Cumhurbaşkanı Yardımcısı Oktay, canlı yayında soruları yanıtladı:

ABONE OL

- "Farklı şekilde ses çıkaran herkese karşı, anında linç kampanyası başlatan ve yok etmeye çalışan, kendisi gibi düşünmeyen ve hareket etmeyen hiç kimseye hayat hakkı tanımayan bir yapı var. Dolayısıyla bu yapı şimdi Sayın Sinan Oğan'a saldırıyor, tersi olsaydı göklere çıkaracaklardı" - "Biz Cumhur İttifakı'nı oluştururken Cumhurbaşkanı Seçimleriyle alakalı muhalefetin yaptığı, Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı şekilde bir pazarlık usulüne hiçbir zaman tevessül etmedik"

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Farklı şekilde ses çıkaran herkese karşı, anında linç kampanyası başlatan ve yok etmeye çalışan, kendisi gibi düşünmeyen ve hareket etmeyen hiç kimseye hayat hakkı tanımayan bir yapı var. Dolayısıyla bu yapı şimdi Sayın Sinan Oğan'a saldırıyor, tersi olsaydı göklere çıkaracaklardı. dedi.

Oktay, Habertürk TV'de katıldığı canlı yayında değerlendirmelerde bulundu, soruları yanıtladı.

AK Parti'den Ankara milletvekili seçilen Oktay, tüm kabine üyelerinin 28 Mayıs'taki Cumhurbaşkanı Seçimi'nin ikinci turuna odaklandığını belirterek, daha sonra mazbatalarını alacaklarını ve Yüksek Seçim Kurulu (YSK) takvimini takip edeceklerini söyledi.

Ankara'nın daha ileriye taşınmasına ve sorunlarına yönelik çalışmaların yanı sıra Türkiye'nin geleceği ile ilgili faaliyetlerle, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye Yüzyılı'na ilerleyeceklerini vurgulayan Oktay, Ankara'da yürüttüğü seçim çalışmalarına ilişkin şunları kaydetti:

Gittiğimiz her yerde kendi evimizde hissettik ve gerçekten çok samimi bir buluşma, kucaklaşma oldu. Yerelden taleplerin yanı sıra baktığımızda, büyükşehirden alınamayan hizmetlerle ilgili çok yoğun talepler vardı ve bu taleplerin karşılanmadığını, dolayısıyla büyükşehirden de bir beklentinin kalmadığını ve 'Hükümet olarak, devlet olarak bunu sizin üstlenmenizi istiyoruz' denildiğini gördük. Biz bunların elimizden geldiği kadarını karşılamaya çalıştık ama aslında bu vesileyle de belki yerel yönetimlere de, milletin verdiği yetkiye hakkıyla cevap vermeleri gerektiği anlamında bir kez daha görevlerini hatırlatmakta fayda var. İl il dolaşmaktan ziyade Cumhurbaşkanı Yardımcılığı sevdasına kapılmaktan ziyade milletin kendilerine verdiği yetkinin sonucunda beklediği hizmeti, onun karşılığını vermelerinin daha doğru olacağı ile alakalı.

- Çok güçlü bir mesaj olmuştur

Oktay, her bir seçmeni sandığa götürmeyi hedeflediklerine, rehavete kapılmanın her zaman mümkün olduğuna dikkat çekerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

Özellikle son günlerde yayınlanan anketlere baktığınızda çok farklı sonuçları veriyor. Bu algıya kendileri düştü muhalefet önceden, 'Çok yüksek oy oranlarıyla şöyle kazanıyoruz, böyle kazanıyoruz' diye gerçek olmayan oranlara kendileri de inanmaya başladılar. Şimdi bakıyorsunuz, aynı sonuçları bizlerle ilgili yayınlamaya başladılar. Biz özellikle hem kendi teşkilatlarımıza hem kendi tabanımıza şunu ısrarla hatırlatmak istiyoruz, bu tür anketleri unutun. Her bir seçmenin sandığa gitmesi ve 'Ben gitmezsem, oyumu kullanmazsam sonuç alamayız.' diye düşünmesi gerekiyor.

Seçimlere yurt dışındaki vatandaşların katılımını değerlendiren Oktay, Yurt dışındaki vatandaşlarımız üzerine düşen vatandaşlık görevini yerine getirdi, sandığa gitti. Türkiye'nin yönetiminde 'Ben de söz sahibiyim.' dedi ve gereğini yaptı. 'Rehavet olabilir' olayına da çok net cevap vermiş oldu. Sıra bizde. diye konuştu.

İlk turda seçime katılım oranının yüksek olmasından dolayı büyük mutluluk duyduklarını vurgulayan Oktay, bunun, Türkiye'de demokrasinin eriştiği olgunluğu yansıttığını söyledi.

Oktay, Türk vatandaşlarının yurt dışına verdiği çok güçlü bir mesaj olmuştur. Türkiye'yle ilgili ileri geri konuşanlar, tabiri caizse dışarıdan gazel okuyanlar, manşet atanlara tersinden manşet arttırmıştır bizim seçmenimiz. 'Diktatör, diktatör deyip duruyordunuz, ne diktatörü kardeşim? Cumhurbaşkanımız 270 bin oyla ikinci tura kaldı zerre şikayet etmeden, hiç kimseyi suçlamadan.' şeklinde. ifadelerini kullandı.

