Demokrasi ve Özgürlükler Adası'nda "Cumhuriyet Tarihinde İki 14 Mayıs" paneli düzenlendi
- Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum: - "Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son çeyreği içinde belirleyici olan demokrasi ve kalkınma atılımını antiemperyalist bir yaklaşımla milletçe toplumsal bakış açısına dayanan ortak akılla ortak iradeyle, ortak vicdanla gerçekleştiren liderdir"
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Mehmet Uçum, Recep Tayyip Erdoğan, Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son çeyreği içinde belirleyici olan demokrasi ve kalkınma atılımını antiemperyalist bir yaklaşımla milletçe toplumsal bakış açısına dayanan ortak akılla ortak iradeyle ortak vicdanla gerçekleştiren liderdir. dedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu işbirliğinde Demokrasi ve Özgürlükler Adası'ndaki Adnan Menderes Kongre Merkezi'nde, Cumhuriyet Tarihinde İki 14 Mayıs başlıklı panel düzenlendi.
Cumhurbaşkanlığı Hukuk Politikaları Kurulu Başkanvekili Uçum, panelde yaptığı konuşmada, 14 Mayıs 1950 seçiminin, Türkiye'nin demokrasi yolculuğunda tarihi bir öneme sahip olduğunu söyledi.
Uçum, Türkiye siyasal hayatında bürokratik iradeye karşı milli iradeyi temsil eden toplumsal kesimlerin çevreden merkeze yürüyüşünde ilk güçlü ve niteliksel adımın, 14 Mayıs 1950 tarihinde atıldığının altını çizdi.
Bu tarihte hem asgari demokratik standartlara uygun bir seçim yapıldığını hem de seçim yoluyla hükümetin değiştiğini belirten Uçum, sözlerine şöyle devam etti:
14 Mayıs 1950 seçimi Türkiye'de demokrasi talebini öne çıkaran ana damarın ne olduğunu da gösterdi. Elbette ekonomik konular, halkın siyasal tercihlerini oluşturmasında her zaman önemli bir faktördür. Ancak bizdeki demokrasi talebinde ekonomik faktörlerden ziyade halkın sahip olduğu değerlerle kendini özgürce ifade etme ihtiyacı hep daha üstün bir yere sahip olur. 14 Mayıs 1950'de ve 1960 darbesiyle önü kesilinceye kadar geçen sürede Demokrat Parti'yi iktidar yapan belirleyici olgu, halkın inancını, geleneklerini, var oluşunun esası gördüğü değerlerini serbestçe yaşama ihtiyacıdır. Yani Türkiye demokrasi mücadelesinde esas olan, halkın kendini özgürce ifade etme ihtiyacıdır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Türkiye'de temsil siyaseti yerine sosyolojik siyaseti hayata geçirerek, siyaset tarzında radikal bir değişiklik yaptığını belirten Uçum, şunları söyledi:
Türkiye seçmeni demokrasi tarihimizde 1950 seçimlerindeki Adnan Menderes tercihinden sonra 1983'te Turgut Özal ve 2002'de Recep Tayyip Erdoğan seçimleriyle de iki büyük dönüşüme daha imza atmıştır. Adnan Menderes 'Yeter, söz milletinindir.' Turgut Özal, 'Devlet, millet içindir.' şiarlarıyla yola çıkarak Türkiye'yi yeni aşamalara taşıdılar.
Recep Tayyip Erdoğan ise hem kurucu ülke liderimiz Atatürk'ün tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşmak, hem de millet-devlet buluşmasını eksiksiz sağlamak için çıktığı yolda hakikaten devrimci bir dönüşümün mimarı oldu. Recep Tayyip Erdoğan Cumhuriyetimizin ilk yüzyılının son çeyreği içinde belirleyici olan demokrasi ve kalkınma atılımını antiemperyalist bir yaklaşımla milletçe toplumsal bakış açısına dayanan ortak akılla ortak iradeyle ortak vicdanla gerçekleştiren liderdir.
Panele, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ile vatandaşlar katıldı.
Panel, Türkiye Demokrasi Tarihinde 14 Mayıs 1950'nin Önemi ve Türkiye'nin Demokratikleşme Sürecinde 14 Mayıs 2023 başlıklarıyla devam ediyor.