Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Özener, Alanya'da konuştu
- "Türkiye'de 500'den fazla 5'in üzerinde deprem üretebilecek aktif fayımız var. Psikolojimizi bozmadan deprem gerçeğinin farkında olarak hayatımızı sürdürmemiz lazım" - "Depremin nerede, ne zaman olacağından öte, 'biz buna ne kadar hazırız' ona bakmamız lazım"
oğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Türkiye'de 500'den fazla 5'in üzerinde deprem üretebilecek aktif fay bulunduğunu belirterek, Depremin nerede, ne zaman olacağından öte, 'biz buna ne kadar hazırız' ona bakmamız lazım. dedi.
Özener, Alanya'da kültür merkezinde düzenlenen Afetlere Dirençli Bir Toplumda Coğrafi Bilgi Sistemlerinin Rolü ve Önemi konulu seminere katıldı.
Türkiye'nin deprem haritasıyla ilgili bilgiler veren Özener, haritada Antalya ve Alanya bölgesinin daha az riskli konumda bulunduğunu ifade etti.
Tarihsel depremlere göre de bölgenin karasal anlamda çok aktif olmadığını aktaran Özener, Genelde Akdeniz'in doğusunda, Kıbrıs ve Helen yayı üzerinde olan depremlerin Antalya bölgesini etkilediğini görüyoruz. Bundan sonra da bu şekilde göreceğiz. dedi.
Deprem konusunda Antalya'nın diğer illere göre daha şanslı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Özener, burada dikkat edilmesi gereken konunun zemin olduğunu vurguladı.
Zemin koşullarına ve bina zemin ilişkisine dikkat ederek güvenli binalarda yaşamanın depremden korunmanın en önemli yolu olduğunu aktaran Özener, şunları söyledi:
Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün haritasına baktığımız zaman Türkiye'de 500'den fazla 5'in üzerinde deprem üretebilecek aktif fayımız var. Psikolojimizi bozmadan deprem gerçeğinin farkında olarak hayatımızı sürdürmemiz lazım. Depremin nerede, ne zaman olacağından öte, 'biz buna ne kadar hazırız' ona bakmamız lazım.
17 Ağustos ve 6 Şubat depremlerinin ciddi travma yaşattığını, insanların depremlerin ardından güvenli gördükleri şehirlere göç ettiklerini anlatan Özener, sözlerini şöyle tamamladı:
Türkiye'nin birçok yerinin deprem tehlikesi altında olduğunu görüyoruz. Önemli olan riskleri azaltmak. Bunun için de depreme güvensiz binaları, güvenli hale getirmek. Şehri terk etmektense şehri daha yaşanılabilir, depreme güvenli hale getirmek daha doğru olacak.