Danıştay'dan açık cezaevi kararı

ABONE OL

Danıştay, adli suçlarda aynı süreyle hapis cezası alan Türk ve yabancı uyruklu hükümlülerin cezalarının kalan kısmı için açık cezaevlerine sevki sırasında farklı süreler uygulanmasına olanak veren yönetmelik maddesinin iptaline karar verdiği öğrenildi.

Kapalı ceza infaz kurumlarında bulunan hükümlüler uygun şartları taşıdıkları takdirde açık ceza infaz kurumuna ayrılmaya hak kazanıyorlar. Kapalı ceza infaz kurumlarından açık ceza infaz kurumlarına ayrılan hükümlüler ise yanlarında jandarma veya herhangi bir cezaevi personeli olmadan sevk gidiyorlar.

Ayrıca Kapalı Ceza İnfaz Kurumlarından Açık Ceza İnfaz Kurumlarına ayrılmak için koşullu salıverilme tarihine belli süreler kala ilgili şartlarıın taşınması gerekiyor. Danıştaya yansıyan dava dosyasına göre, yabancı uyruklu Abdallah B. ‘parada sahtecilik’ (TCK 197) suçundan 8 yıl hapis cezası aldı. Sincan 2 No’lu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumuna gönderilen Abdallah B. kapalı ceza infaz kurumunda kalma süresini tamamladıktan sonra, açık cezaevine sevk olmak için dilekçe verdi.

Dilekçeyi değerlendiren ilgili savcılık, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğini gerekçe gösterip hükümlünün talebine olumsuz karar verdi. İlgili yönetmeliğe göre, 10 yıldan az hapis cezası alan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir hükümlü, cezasının bir ayını kapalı ceza infaz kurumunda infaz ettikten sonra (istisna suçlar hatiç) açık ceza infaz kurumuna ayrılmaya hak kazanıyor.

Ancak aynı şartları taşıyan yabancı uyruklu bir hükümlü ise hakkında tanzim edilen son müddetnameye göre şartla tahliye tarihine üç yıl kala açık ceza infaz kurumuna ayrılmaya hak kazanıyor.

HÜKÜMLÜ DANIŞTAYA BAŞVURU YAPTI

İlgili maddelerin eşitlik ilkesine aykırı olduğunu iddia eden yabancı uyruklu hükümlü Abdallah B., avukatları aracılığıyla, Danıştay 10. Dairesi’ne başvuru yaparak yönetmelikteki “adi suçlardan hükümlü olup yabancı uyrukluların...” ibaresinin aleyhte sonuç doğrması nedeniyle yürürlüğünün durdurulmasını ve iptalini talep etti.

ADALET BAKANLIĞININ SAVUNMASI

Danıştaya yapılan başvuru üzerine olayı inceleyen Danıştay, konuyla ilgili olaral Adalet Bakanlığından savunma talep etti. Adalet Bakanlığı gönderdiği savunmasında açık cezaevlerinden firar eden yabancı uyruklu hükümlülerden yakalananların sayısının az olduğunu ve infazın etkin bir şekilde amacına ulaşılamadığı dikkate alınarak, yabancıların açık cezaevlerine ayrılmalarında, infazların etkin bir şekilde yürütülmesi için süreler açısından farklı uygulamalar olduğunu belirtti.

DANIŞTAY İPTAL KARARI VERDİ

Adalet Bakanlığının savunmasını değerlendirildikten sonra, Danıştay savcısı da mütalaasında, olaya konu ilgili düzenlemenin ayrımcılık yasağına aykırı bir düzenleme olduğunu belirterek, ilgili maddenin iptal edilmesi gerektiğini belirtti.

Dosyayı inceleyen Danıştay 10. Dairesi de açık ceza infaz kurumuna ayrılma yönetmeliğindeki “adi suçlardan hükümlü olup yabancı uyrukluların...” ibaresini oy çokluğuyla iptal etti.

Danıştay'ın verdiği kararda özetle şu ifadelere yer verildi;
''Ceza ve güvenlik tedbirlerinin infazına ilişkin kuralların hükümlülerin ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, doğum, felsefi inanç, milli veya sosyal köken ve siyasi veya diğer fikir yahut düşünceleri ile ekonomik güçleri ve diğer toplumsal konumları yönünden ayırım yapılmaksızın ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınmaksızın uygulanmasını temel ilke olarak kabul eden kanun hükmüne ve Anayasa ile güvence altına alınan Kanun önünde eşitlik ilkesine aykırılık oluşturduğu sonucuna varılmıştır.” denildi.

Tutuklular ve hükümözlüler haklarında kesinleşmiş hapis cezaları bulunmadığı için açık ceza infaz kurumuna ayrılamazlar. Aynı anda tutukluluğu ve kesinleşmiş hapis cezası olan kişilerde tutukluluk sona erene kadar kapalı ceza infaz kurumlarında kalırlar. Bu durum haberlerde yanlış anlatılmaktadır.

cezaevi açık cezaevi açık cezaevine ayrılma