Milli Eğitim Bakanı Özer, Paris'te OECD'nin mesleki eğitime ilişkin oturumunda konuştu
- "Meslek liseleri özellikle yaptıkları ürünlerle sadece bir mesleki eğitim olarak değil aynı zamanda toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında da çok önemli boşlukları doldurmaya başladı" - "Meslek liselerinin özellikle Kovid-19 salgını sürecinde toplumun ihtiyaç duyduğu maskeden dezenfektana, solunum cihazına, maske makinesine kadar çok sayıda ürün üreterek ihtiyaç duyulan noktalara ulaştırılmasında büyük katkıları oldu"
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, meslek liselerinin toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında da çok önemli boşlukları doldurmaya başladığını söyledi.
Özer, Fransa'nın başkenti Paris'te düzenlenen Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Eğitim Bakanları Toplantısı'nın ikinci gününde, mesleki eğitim temalı Eğitim Hayatını Çalışma Hayatı ile Uyumlu Hale Getirmek başlıklı oturumda, mesleki eğitimin sadece eğitim çağındaki nüfus için değil, yetişkinlerin de iş gücü piyasasına entegrasyonunda ve özellikle mültecilerin entegrasyonunda çok önemli bir işlev gördüğünü vurguladı.
Türkiye olarak son yıllarda mesleki eğitimin güçlendirilmesiyle ilgili çok önemli projeler hayata geçirdiklerini aktaran Özer, şöyle konuştu:
Bizde mesleki eğitim; okul temelli meslek lisesi olarak veriliyor bir de Almanya'daki gibi dual mesleki eğitim yani haftada bir gün okulda, diğer günler gerçek iş ortamlarındaki mesleki eğitim merkezlerinde eğitime devam ediliyor. Bizim özellikle meslek liseleriyle yaptığımız en önemli hamleler, süreçlerin tamamına sektörün dahil edilmesi oldu. Sektör dahil edildikten sonra tüm müfredatı güncelledik ve özellikle mesleğe özgü, akademik ve jenerik becerilere çok fazla ağırlık veren yeni bir mesleki eğitim inşasına geçiş yaptık. Bu süreç gerçekten akademik olarak başarılı öğrencilerin mesleki eğitime doğru kaymasında çok önemli bir işlev gördü.
Özer, Türkiye tarihinde ilk kez mesleki eğitimi Ar-Ge merkezleriyle, fikri mülkiyet ve sınai haklarla buluşturma imkanına kavuşturduklarını vurgulayarak, şöyle devam etti:
Artık meslek liselerinde fikri mülkiyet, marka, patent, faydalı model, tasarım gibi fikri mülkiyetle ilgili ürünlerin inovatif yaklaşımla geliştirilmesi ve tesciliyle ilgili süreçler çok yaygın bir şekilde kullanılmaya başladı. Meslek liseleri özellikle yaptıkları ürünlerle sadece bir mesleki eğitim olarak değil aynı zamanda toplumsal ihtiyaçların karşılanmasında da çok önemli boşlukları doldurmaya başladılar. Meslek liselerinin özellikle Kovid-19 salgını sürecinde toplumun ihtiyaç duymuş olduğu maskeden dezenfektana, solunum cihazına, maske makinesine kadar çok sayıda ürün üreterek ihtiyaç duyulan noktalara ulaştırılmasında büyük katkıları oldu.
- Çok önemli bir fırsat da ortaya çıkmış oldu
Türkiye'nin mesleki eğitimdeki en önemli kırılma noktasının dual mesleki eğitimde gerçekleştiğine dikkati çeken Özer, 2021 yılının sonunda hem işverenler için çok cazip bir mekanizma hem de gençler için çok cazip mekanizma oluşturan yeni bir kanuni düzenlemeye gittik. Bu kanuni düzenlemeden sonra Türkiye'de bir yıl gibi kısa sürede mesleki eğitim merkezlerindeki dual mesleki eğitimdeki öğrenci sayısını 159 binden 1 milyon 151 bine çıkardık. bilgisini paylaştı.
Bakan Özer, Türkiye’de mesleki eğitim merkezlerinde ortaokul mezunu olmanın yeterli olduğunu anımsatarak, Herhangi bir yaş sınırlaması yok. Dolayısıyla özellikle ne eğitimde ne de istihdamda olan yetişkinlerin mesleki eğitim yoluyla hayata bağlanmalarında çok önemli bir fırsat da ortaya çıkmış oldu. diye konuştu.
Mesleki eğitimdeki öğrencilerden yüzde 55’inin 18 yaş üzerinde olduğunu kaydeden Özer, OECD’nin ülkelerin özellikle eğitim ve işgücü piyasasındaki geçişkenliğin performansını ölçmede kullandığı NEET (ne eğitimde ne istihdamda) oranında Türkiye’nin 2022 yılı için çok önemli iyileştirmelere yol açtıklarını ifade etti.
Milli Eğitim Bakanı, “Türkiye’nin bu oranı OECD ortalamasının yaklaşık iki kat olmasına rağmen, özellikle mesleki eğitim merkezlerinin bu şekilde güçlenmesi, Türkiye'nin ne eğitimde ne istihdamda olan yetişkinlerin eğitim süreçlerine mesleki eğitim yoluyla entegrasyonda çok önemli mesafe almasına yol açtı.” dedi.
- Mesleki eğitimdeki son bir iki yıl içindeki büyük dönüşüm
Bu noktada en önemli kazançlardan birinin de kadın istihdamında yaşanan açılımın sağlanmasıyla ilgili olduğunu kaydeden Özer, Kadınların mesleki eğitim merkezlerindeki, yani dual mesleki eğitimdeki payı bir yıl gibi kısa sürede yaklaşık 15 kat arttı. Dolayısıyla artık özellikle ne eğitimde ne istihdamda olan kadınların mesleki eğitim yoluyla iş gücü piyasasına entegrasyonunda çok önemli bir avantajı sağlanmış oldu.” değerlendirmesinde bulundu.
Bakan Özer, şunları kaydetti:
“Bildiğiniz gibi Türkiye göçmenlerle ilgili çok önemli bir yük taşımakta, 2011’de Suriye'deki iç savaşın başlamasından sonra Suriyelilerin Türkiye'ye akınıyla, şu anda Türkiye en fazla Suriyeliye ev sahipliği yapan ülke konumunda. Yaklaşık 4 milyon Suriyeli var ve bunların yaklaşık 1 milyonu eğitim çağı nüfusunda olduğu için, Türkiye'nin eğitim hizmetinden yararlanıyorlar. Ama geriye kalan Suriyelilerin de iş gücü piyasasına entegrasyonunda mesleki eğitim merkezlerini ve mesleki eğitimi çok önemli enstrüman olarak kullanıyoruz. Böylece toplumun, özellikle mülteciler bağlamında da çok daha kapsayıcı bir aşamaya geçmesinde, mesleki eğitimi çok başarılı bir enstrüman olarak kullanmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Dolayısıyla mesleki eğitimdeki son bir iki yıl içindeki bu büyük dönüşüm, hem Türkiye'nin ortaöğretim sisteminin güçlenmesinde hem de eğitimde kapsayıcılığın ve eşitliğin artmasında çok önemli işlev gördü. Aynı zamanda istihdamdaki dezavantajların ortadan kaldırılmasında çok önemli bir katkı sağladı.