Pera Müzesi'nde "6 Şubat Depremi ve Sarsılan Mirasımız" paneli yapıldı

ABONE OL

- Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yahya Coşkun: - "İstanbul Arkeoloji Müzeleri binasını neredeyse yıkılmaz hale getirdik. Herhangi bir afette eserlerimizi muhafaza edebilelim diye her iki yakada birer depo müze kurduk. Kız Kulesi 3-5 yıla kadar yıkılacak durumdaydı" - Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz: - "Hiç yorulmadık, sadece organize olduk. Çünkü o gün bölgedeki o insanlar müzelerine sahip çıktıysa biz de devlet olarak o müzeleri sahipsiz bırakamazdık"

Kahramanmaraş merkezli depremlerde kültür miraslarının gördüğü hasar, 6 Şubat Depremi ve Sarsılan Mirasımız: Yaşayanlar Anlatıyor panelinde ele alındı.

Pera Müzesi'nde Müzecilik Meslek Kuruluşu Derneği (MMKD) ve Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü ile düzenlenen, Koç Üniversitesi Anadolu Medeniyetleri Araştırma Merkezinin (ANAMED) desteklediği etkinlikte, deprem ve sonrasında müzelerde yaşananlar, kültürel mirasları kurtarma çalışmaları ve bir sonraki afetlere karşı yapılan hazırlıklar konuşuldu.

ANAMED Yöneticisi Dr. Buket Coşkuner, panel açılışında, 6 Şubat'ta depremin ilk şokunu atlattıktan sonra kendi çabalarıyla ne yapabileceklerini düşündüklerini belirterek, Deprem illerinde çalışan araştırmacıları desteklemek için araştırma destek paketi hazırladık. Bölgedeki üniversitelerle iletişime geçerek duyurmaya çalıştık. dedi.

Coşkuner, eylülden itibaren deprem bölgesindeki üniversitelerden 4 araştırmacının 9 ay boyunca ANAMED tarafından destekleneceğini kaydetti.

- Depremin 4'üncü gününde tehlike altındaki eserleri naklettik

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yahya Coşkun ise depremin ardından müze müdürleri ve çalışanlarının evleri hasar görmesine rağmen görevli oldukları müzeleri bırakmadığını aktararak, Çok şükür yıkılan müzemiz olmadı. Sadece Hatay Müzesi'nde asma tavan çökmüştü. Artan depremler ve artçılarla Elbistan Müzesi'ndeki hasarın orta hasara evrildiğini gördük. Bunun üzerine orta hasarlı müzelerdeki eserleri başka yerlere taşıdık. Depremin 4'üncü ve 5'inci gününde tehlike altındaki eserleri kutulayıp nakil işlemlerine hazırladık. diye konuştu.

Coşkun, olası bir İstanbul depreminin çok daha sarsıcı etki göstereceğine işaret ederek, şunları kaydetti:

Tarihi yarımadada yıkımlar olduğunda itfaiyenin, vincin, nakil araçlarının bile gelmesi mümkün olmayacak. Öncelikle binalarımızın yıkılmaması lazım. Kültürel miraslarımızın olduğu binalarımızın güçlendirilmesi lazım. Bu kapsamda İstanbul Arkeoloji Müzeleri binasını neredeyse yıkılmaz hale getirdik. Herhangi bir afette eserlerimizi muhafaza edebilelim diye her iki yakada birer depo müze kurduk. Kız Kulesi 3-5 yıla kadar yıkılacak durumdaydı. Biz oranın da tahkimini yaptık.

Kültür ve Turizm Bakanlığı bünyesinde son 20 yılda 163 müzenin yenilenmesinin tamamlandığı bilgisini veren Coşkun, kültürel mirasların korunması konusunda tüm bakanlık çalışanlarının 6 Şubat depreminden yüzünün akıyla çıktığını söyledi.

- Hiç yorulmadık, sadece organize olduk

MMKD Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Gül Pulhan, deprem anında yaşadıklarını, 6 Şubat depreminin yıkıcılığını idrak etmemiz, biz uzakta olanlar için mümkün olmadı. Kaç kentin etkilendiğini ilk anda kavrayamadık. Sonra Türkiye'nin yurt dışından yardım çağırdığını anlayınca dehşete düştüm. cümleleriyle anlattı.

Yaşanan trajedi karşısında ilk olarak kültürel mirası düşünemediğini dile getiren Pulhan, Zaman ilerleyip tekrar kültürel varlıklarla ilgilenmeye başladığımdan itibaren olan biteni bizzat bölgede görev yapanlardan dinledim. Bu konuda kültürel mirası koruma adına yapılacak çok şey olduğunu biliyorum. dedi.

