Kars'ta "93 Harbi'nden Milli Mücadele'ye Doğu Anadolu" sempozyumu düzenlendi
- Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin: - "Biz büyük devletiz, dolayısıyla arşivimiz de çok sağlam, bu çetecilerin isimleri var, hepsi. Hangi bölgede kimler bu cinayetleri işlemişler?" - "İnsanlık davası olan bir milletiz. Mefkuresi olan bir milletiz. Bugün de mazlum milletlerin yardımına koşuyoruz. Bu eskiden de böyleydi şimdi de böyle. Dolayısıyla böyle bir milleti bu konuda suçlamak da gerçekten haksızlık oluyor"
Kars'ta, 93 Harbi'nden Milli Mücadele'ye Doğu Anadolu: İşgal, Mezalim ve Kurtuluş konulu sempozyum düzenlendi.
Kafkas Üniversitesinin ev sahipliğinde, Ahmet Arslan Kültür ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen sempozyum saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başladı.
Daha sonra, Türk Tarih Kurumunca hazırlanan 1914 yılında Erzurum'un Mahanda köyünde Ermeni çeteleri tarafından yaşatılan vahşetin, köy sakinlerinin torunlarından alınan açıklamalarının yer aldığı video gösterimi sunuldu.
Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr. Birol Çetin, burada yaptığı konuşmada, yaşanılanlarla ilgili anlatılacak çok şeyin olduğunu ve o yılların hüzünlü bir dönem olduğunu belirtti.
Hem kendi arşivleri hem de canlı tanıkların şahitliklerinin psikolojileri bozduğunu ifade eden Çetin, Atatürk'ün verdiği istikamet doğrultusunda hakikatin ortaya çıkması için çalıştıklarını söyledi.
- Onların propagandaları köpük mahiyetinde
Türk Tarih Kurumu'nun bugüne kadar hep hakikatin peşinde olduğunu dile getiren Çetin, Karşı taraf sürekli propagandayla işi siyasete dökerek, algı oluşturarak bugüne kadar 100 yıldır bu davanın tabi, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra daha hızlanmıştır. Ne kadar haklı olduklarını, haksızlığa uğradıklarını, sürekli bunu söylüyorlar ama dediğim gibi hakikatin tarafıysanız daima hakikat güçlü çıkıyor. Onların propagandaları köpük mahiyetinde. diye konuştu.
Türkiye'nin bugün dış politikasının dünya barışının tesisinden yana olduğunu vurgulayan Çetin, şöyle devam etti:
Biz ülke olarak dış politikamızda özellikle dünya barışının tesisinde, istikrarın devam ettirilmesinde herkesin özellikle aradığı bir ülkeyiz. Bunu son savaşta da gördük. Bizi bu tür şeylerle suçlayan devletler, hatırlarsanız özellikle Ermenilerin de arkasında yer alan devletler koşarak Türkiye'ye gelmişlerdi. Dolayısıyla detay çok fazla olduğu için tek taraflı anlatılar, sürekli sürekli anlatılar, yani bir devlet, toplum bunu niçin yapar? 100 yıldır bu aynı şeyleri sürekli tekrarlıyorlar. Mesela geçen sene Arjantin'de 24 Nisan'da, 26 farklı yerde program yaptılar. Bu çalışmalarının çok etkili olduğunu söyleyemeyiz çünkü dediğimiz gibi hakikat her şeyden önemli.
- Bölgede 40 bin civarında insanımız şehit oldu
Türkiye'nin dostluğunun ve komşuluğunun çok önemli olduğunu vurgulayan Çetin, Bölgemiz özellikle çok büyük trajedilere sahne oldu. Şimdi hep kendi kayıplarından bahsediyorlar, yani bu bölgede 40 bin civarında insanımız şehit oldu ve üstelik çok çeşitli işkencelere maruz kaldılar. 500'e yakın köy yok edildi, bunların kayıtları elimizde var. ifadelerini kullandı.
Çetin, şunları kaydetti:
Biz büyük devletiz, dolayısıyla arşivimiz de çok sağlam, bu çetecilerin isimleri var, hepsi. Hangi bölgede kimler bu cinayetleri işlemişler? Elimizde kaydı var. Bakın Türkiye'nin dostluğu ve komşuluğu özellikle çok kıymetlidir. 1926 yılında yine devlet arşivlerinden rastladığım bir belgede, Ermenistan'da ciddi bir deprem oluyor. O günkü şartlar altında ülkemiz daha yeni kurulmuş, biz de yokluk içerisindeyiz. Biz Ermenistan'a yine yardım yollamışız. Aynı şekilde Yunanlılara da İkinci Dünya Savaşı'nda o yokluk zamanlarımızda yine yardım yollamışız. İnsanlık davası olan bir milletiz. Mefkuresi olan bir milletiz. Bugün de mazlum milletlerin yardımına koşuyoruz. Bu eskiden de böyleydi, şimdi de böyle. Dolayısıyla böyle bir milleti bu konuda suçlamak da gerçekten haksızlık oluyor.
- 42 yıl düşman işgalinde kaldı
Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu da Kars'ta yaşayanlar olarak 93 Harbinin bütün olumsuz sonuçlarını yakinen yaşayan bir kişi olduklarını belirterek, Ailemizden o dönemde şehit olanlar, dedelerimizden idam edilenler var. 93 Harbinden sonra burası 42 yıl düşman işgalinde kaldı ve bu 42 yıl içerisinde ciddi, trajik sonuçlar ve süreçler yaşandı. Allah o süreçte şehit olan herkese rahmet eylesin. diye konuştu.
Açılış konuşmalarının ardından düzenlenen sempozyumda, bölgedeki mezalimin ve işgalin izleri tekrar gün yüzüne çıktı.
Sempozyumda, 1877- 1878 Osmanlı-Rus Savaşı döneminde imzalanan antlaşmaların tarihteki önemli sonuçları, Ermeni isyanlarının bölgede yaşayan Müslüman ve Gayrimüslim halk üzerindeki etkileri, Milli Mücadele'ye kadar geçen süredeki askeri, siyasi, demografik ve sosyal açıdan analizleri geniş yelpazede masaya yatırıldı.
O yıllarda Osmanlı tebaası olan Ermenilerin faaliyetleri, silahlanan Ermeni hareketlerinin bölgede yarattığı tehditler, Müslüman halkın içine girdiği zor durum, Doğu Anadolu'daki işgalin etkileri, bölgede meydana gelen göçler bilimsel gerçekler ışığında sempozyumda gözler önüne serildi.
Prof. Dr. Abdurrahman Bozkurt moderatörlüğünde yapılan sempozyumun ilk oturumunda, Kafkas Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Selçuk Ural, Kars’ta Ermeni Mezalimi konulu konuşmasını gerçekleştirdi.
Programa, Kars Valisi ve Belediye Başkan Vekili Türker Öksüz, Kafkas Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüsnü Kapu, Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev, İdare Mahkemesi Başkan Kerim Yonisoğlu, İl Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç, İl Jandarma Komutanı Albay Hıdır Ayçiçek, daire amirleri, davetliler ve öğrenciler katıldı.