Depremi yaşayan sağlık çalışanı çift, acılarını bir yana bırakıp yardıma koştu

ABONE OL

- Acil tıp teknisyeni Burak Yıldırım ve paramedik eşi Nedime Yıldırım, 6 yaşındaki kızlarıyla çadırda kaldıkları Hatay'da hastalara destek oluyor - Burak Yıldırım: - "Kızımı kucaklayıp, eşime işaret ettikten sonra evimizin çocuk oyun alanına bakan penceresinden dışarıya atladım. Birinci kattaki karşı komşumuz 'Çocuğumu alın' diye bağırdı. Kızım kucağımdaydı, o an eşim döndü. Komşumuz 3 yaşındaki çocuğunu camdan eşimin kucağına attı. Karım çok şükür yakaladı"

AYKUT KARADAĞ/SEZGİN PANCAR - Kahramanmaraş'ın Pazarcık ilçesi merkezli 7,7 büyüklüğündeki depremde Hatay'daki ağır hasar gören evlerinin penceresinden 6 yaşındaki kızlarıyla atlayarak çıkan sağlık çalışanı çift, afetin ilk dakikalarından bu yana insanlara yardım eli uzatıyor.

İl Sağlık Müdürlüğü 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanı 30 yaşındaki acil tıp teknisyeni Burak ve paramedik eşi Nedime ile 6 yaşındaki kızları Azra Yıldırım, depreme Antakya ilçesi Odabaşı Mahallesi'ndeki evlerinde uyurken yakalandı.

Ağır hasar gören 7 katlı apartmanın birinci katındaki evlerinden pencereden atlayarak çıkan aile, ilk şoku atlatır atlatmaz çevredeki insanların yardımına koştu. Kızlarını yanlarına alarak vakalara müdahale eden çift, birçok kişinin yaşama tutunmasına katkı sağladı.

Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin bahçesine kurulan sahra hastanesindeki çadırda kalan aile, hem buradaki yaralılara yardım ediyor hem de çocuklarıyla ilgileniyor.

- Depremi Malatya'da da yaşadılar

Burak Yıldırım, AA muhabirine, deprem gecesi gürültüye uyandıklarını söyledi.

Daha önce Malatya'da yaşadıkları depremden çok daha korkunç bir afetin içinde kaldıklarını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:

Kızımı kucaklayıp, eşime işaret ettikten sonra evimizin çocuk oyun alanına bakan penceresinden dışarıya atladım. Oturduğumuz site, 4 binadan oluşuyor. Binalar iç içe olunca kaosu net şekilde görebiliyorduk. Binadan ilk çıkan bizdik. İnsanların feryadı, kaçışmaları, yardım çığlıkları vardı ama o an yardım edemiyorsun, kendini daha kurtaramamışsın. O an birinci kattaki karşı komşumuz 'Çocuğumu alın' diye bağırdı. Kızım kucağımdaydı, o an eşim döndü. Komşumuz 2,5-3 yaşındaki çocuğunu camdan eşimin kucağına attı. Karım çok şükür yakaladı.

Yıldırım, kendilerine geldikten sonra eşinin görev yaptığı 112 Acil Sağlık Hizmetleri istasyonuna gittiklerini dile getirdi.

Başka istasyonlardan mesai arkadaşlarıyla iletişime geçerek ambulans bulduklarını aktaran Yıldırım, Eşimle sırayla vakalara bakmaya başladık. Ben çocuğumuza bakıyordum, karım vakaya gidiyordu. O gelip çocuğu alıyordu, sonra ben gidiyordum. Bunu 6-7 gün devam ettirdik. Elimizden geleni belki vicdanen yaptık ama yetemedik, yetişemedik. dedi.

- En yakın çalışma arkadaşını kaybetti

Nedime Yıldırım da afetin şokunu yaşamaya devam ettiklerini vurguladı.

Eşinin doğumu için gittikleri özel hastanede depreme yakalanarak enkaz altında kalan ve enkaz altından 261. saatte kurtarılan Mustafa Avcı'ya da müdahale ettiklerini bildiren Yıldırım, Eşinin doğum yaptığını, bebeğini 15 dakika gördüğünü, sonrasından bilgisinin olmadığını anlattı. Sonradan öğrendik ki eşi, çocuğu iyiymiş. Bizden su istedi, dudağını ıslattık. Ona ve onun gibi birçok kişiye elimizden geldiğinde yardımcı olmaya çalıştık. ifadesini kullandı.

Yıldırım, çocuğu iyi durumda olduğu için elinden geldiğince enkaz altında kalan insanlara yardım etmeye çalıştığını belirtti.

Depremde yaşadıklarına değinen Yıldırım, şunları kaydetti:

Binamız yıkılmak üzereydi, yukarıdan seslenenlere yardım etmem gerektiğini düşündüm. Çocuğum şoktaydı, eşimi bırakmıyordu. Ben ayaktaydım ve yukarıdan atılan çocuk için koştum. Yukarıdan yatak atıp çocukları oraya atma planı kuranlar... O sırada deprem devam ediyordu ve inanılmaz derecede yağmur yağıyordu. Kuru hiçbir yerimiz yoktu, tamamen ıslanmıştık. Çocuklar 'Üşüyoruz, eve geçirin bizi' diyorlardı. Şoktalardı, depremi bilmiyorlardı. O sesler hala kulaklarımda. Eşim ve ben 112 personeli olduğumuz için çocuğumuzu bir yere bırakamadık. Sırayla vakalara çıkmaya başladık. İş yerime geldiğim zaman çalışabilecek, iyi durumdaki arkadaşlarımı aradım, durumlarını öğrenmek istedim. En yakın çalışma arkadaşım Gamze, eşi İlyas ve çocukları Çınar Akkaya'yı kaybettiğimizi öğrendim. Şu anda acılarımızı pek anlayamıyoruz çünkü hala çalışmaya devam ediyoruz. Acılarımızı herhalde bu süreç bittiğinde yaşayacağız.