Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, yargı süreçlerinde hızın ve etkinliğin önemine dikkat çekerek duruşmaların tek celsede kararlılıkla tamamlanması gerektiğini belirtti. Adaletin yalnızca doğru karar verilmesiyle değil, aynı zamanda süresinde tecelli etmesiyle anlam kazandığını vurgulayan Tunç, "Geciken adalet, eksilen adalet demektir. Bu nedenle yargılamalarda gecikmelerin önüne geçmek temel hedefimizdir" dedi.
Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfında düzenlenen toplantıda konuşan Bakan Tunç, yargılama sürecinin merkezinin duruşma salonu olduğunu belirterek, bu alanların devletin vakarını yansıtan, sükunetin hâkim olduğu mekânlar olduğunu ifade etti. Tunç, bazı davalarda duruşma düzenini bozmaya, süreci provoke etmeye çalışan kişi ve grupların görüldüğünü belirterek şu değerlendirmeyi yaptı:
"Bu salonlar ne bir şov alanıdır ne de tiyatro sahnesi. O mekânlar, milletin adalet duygusunun makes bulduğu yerlerdir. Son dönemde bazı yargılamalarda duruşma salonlarını istismar etmeye çalışanlara şahit oluyoruz. Usul kanunları hâkim ve cumhuriyet savcılarımıza bu tür tutumları engelleme yetkisini açık şekilde vermektedir. Adaletin vakarını korumak adına bu yetkinin tereddütsüz kullanılmasından kimse çekinmemelidir."
"Yeni nesil suç yapılanmaları dijital ağlardan örgütleniyor"
Bakan Tunç, Türkiye'nin son yıllarda klasik mafya düzenlerinden farklı, dijital mecralar üzerinden örgütlenen yeni suç yapılanmalarıyla karşı karşıya kaldığını söyledi. Bu yapıların özellikle gençleri ve çocukları hedef aldığını belirten Tunç, sosyal medya üzerinden uyuşturucu, yasa dışı kazanç ve şiddeti cazip bir yaşam tarzı olarak pazarlayan grupların, toplumsal huzuru tehdit ettiğini ifade etti.
"Bu yapıların amacı devleti zayıflatmak, gençlerimizi suça sürüklemektir" diyen Tunç, Türk yargısının bu karanlık yapılara karşı sessiz kalmayacağını vurgulayarak, "Gençlerimizi kandıran, toplumu zehirleyen hiçbir yapılanma, Türk yargısının kararlı iradesi karşısında tutunamayacaktır" dedi.
Bakan Tunç, dijital dolandırıcılık suçlarında ciddi artış yaşandığını, özellikle yaşlı vatandaşların hedef alındığını belirterek, "Burada devletin eli tereddütsüz şekilde inmeli, adalet gecikmeden tecelli etmelidir. Hiçbir dolandırıcının adaletin elinden kurtulmaması gerekir" dedi. Bu kapsamda 11. Yargı Paketi'nin kapsamlı düzenlemeler içerdiğini ve Meclis'in takdirine sunulduğunu aktardı.
"Yargıyı yıpratma çabaları milletin iradesine saldırıdır"
Bakan Tunç, bazı çevrelerin belirli davalar üzerinden yargı mensuplarını hedef alarak kurumları yıpratmaya çalıştığını söyledi. Yargının günlük siyasi polemiklerin değil, milletin yargısı olduğunu ifade eden Tunç, "Türk yargısına yöneltilen her haksız itham, milletin iradesine yöneltilmiş bir saldırıdır" şeklinde konuştu.
Yargı mensuplarının çalışmalarını bir meslekten öte, adanmışlık ve ideal olarak gördüklerini belirten Tunç, Türk adalet geleneğinin bin yıllık bir geçmişe sahip olduğunu hatırlatarak, "Ecdadımızın 'Adalet mülkün temelidir' sözü sadece bir öğüt değil, bir devlet felsefesidir" dedi.
Eleştirilerin bir kısmının bilgisizlik veya kasıt içerdiğini söyleyen Tunç, "Mahkeme kararını beğenmeyen hemen hâkimi, savcıyı suçluyor. Bu anlayış demokratik olgunlukla bağdaşmaz. Yargıyı yıpratmak, devleti ve milleti zayıflatmak demektir" ifadelerini kullandı.
"Vesayetçi yargı dönemi geride kaldı"
Bakan Tunç, yargının geçmişte vesayetçi anlayışın etkisi altında kaldığını ancak bu dönemin tamamen geride bırakıldığını belirtti. 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Türk yargısının gösterdiği duruşun hukuk tarihine geçtiğini söyleyen Tunç, "O gece yargı vesayetin zincirlerini kırmıştır" dedi.
Bazı kesimlerin hâlâ eski vesayet düzenini özlediğini ve bugünkü hukuk sistemini karalamaya çalıştığını dile getiren Bakan, Türkiye'nin hukuk devleti ilkesini güçlendirme kararlılığında olduğunu vurguladı.
"Bizim hukuk devleti anlayışımız, darbecileri yargı önüne çıkaran anlayıştır" diyen Tunç, 25 bin hâkim ve savcının fedakârlıkla yürüttüğü yargı faaliyetlerini hedef alan açıklamalara hiçbir zaman izin vermeyeceklerini belirtti: "Biz doğru bildiğimiz yolda yürümeye devam edeceğiz."
Toplantıya Türkiye genelindeki başsavcılar ile Adalet Bakanlığı üst düzey yöneticileri katıldı.