Köprüdeki direnişin öncülerinden gazi Halil Aslan, kanlı geceyi anlattı:
- "'Tek başıma da olsa yürüyeceğim' dedim. Köprüye kadar yürüdüm ama köprüye gelirken sürekli tank atışları, top atışları var, makineli sesleri geliyor. Kendi kendime 'Bunlar bizi korkutmak istiyorlar ama ben korkmayacağım' diyorum" - "O gece bir kısmımıza mermi isabet etti, bir kısmımıza etmedi. Mermi isabet eden de etmeyen de aslında aynı seviyede. Buradaki başarı, darbenin önlenmesindeki etken sadece gazilere ya da şehitlere ait değil, bütün topluma, millete ait"
ERFİN KIRAÇ - FETÖ'nün hain darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde askerlerin bulunduğu alana doğru tek başına ilerlerken açılan ateş sonucu ağır yaralanan 72 yaşındaki gazi Halil Aslan'ın, o kanlı gecedeki anıları hala taze.
FETÖ'nün 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında 34 kişinin şehit edildiği 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ndeki olaylar sırasında köprüye giden Aslan, yaylım ateşinin başladığı 01.26'da ellerini kaldırarak tek başına tankların bulunduğu alana doğru ilerledi.
Bu sırada açılan ateş sonucu önce ayağından yaralanan Aslan, yere düşerken bu kez de sırtından vuruldu. Ağır yaralanan ve çok kan kaybeden Aslan'a bir süre yardım ulaştırılamadı. Sonrasında köprüdeki vatandaşlar tarafından bulunduğu yerden alınarak hastaneye kaldırılan Aslan, uzun bir tedavi süreci yaşadı.
Sırtından aldığı kurşun omuriliğine ve bağırsaklarına zarar veren Aslan, sağ bacağından da tedavi oldu. 4 gün yoğun bakım ünitesinde kalan ardından 4 ay hastanede tedavisi devam eden Aslan, geçirdiği ameliyatların ardından sağlığına kavuşsa da sağ ayak bileğinin alt kısmında his kaybı ve diz altında da hareket engeli bulunuyor.
Yaşadığı o kanlı geceyi AA muhabirine anlatan gazi Halil Aslan, darbeyi öğrenir öğrenmez Üsküdar'daki evinden sokağa çıktığını söyledi.
Köprüye giden yolun polisler tarafından kesildiğini aktaran Aslan, şöyle devam etti:
Polislere 'Yolu açın, darbeyi ancak halk önler. Siz askerle çatışamazsınız, bırakın halk yürüsün' dedim. Polis, 'Sorumluluğu üstüme alamam' dedi. O sırada yukarıdan aşağıya 2 tank geçmeye başladı. Tanklar gelince millet galeyana geldi, kimi küfretti kimi taşları tanklara atmaya başladı. O zaman millet yürüdü, ben de en önde yürüdüm. Biraz yürüdükten sonra bir dönüp baktım arkama, insanlar biraz yavaşlamaya başlamıştı. Sonra tekrar döndüm, 'Ben bir daha asla arkama bakmayacağım. Tek başıma da olsa yürüyeceğim' dedim. Köprüye kadar yürüdüm ama köprüye gelirken sürekli tank atışları, top atışları var, makineli sesleri geliyor. Kendi kendime 'Bunlar bizi korkutmak istiyorlar ama ben korkmayacağım' diyorum, telkinde bulunuyorum.
Köprü gişelerine geldiğini, o sırada bir motosikletlinin kendisini geçtiğini ve tanklara doğru gidip vurulduğunu dile getiren Aslan, halkın ayaklanması için birisinin yürümesi lazım düşüncesiyle kendisinin de yürümeye devam ettiğini kaydetti.
Aslan, elleri havada tanklara yaklaştığını anlatarak, 'Bu adam gelirse, başka halk da gelecek. Biz bunu vuralım, durduralım' diye düşünmüş olabilirler. Ateş ettiler, bacağımdan vuruldum, düştüm ama sonra yattığım yerde bana yine ateş edildi, o da belime, bağırsaklarıma isabet etti. dedi.
- Gözün aydın darbe önlendi
Tanklara çok yakın bir noktada vurulduğu için bir süre kimsenin kendisini oradan alamadığını anlatan Aslan, sonrasında bir grubun kendisini alıp hastaneye götürdüğünü, o gece ameliyat edildiğini aktardı.
Ameliyatın ardından 4 gün yoğun bakımda kaldığını belirten Aslan, Kendime geldikten sonra uyandığımı fark eden bir doktor geldi, 'Gözün aydın darbe önlendi. Darbe başarısız oldu' dedi. Bana ilk söylenen söz. diye konuştu.
Aslan, o gece bütün insanların ailelerini veya geleceklerini düşünmeden ölümü göze alarak yürüdüğünü dile getirerek, Mesela o gece bir kısmımıza mermi isabet etti, bir kısmımıza etmedi. Mermi isabet eden de etmeyen de aslında aynı seviyede. Mermi isabet etmeyenler yürümeseydi darbe önlenmezdi. Buradaki başarı, darbenin önlenmesindeki etken sadece gazilere ya da şehitlere ait değil, bütün topluma, bütün millete ait. ifadelerini kullandı.
Gazi Halil Aslan, o gece darbenin başarılı olacağına dair bir inancının bulunmadığını vurgulayarak, Zaten o gece ben halkı gördüm, ahaliyi gördüm, insanları gördüm. Ben sıradan bir insanım, örgütüm yok, silahım yok, hiçbir şeyim yok. Benim 'Darbeyi asla kabul edemeyiz' diyerek çıktığım gibi diğerleri de çıkmışlar. değerlendirmesini yaptı.