İnfaz Hakimliği tazminat kararı verebilir mi?

ABONE OL

Yargının hızlı işlemesi, Adaletin zamanında tecelli etmesi herkesin beklentisi. 'Geç gelen adalet, adalet değildir' sözünü hepimiz sıkça kullanmaktayız. Mağdur edilen vatandaşların sorunlarının giderilmesi için yapılabilecek adamların başında tazminat konusu gelmektedir. Haksızlığa uğrayanların mağduriyetinin giderilmesi hakkında beraat kararı verilenler için İnfaz Hakimliği tarafından tazminat kararı verilebilir mi? Bu uygulama ile yargılama hızlanır ve mağduriyetlerin önüne geçilir mi? Bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesinin vermiş olduğu emsal kararı paylaşıyoruz. Değerli takipçilerimiz yorumlarını haberimizin alt kısmına yazabilirler.

İNFAZ HAKİMLİĞİ TAZMİNAT KARARI VEREBİLİR Mİ - Üyelerimiz tarafından gönderilen mesajlarda haksız yere verilen disiplin cezası nedeniyle bir takım haklardan mahrum bırakılması veya iyi halli olmadığı yönünde verilen idare ve gözlem kurulu kararı doğrultusunda fazla olarak ceza infaz kurumunda kalan kişiler hakkında ilgili mahkemeler tarafından veya Anayasa Mahkemesi tarafından verilen kararlar doğrultusunda iptal olan karar nedeniyle ortaya çıkan mağduriyetler doğrultusunda mağdur kişiler tarafından maddi ve manevi tazminat davası açabilir mi? Konusunda gerekli araştırma yaptık.
2576 sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 5. Maddesinin 1. Fıkrasında; "İdare Mahkemelerinin, Vergi Mahkemelerinin görevine giren davalar ile Danıştay da çözümlenecek olanlar dışındaki iptal davaları ile tam yargı davalarını, tahkim yolu öngörülen imtiyaz şartlaşma ve sözleşmelerinden doğan uyuşmazlıklar hariç, kamu hizmetlerinin birinin yürütülmesi için yapılan idari sözleşmelerden dolayı taraflar arasında çıkan uyuşmazlıklara ilişkin davalar ve kanunlarla verilen diğer işleri çözümleyeceği" hükme bağlanmıştır.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. Maddesinde; idari işlemler hakkında yetki, sekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılan iptal davaları, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları idari dava türleri arasında sayılmış, 14. Maddesinin 3. Fıkrasında; dilekçelerin, idare mahkemelerinde mahkeme başkanı veya görevlendireceği bir üye tarafından görev yönüyle inceleneceği, 6. Fıkrasında; bu hususların ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. Madde hükmünün uygulanacağı belirtilmiş; 15/1-a bendinde ise; 3/a bendine göre adli yargının görevli olduğu konularda açılan davaların reddine karar verileceği düzenlenmiştir.

4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu'nun 'Amaç ve kapsam' başlıklı 1. Maddesinde; bu Kanun'un, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere kurulan infaz hâkimliklerine ilişkin hükümleri kapsadığı,
'İnfaz Hakimliklerinin Görevleri' başlıklı 4. Maddesinde; hükümlü ve tutukluların ceza infaz kurumları ve tutukevlerine kabul edilmeleri, yerleştirilmeleri, barındırılmaları, ısıtılmaları ve giydirilmeleri, beslenmeleri, temizliklerinin sağlanması, bedensel ve ruhsal sağlıklarının korunması amacıyla muayene ve tedavilerinin yaptırılması, dışarıyla ilişkileri, çalıştırılmaları gibi işlem veya faaliyetlere ilişkin şikâyetleri incelemenin ve karara bağlamanın infaz hakimliklerinin görevleri arasında olduğu, 'İnfaz hâkimliğine şikâyet ve usulü' başlıklı 5. Maddesinde; ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlerin kanun, tüzük ve yönetmelik hükümleri ile genelgelere aykırı olduğu gerekçesiyle bu işlem veya faaliyetlerin öğrenildiği tarihten itibaren 15 gün, herhalde yapıldığı tarihten itibaren 30 gün içinde şikâyet yoluyla infaz hâkimliğine başvurulabileceği, 'İnfaz Hâkimliğince Şikâyet Üzerine Verilen Kararlar' başlıklı 6. Maddesinin 3. Fıkrasında; "İnfaz hâkimi, inceleme sonunda şikâyeti yerinde görmezse reddine; yerinde görürse, yapılan işlemin iptaline ya da faaliyetin durdurulmasına veya ertelenmesine karar verir." son fıkrasında; "İtiraz, infaz hâkimliğinin kurulduğu yer ağır ceza mahkemesine (...) yapılır. İnfaz hâkimi aynı zamanda bu mahkemenin üyesi olduğu takdirde itirazla ilgili karara katılamaz." hükümlerine yer verilmiştir.

4675 sayılı İnfaz Hakimliği Kanunu ile, ceza infaz kurumları ve tutukevlerinde bulunan hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler veya bunlarla ilgili faaliyetlere yönelik şikâyetleri incelemek, karara bağlamak ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirmek üzere infaz hakimliği görevli kılınmış, infaz hakimliğinin kararlarına karsı itiraz mercii de belirlenmek suretiyle bu kanun uygulamasında takip edilmesi gereken süreç düzenlemiş bulunmaktadır.

Uyuşmazlık Mahkemesi'nin 26 Ekim 2020 tarih, 2020/428 Esas, 2020/653 Karar sayılı kararın " davacının iddiasının yukarıda hükümlerine yer verilen 4675 sayılı İnfaz Hâkimliği Kanunun 4. Maddesinde "...işlem ve faaliyetlere ilişkin şikayetleri" karara bağlamanın İnfaz Hakimliği'nin görevinde olduğu düzenlemesine istinaden, bu konulardaki şikayetlere bakmakla görevli olan Adli Yargı yerinin müddeabihin değerine göre aynı şikâyetten kaynaklanan manevi tazminat istemine de bakmaya görevli olduğu kanaatine varılmıştır."
Bu gerekçeler ile birlikte bakıldığında Ceza İnfaz Kurumu uygulamaları karşısında ortaya çıkacak mağduriyet sonucunda açılacak olan tazminat davalarında ilgili ceza infaz kurumun bulunduğu yer İnfaz Hakimliği veya eşdeğer görevlendirilen Asliye Ceza Mahkemesi yetkili olmaktadır.
Yani anlaşılacağı üzere ceza infaz kurumları uygulamalarından ötürü doğabilecek maddi ve manevi zararların tazmini için İnfaz Hakimlikleri karar verebilme yetkisine sahip olduğu Uyuşmazlık Mahkemesinin kararı ile netleşmiştir.
adalet.tv / özel haber

tazminat infaz hakimliği tazminat kararı