Necip Fazıl Kısakürek vefatının 40. yılında Erzurum'da anıldı

ABONE OL

- Anadolu Mektebi Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sami Güçlü: - "Necip Fazıl'ın bütün sırrı ve büyüklüğü, o gün 'Durun kalabalıklar, bu yol çıkmaz sokak. Biz farklı bir kültürün ve medeniyetin mensubuyuz. Bizim aradığımız batıda değil, biz onu kendi içimizde kaybettik' diye 'Büyük Doğu' kavramını ortaya atmasıdır"

Erzurum'da, şair, yazar ve mütefekkir Necip Fazıl Kısakürek'in vefatının 40. yıl dönümü dolayısıyla anma programı düzenlendi.

Necip Fazıl Kısakürek Kültür Merkezi'nde, Milli Eğitim, Kültür ve Turizm ile Gençlik ve Spor bakanlıklarının destekleri, Valilik, Büyükşehir Belediyesi, İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Anadolu Mektebi'nin organizasyonuyla Vefatının 40. Yılında Üstad Necip Fazıl Kısakürek'i Anma Programı yapıldı.

Vali Okay Memiş, burada yaptığı konuşmada, devlet olarak çocukları çok iyi yetiştirmeye gayret ettiklerini söyledi.

Öğrencilere pozitif bilimin bütün unsurlarını öğretmeye gayret ettiklerini ifade eden Memiş, Biz sadece maddeye değil aynı zamanda manayı da önemseyen ve önceleyen bir medeniyetiz. Üstat Necip Fazıl'ın da çok önemsediği bir şey maddeden ziyade mana boyutu. Yani onu anlayabilmek biraz da idrak gerektirir. diye konuştu.

Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ise her toplumun kendi değerleri ve gelenek görenekleriyle güzelleştiğini belirterek, Biz modernleşme denince sanki bir başka toplumu taklit edercesine, onların değerlerini, adetlerini, gelenek ve göreneklerini hatta inançlarını ön tarafa alarak 'onlar gibi olursak biz de gelişir, güzelleşir, büyürüz' anlayışı var ama bunun böyle olmadığını görüyor ve biliyoruz. dedi.

Anadolu Mektebi Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Sami Güçlü de Necip Fazıl'ın yaşadığı dönem, hep etrafında hayran halkası olduğunu kaydetti.

Yüksek standartlı yazar ve sanatçıların Necip Fazıl'ın hayranı olduğunu anlatan Güçlü, şunları kaydetti:

Bulunduğu nokta ve düşünce dünyasının çizgileri içerisinde ilerleyen dönemlerde bu hayranlık devam etti. Bir toplumun, köklerini tanımadan geleceğini inşa etmesi kolay değildir. Köklerle bağ koparsa o toplumun nereye savrulacağını bilemeyiz. Hele aydın kesim bu konuda farklı medeniyetlere yüzünü dönmüşse vay o milletin haline. Türkiye'nin aydın kesimi ve devlet yöneticilerimiz, bütün dikkatiyle yönünü batıya döndüğünü, dünyada tek medeniyetin olduğunu, bu medeniyete katılmamız gerektiğini, katılmazsak Anadolu'da da tutunamayacağımızı düşünerek dört elle batı medeniyetine sarıldılar. Hiç kimsenin karşı çıkamadığı bir anlayışla o alana yürürken işte Necip Fazıl'ın bütün sırrı ve büyüklüğü, o gün 'Durun kalabalıklar, bu yol çıkmaz sokak. Biz farklı bir kültürün ve medeniyetin mensubuyuz. Bizim aradığımız batıda değil, biz onu kendi içimizde kaybettik.' diye 'Büyük Doğu' kavramını ortaya atmasıdır.

Necip Fazıl Kısakürek'in torunu Emrah Kısakürek ise Necip Fazıl tefekkürünü derinleştirdikçe kendisine düşman olanların arttığını vurgulayarak, Ancak o düşmanlar Necip Fazıl'ı değil, savunduğu davaya düşmanlardı. Bunu bile fark edemeyen bir ruhun acziyetlerini örten yırtıcılıkları karşısında yalnız Necip Fazıl durabildi. Dönem itibarıyla tek başına bayraklaştırdığı bu dava, hakikatin savunulması değil hakikatin ifade edilmesi ve hak düşmanlarının yere çalınmasıydı. Onların düşmanca istikrarları karşısında artık zindanlara atılmayan bir Necip Fazıl var. Çünkü o etten ve kemikten değil artık. O herkesin gönüllerinde, zihinlerinde ve fikirlerinde. ifadelerini kullandı.

Anadolu Mektebi öğrencilerinin panelde konuşma yaptığı program, hediye takdimiyle sona erdi.