Koklear implant yaşlılıkta işitme kaybına çözüm oluyor
- İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Eyüp Kara: - "Yaşla birlikte azalan işitme kayıplarında koklear implant gibi hizmetlerden faydalanma oranının yükselmesi, yaşlı bireylerin hayata daha fazla dahil olmaları anlamına gelecektir"
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Sağlık Bilimleri Fakültesi Odyoloji Bölümü'nden Dr. Öğr. Üyesi Eyüp Kara, yaşlı bireylerin yaşam kalitelerinin artması için sağlık hizmetlerinden yararlanmaları gerektiğini belirterek, yaşla birlikte azalan işitme kayıplarında koklear implant gibi hizmetlerden faydalanma oranının yükselmesinin, hayata daha fazla dahil olmaları anlamına geleceğini bildirdi.
Dr. Öğr. Üyesi Kara, yaptığı yazılı açıklamada, yaşlılıkta yaşanan işitme kaybına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Kara, tüm dünyada doğum oranındaki düşüşle birlikte, yaşam standartlarının iyileşmesiyle insan ömrünün uzadığına ve buna bağlı olarak yaşlı nüfus popülasyonun giderek artığına dikkati çekti.
Dünya Sağlık Örgütü'nün 1970-2025 yılları arasındaki öngörülerine göre, beklenen yaşlı insan oranının yüzde 22,3 ile 624 milyon olarak belirlendiğini aktaran Kara, şu ifadeleri kullandı:
2025'te yaklaşık 1,2 milyar insanın 60 yaş ve üzeri yaşta olacağı ve 2050'de ise 2 milyara ulaşacak olan yaşlı nüfusunun yüzde 80'inin gelişmekte olan ülkelerde yaşayacağını biliyoruz. Dünya nüfusunun büyük bir kısmını oluşturacak yaşlı bireylerin yaşam kalitelerinin artması içinse sağlık hizmetlerinden yararlanması gerekiyor. Özellikle de yaşla birlikte azalan işitme kayıplarında koklear implant gibi hizmetlerden faydalanma oranının yükselmesi, yaşlı bireylerin hayata daha fazla dahil olmaları anlamına gelecektir.
- İşitme kaybının etkileri koklear implant ile ortadan kalkıyor
Kara, yaşla beraber işitme sistemindeki fizyolojik değişikliklerden kaynaklanan ilerleyici, kalıcı ve genellikle konuşmayı anlama frekanslarında artış gösteren sensörinöral işitme kaybının presbiakuzi (yaşa bağlı işitme kaybı) olarak tanımlandığını anlattı.
Bilimsel araştırmalar ve klinik deneyimlerinin, özellikle orta yaş ve sonrası yetişkinlerde işitme kaybı probleminde artış olduğunu ortaya koyduğunu vurgulayan Kara, şu bilgileri paylaştı:
Presbiakuzi, yaşlılarda en sık görülen duyusal bozuklukların başında geliyor. Bu işitsel bozulma, özellikle konuşmanın anlaşılmasında zorluklar yarattığı için sosyal ortamlara katılımı azaltıp sohbeti yürütmeyi zorlaştırıyor. Bunun sonucunda ise kişi içe dönük ve sohbet ortamlarından kaçınır hale geliyor. Bu durum yaşla artan nörolojik yıkımın hızla ilerlemesine, demans ve alzaymır gibi sorunların daha da artmasına ve hızlanmasına neden olmakta. Bu nedenle ilerleyen yaşlarda işitme kaybının etkilerini ortadan kaldırmak için kişide herhangi bir işitme şikayeti olmasa bile yılda bir kez kontrol yaptırması gerekiyor. İşitme kaybı yakalandığı an ise işitme cihazı veya koklear implant uygulanarak bu yıkıcı etkilerin ortaya çıkmadan yok edilmesi hayati önem arz ediyor.
- İleri derece işitme kaybında sosyal izolasyon artıyor
Özellikle işitme kaybının ileri/çok ileri derecede olduğu durumlarda, sosyal izolasyonun ve buna bağlı olarak yalnızlık duygusunun artığına dikkati çeken Kara, yaşlı bireylerin en önemli sorunlarının başında yalnızlık duygusu ve buna bağlı olarak da toplumdan ve üretici süreçlerden uzaklaşması geldiğini anlattı.
Kara, bu düzeyde işitme kaybı olan geriatrik bireylerde işitme cihazlarının performansının ise işitme kaybının şiddeti ve nörolojik süreçlerin bozulması nedeniyle istenilen düzeye ulaşamadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
Klinisyenler olarak genelde, yaşlı bireylerde cerrahi yaklaşımın temel risklerinden kaçınmak amacıyla dudak okuma ve tecrübeye dayalı dil becerisinin iyi olması nedeniyle koklear implant uygulaması konusunda daha tutucu davranıp işitme cihazı ile düşük performansta olsa bile bu şekilde devam etmesi yönünde kararlar alabiliyoruz. Dolayısıyla özellikle de yetişkin ve yaşlı bireyler, işitme kayıplı çocukların topluma kazandırılması için rahatlıkla uygulanan koklear implantlardan yeteri düzeyde faydalanamıyor. Tüm sağlık profesyonelleri olarak işitme cihazının denenmesi ve yeteri performansa ulaşılmaması durumunda yaşlı bireyleri de koklear implantın faydalarından mahrum bırakmamamız gerektiği kanıta dayalı olarak karşımıza çıkıyor. Bu noktada toplumsal olarak, gelişmişliğin en önemli unsurlarından olan yaşlıya verilen hizmet ve kıymet düzeyinde, işitsel problemlerini en aza indirgeyecek her türlü çözümü sunmamız, toplum sağlığı açısından en önemli sorumluluğumuz olduğunu düşünüyorum.