Osteoporoz tedavisi ve Osteoporoz hakkında yeni bilgiler
Bugün ki konumuzda herkesi ilgilendiren ama daha çok kadınlar da görülen osteoporoz hakkında merak edilenlerden, oluşum mekanizmasından, dikkat edilmesi gerekenlerden, beslenme şeklinden, egzersizin faydalarından ve özellikle hangi yaş sonrası görüldüğünden bahsedeceğiz.
OSTEOPOROZ KONUSU
Öncelikle vücudumuzda ki kemiklerin görevi postürün devam etmesini sağlamaktır. İç organlarımızı korur. Kemik dokusu hücreleri dörde ayrılır. Osteoblastlar, kemiklerin yapımını sağlar. Osteoklastlar ise kemik yıkımında görevlidir. Aslında basitçe düşünürsek osteoporoz çeşitli etkenlere bağlı (bunlar yaş, menapoz, beslenme şekli) bu 2 kemik doku hücre arasındaki dengenin bozulmasıdır. Belli bir yaşa kadar osteoblastlar daha baskındır ve kemik yapımı devam eder, osteoklast hücreleri baskın geldiğinde ise osteoporoz başlar. Osteositler ise bu 2 kemik dokusu hücre için gerekli olan doku hücresidir. Kimyasal yapı olarak da büyük çoğunluğu oluşturan inorganik madde ve organik maddeler oluşturur. Organik maddeyi yüzde 95 oranında Tip I kolajen lifleri oluşturur. Liflere özel uyarımı yapmamız gerekir. Tip I lifler gerilime yanıt verir. Gerilimi oluşturan en önemli yapı ise kaslardır. Bu yüzden osteoporoz oluşmaması ve eğer oluştuysa yavaşlatmak için mutlaka kaslar kuvvetlendirilmelidir. Bu yüzden osteoporoz önlenmesi için egzersiz çok önemlidir. İnorganik maddeyi ise mineraller oluşturur. Kemiğin birden çok fizyolojik özelliği vardır ve bu özelliklere göre kemik uygulanan kuvvete yanıt verir. En önemlisi olan Hook kanunundan bahsedersek: Kemiğe uygulanan 2 birimlik kuvvet kemikte 2 birimlik uzamayı sağlar. Aynı şekilde 1 birimlik kuvvette 1 birimlik uzamaya neden olur. Viskoelastik özellik ise uygulanan yüklenmenin hızına ve süresine göre kemik yüklenmeye farklı cevaplar verir. Bunu açacak olursak kemiğe uygulanan hızlı yüklenme kemikte daha iyi bir cevap oluşmasını sağlar. Sabit ve aralıklı yüklemede ise aralıklı yüklenme daha iyi bir adaptasyon sağlar. Anizotropik özellik, uyguladığınız kuvvetin yönü kemiğin verdiği cevabı etkiler. Longitudinal yönden kuvvet uygulamak daha iyi sonuçlar verir.
Wolf kanunu kemiğe uygulanan kuvvet eğer aralıklı bir şekilde verilirse kemik hipertrofiye uğrar, sabit bir yüklenme altında ise atrofi olur. Kemiğin gelişiminden bahsedecek olursak 2 çeşit ossifikasyon vardır. Primer ossifikasyon en erken olanıdır ve ossifikasyon buradan yayılır; Sekonder de ise daha geç oluşum görülür ve doğum sonrasına denk gelir.
Kemik üzerine etkili olan faktörler vitamin D, D2 ve D3 vitamini (kemiğe direnç verir), Kalsiyum(kemik ve diş gelişiminde önemli etkiye sahiptir. Eksikliğinde osteoporoz görülür.) ve hormonlar etkilidir. Bunlardan en önemli 2 hormon paratiroid ve kalsitonin hormonudur. İkisi zıt etki gösterir. Paratiroid hormonu kemikte yıkımı arttırırken kalsitonin hormonu kemik yapımını arttırır. Östrojen hormonu da etkilidir.
MENOPOZ SONRASI DURUM
Kadınlarda özellikle menopoz sonrası bu hormonun azalması sonucu kemik yıkımı artar ve buna bağlı osteoporoz riski de artar. Osteoporoz, kemik kırılganlığında artış gösteren ilerleyici, sistematik ve metabolik bir hastalıktır. Oluşum nedeni tek nedene bağlı değildir ve herkeste görülme yaşı, oluşma mekanizması farklılık gösterir. Yaş, cinsiyet (daha çok kadınlarda), menopozu erken girilmesi,(40 yaş altı), sedanter yasam biçimi, Kalsiyum ve vitaminlerin eksik alınması, sigara, genetik faktörler osteoporozu etkileyen faktörlerdir.
Osteoporoz etyolojik yönden ikiye ayrılır. Primer osteoporoz oluşumunda altta yatan bir hastalık yoktur. Hayatin normal seyrinde yaşa veya menopoza bağlı görülür. Bu da kendi arasında ikiye ayrılır. Tip I osteoporoz, kadınlarda menopozol dönem sonrası gelişir. Östrojen hormonu azalması sonucu oluşur. Kemik yıkımı hızlanmıştır. Daha çok 50-75 yaş arası görülür. Östrojen eksikliğinin osteoporoz haricinde uzun süre eksikliğinde demans, osteoartrit, yağ kitlesinin artması da görülebilir. Tip II osteoporoz ise yaşa bağlı oluşur. Tip I ‘in tersi olarak kemik kaybı yavaştır, kemik yapımında yavaşlama görülür. Tuttuğu bölgeye göre de ikiye ayrılır: genel ve bölgesel. Diğer sınıflandırma parametreleri ise patojenik, yaş klinik sınıflandırmadır.
Osteoporoz da tanı için ise dansitometre ile ölçüm yapılır. Çıkan değerlere göre tanı konur. Yetişkinlerde T skoruna çocuklarda ise Z skoruna göre tanı konur.
Osteoporoz tedavisinde öncelikli hedefimiz düşmeye bağlı oluşan kırıkların engellenmesidir. İlaç tedavisi de uygulanabilir. Diğer dikkat edilmesi gereken şey beslenmeye çok dikkat edilmesi gerektiğidir. Vitamin, Kalsiyum, protein günlük yeteri miktarda alınmalıdır. Yaşam tarzı değişikliği hastanın ilk yapması gerekenler arasındadır. Evini, düşmeyi en aza indirecek şekilde düzenlemesi gerekir. Fiziksel aktiviteyi hayatının bir parçası haline getirmelidir.
Fizyoterapist eşliğinde egzersiz planı yapılmalıdır. Denge koordinasyon egzersizleri, yürüme, mobilite, postürel egzersizler uygulanmalıdır. 65 yaş üstü yetişkinler için fizyoterapist eşliğinde haftada 5 gün orta yoğunlukta ve 30 dk aerobik egzersiz planı hazırlanmalıdır. Egzersize kemik dokunun cevabı yaş ilerledikçe azalacağı için ne kadar erken başlanırsa o kadar faydalı olacaktır.