeyecek derecede fazla sayıda dokunulmazlık tezkeresinin TBMM Başkanlığına ulaştığını aktararak, şöyle konuştu:

"6'ncı yasama yılındaki 247 yeni tezkereyle birlikte 27'nci dönemin tamamında Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına gönderilen yasama dokunulmazlığı tezkerelerinin sayısı, maalesef 2 bin 2'ye ulaşmıştır. Bir yasama dönemi içerisinde milletvekillerimiz hakkında 2 bin gibi yüksek bir sayıda dokunulmazlık tezkeresinin hazırlanmış olmasını, özellikle bu tezkereler kapsamında azımsanamayacak ölçüde terör örgütü üyeliği, terör örgütü yöneticiliği, terör örgütüne yardım, terör örgütü propagandası yapmak gibi suçlara ilişkin dosyalar bulunmasını, Gazi Meclisimizin mehabeti ve saygınlığıyla bağdaştırabilmenin mümkün olmadığı açıktır."

Yasama dokunulmazlığı kurumunun, suç isnatlarının soruşturulmasını engellemek için değil, milletvekillerinin yasama çalışmalarından alıkonulmalarını temin ederek Meclisin işleyişini korumak amacıyla ihdas edildiğini anlatan Şentop, "Yeni anayasa için yapılacak çalışmalarda, yasama dokunulmazlığı konusunun yeniden ele alınmasının, bu kapsamda milletvekillerinin özgürlüklerinden ve dolayısıyla Meclis çalışmalarından alıkonulmamalarının güvence altına alınarak, haklarındaki suç iddialarıyla ilgili maddi gerçeğin araştırılmasını mümkün kılacak bir formülün değerlendirilmesinin faydalı olacağı kanaatindeyim." değerlendirmesinde bulundu.

Meclisin, 27'nci Yasama Dönemi'ni yoğun ve verimli çalışmalarla tamamladığını görmenin mutluluk verici olduğunu ifade eden Şentop, Gazi Meclisin 14 Mayıs'taki seçimlerden sonra aynı azim ve kararlılıkla çalışmalarını sürdüreceğine, tam bağımsız, demokratik, yeniden büyük ve güçlü Türkiye idealinin gerçekleştirilmesine katkı sağlayacak adımları atmaya devam edeceğine inancının tam olduğunu kaydetti.

Şentop, konuşmasını şöyle tamamladı:

"Aşık Veysel'in ifadesiyle, hepimiz menzile varmak için 'İki kapılı bir handa yürüyoruz gündüz gece'. Asıl olan o yürüyüşte Hakk'ın takdirini kazanmak, milletin emanetlerini eksiltmeden, artırarak taşıyabilmiş olmaktır. Bu onurlu görevim süresince gerek bu mukaddes çatı altında gerek memleketin her köşesinde ve gerekse başka ülkelerin parlamentolarıyla ilişkilerde ülkemin ve milletimin çıkarları en büyük motivasyon kaynağım olmuştur. Bütün bu çalışmalar süresince gördüğüm gerçek şudur: Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kuruluş felsefesi doğrultusunda dünyanın en güçlü devletleri arasında yerini almıştır ve dünyanın en hakkaniyetli ve itibarlı devletidir."