Emsal nitelikteki bu karar, boşanma süreçlerinde hakaretin ve fiziksel tehdit unsurlarının ne denli önemli olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.
İddialara göre Isparta'da yaşayan bir erkek, eşinin akrabalarının sık sık eve gelmesinden rahatsız olduğunu, bu durumun aile ekonomisini olumsuz etkilediğini savunarak boşanma davası açtı. Kadın ise eşinin asılsız iddialarda bulunduğunu, kendisine sürekli hakaret ettiğini, tehditler savurduğunu ve evde işçi gibi davrandığını ifade ederek karşı dava açtı.
Isparta 2. Aile Mahkemesi, tarafların beyanlarını ve delilleri değerlendirdikten sonra, erkeğin eşine "öküz, çok yiyorsun" diyerek hakarette bulunduğunu, fiziksel baskı uygulayarak üzerine yürüdüğünü ve evden kovduğunu sabit kabul etti. Mahkeme, erkeği tam kusurlu bularak boşanmaya, kadına 7.500 TL yoksulluk nafakası ile 7.500 TL maddi ve 7.500 TL manevi tazminat ödenmesine karar verdi.
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, istinaf süreci sonrası temyize taşınan dosyada yerel mahkemenin kararını hukuka uygun buldu. Kararda, tarafların beyanları, deliller, uygulanacak hukuk kuralları ve usul hükümleri dikkate alınarak verilen kararın doğru olduğu vurgulandı.
Yargıtay'ın verdiği bazı kararlar, kamuoyunda zaman zaman şaşkınlıkla karşılanıyor:
"Eşim anneme kötü davranıyor" boşanma sebebi sayıldı: Yargıtay, bir erkeğin eşinin annesine kötü davranmasını, evlilik birliğini temelinden sarsacak bir neden olarak kabul etti.
Eşin sosyal medyada eski sevgiliyi takibi kusur sayıldı: Yüksek Mahkeme, sosyal medya üzerinden eski sevgilinin profiline sürekli bakılmasını sadakat yükümlülüğüne aykırı buldu.
Eşin kahvaltı hazırlamaması boşanma nedeni değildir: Yargıtay, eşin sabah kahvaltısı hazırlamamasını tek başına boşanma nedeni olarak kabul etmedi.
Bu tür kararlar, evlilik birliğinde karşılıklı saygı, sadakat ve özen yükümlülüğünün ne derece önemli olduğunu yargı nezdinde net bir biçimde ortaya koyuyor.