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Kaçakçılıkla Mücadele Daire Başkanı Zeynep Boz, O gün kalbimi evde bırakarak görev için yola çıktım. Deprem anında psikolojik hazırlık yapmak benim için zor olmadı. Fakat sonrasında geriye dönüp baktığımda soğukkanlılığımı kaybettim. ifadeleriyle depremde yaşadıklarını anlattı.

Boz, o gün herkesin birbiri için seferber olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

Hiç yorulmadık, sadece organize olduk. Çünkü o gün bölgedeki o insanlar müzelerine sahip çıktıysa biz de devlet olarak o müzeleri sahipsiz bırakamazdık. Tek motivasyonumuz, kaybettiğimiz müzecilerimiz hariç depremin ardından gece aç ve soğukta yatan bir müzecimizin olmamasıydı. Sosyal medyada yapılan 'müzeler yağmalandı' türünden iddialar çok moral kırıcıydı. Biz müzelerimizi daha ilk andan itibaren korumamıza rağmen internette ortaya çıkan bu yorumlar, niyeti olmayan insanları bile kötü yönlendirici nitelikteydi. Devlette normalde dikey hiyerarşi vardır. Ama o an bizde o kadar yatay bir hiyerarşi oldu ki, kimse kimsenin unvanını umursamadı orada. Unvanı yüksek olan, düşük olana dur demedi. Tam tersine 'söyle, ben de yapayım' tarzı destekler verdiler.

- Her aradığım müze müdürü 'biz iyiyiz, müzeye gidiyorum' diye cevap verdi

Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü Müzeler Dairesi Başkanı Bülent Gönültaş da haberleri duyar duymaz Kahramanmaraş'a doğru yola çıktıklarını, benzin takviyesi için Adana'ya vardıklarında artçı depreme yakalandıklarını kaydetti.

Kahramanmaraş'ta gördüğü manzaranın tarifinin imkansız olduğunu vurgulayan Gönültaş, Yüzde 80'i yıkılmış bir şehir, müzemizin bulunduğu caddede yıkılmamış tek bir bina bile yoktu. Bir personelimizin evinin yıkıldığı haberini aldık. Bölgedeki müze müdürlerimiz ve çalışanlarımız psikolojik olarak oldukça yıprandılar ama mücadeleyi bırakmadılar. Kendi alanımızda hasarları gidermek ve yaraları sarabilmek için 2 milyon lira civarında bir para harcadık. diye konuştu.

Gönültaş, O gün internet üzerinden yaptığımız koordinasyon sayesinde bir WhatsApp grubunun ilk defa işe yaradığını gördüm. Kahramanmaraş, Malatya ve Adıyaman'daki müze müdürlerimizi tek tek aradım. Her aradığım müze müdürü 'biz iyiyiz, müzeye gidiyorum' diye cevap verdi. ifadelerini kullandı.

- 293 kültür varlığı onarıldı, 550 eser enkazdan çıkarıldı

Hatay Afet Bölgesi Kazı Başkanı Doç. Dr. Muhammet Arslan ise depremde sadece bölgedeki vatandaşların değil, kültürel varlıkların da depremzede olduğuna vurgu yaptı.

Depremin ardından enkaz altında kalan mirasların kurtarılması için deprem bölgesi illerde afet kazı başkanlığı kurulduğunu belirten Arslan, Deprem sonrası çalışma alanımızın ana hatlarını 'Enkaz Arkeolojisi' diye tanımladık. Tamamen gönüllü katılan lisans ve yüksek lisans öğrencileri de bize eşlik etti. Bu depremi ben küçük kıyamet diye nitelendirdim. 1509'da İstanbul'da yaşanan depremde olduğu gibi. Bugün olduğu gibi o gün de kültürel miraslarımızın çoğu yıkıldı. dedi.

Arslan, depremin etkilediği 11 ilde kültür miraslarının korunması ve onarımına dair çalışmalardan bahsederek, 293 tescilli kültür varlığındaki onarım çalışmamızı tamamladık. An itibarıyla 550 eserimiz enkazdan tamamen çıkarıldı. bilgisini paylaştı.

Programda ayrıca MMKD Başkanı İlyas Gültaş ile Suna ve İnan Vakfı Yönetim Kurulu Üyesi de konuşma yaptı.

Hatay Müzesi Müdürü Ayşe Ersoy, Elbistan Şehir Müzesi Müdürü Hulusi Ünal ve deprem bölgesinde görevlendirilen Kocaeli Müzesi Müdürü Serkan Gedük'ün, deprem ve sonrasında müzelerde yaşananları anlatmasının ardından panel son buldu.