- Bunun sandıklara da yansıyacağını düşünüyoruz

Sinan Oğan'ın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı desteklemesinin seçim sonuçlarına katkısının ne olacağına yönelik soru üzerine Oktay, şu yanıtı verdi:

Bu tercihin bize katkısının olumlu olacağını, biz haklı ve doğal olarak bekliyoruz. Sayın Sinan Oğan'ın kendi açıklamaları da vardır bu konuda, Cumhurbaşkanı'mızın açıklamaları da olmuştur. Biz Cumhur İttifakı'nı oluştururken Cumhurbaşkanı seçimleriyle alakalı muhalefetin yaptığı, Sayın Kılıçdaroğlu'nun yaptığı şekilde bir pazarlık usulüne hiçbir zaman tevessül etmedik. Yani 'Biz sana şunu veririz, şunu verirsen şöyle olur. Bunu verirsen böyle olur.' anlamında bir pazarlık hiçbir zaman olmadı. İlkeler bazında görüştük, ilkeler bazında çalıştık. Dolayısıyla şu anda yaptığımız çalışma da görüşmelerde de ilkeler bazında bir birliktelik sağlamıştır ve bu da kamuoyuna açıklanmıştır. Bunun sandıklara da yansıyacağını düşünüyoruz. Sayın Oğan'ın tabanı da dahil herkese kendimizi anlatmaya devam edeceğiz son ana kadar.

- Tersi olsaydı göklere çıkaracaklardı

Oktay, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a desteğini açıklamasının ardından Oğan'a, Millet İttifakı çevresinden gelen tepkileri şöyle değerlendirdi:

Anormal bir mahalle baskısı var orada. Farklı şekilde ses çıkaran herkese karşı, anında linç kampanyası başlatan ve yok etmeye çalışan, kendisi gibi düşünmeyen ve hareket etmeyen hiç kimseye hayat hakkı tanımayan bir yapı var. Dolayısıyla bu yapı şimdi Sayın Sinan Oğan'a saldırıyor, tersi olsaydı göklere çıkaracaklardı.

Bunu Sayın Akşener'de yaşamadık mı biz? Masadan kalktığı gün 24 saat içerisinde benim burada dahi ifade edemeyeceğim kelimelerle, cümlelerle, akla hayale gelmedik hakaretler, masaya oturunca da bu defa da övgülerle bahsettiler. Şu anda bu Sinan Oğan'a yapılmaya çalışılıyor. Sayın Oğan bunun farkında.

- Aynaya bakarak konuşuyorlar

Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Oğan arasında pazarlık yapıldığına ilişkin iddialara ise şu şekilde karşılık verdi:

Kendileri başka tür bir şey bilmedikleri için aynaya bakarak konuşuyorlar. Yani etrafına gelen herkese cumhurbaşkanı yardımcılığı, bakanlık veya ne istiyorlarsa onu vaat ettikleri için bizi de öyle zannediyorlar. Biz öyle değiliz, biz ülkeler bazında hareket ederiz ve biz onların imza attığı protokol türü şeylere de onlar gibi imza atmayız. Yani en son imzaladıkları 7 maddelik protokole bile bakın, gerçekten yüz kızartıcı değil mi? Ben o ittifakın üyesi olsam şahsen utanırım öyle bir ittifaktan ve imzalayan cumhurbaşkanı adayından ve öyle bir ittifakın üyesi olmaktan.

Oraya oy veren birisi olsam, bunun hesabını sorarım. Birisi gelip de bana diyecek ki 'Ülkenin milli üniter yapısını koruyacağınıza dair size ben güvenmiyorum, korumazsınız. Şunu buraya yazalım neme lazım.' Siz de onun altına imza atacaksınız ve siz cumhurbaşkanı olacaksınız ve size diyecek 'Sizin terörle mücadele edeceğinize güvenmiyorum. FETÖ'süyle, PKK'sı ile kol kola girdiniz, iç içesiniz ve ülkenin sınırlarını koruyacağınıza da inanmıyorum. Siz bana ne söylerseniz söyleyin, sözünüze de inanmıyorum, şunu buraya yazalım her ihtimale karşı' deyip terörle mücadele edeceğine dair. Bu ittifakın 7 maddesine baktığınız zaman bunları söylüyor. Siz düşünebiliyor musunuz böyle birisine ülkenin geleceğini teslim etmeyi? Milletimiz de zaten teslim etmeyeceğini 14 Mayıs'ta birinci turda ifade etti, ikinci turda inşallah bunu tamamlayacak.

- Başka bir şansının olabileceğine inanmıyorum

HDP'nin, cumhurbaşkanı adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu destelemekten başka bir seçeneği olmadığını ifade eden Oktay, Bizim de böyle bir beklentimiz yoktu. Zaten aday çıkarmayan bir HDP var, PKK ile kol kola olan, PKK'nın neredeyse söylemleriyle örtüşen boyuta kadar giden bir Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu var. Dolayısıyla öyle bir ortamda HDP'nin, Kılıçdaroğlu'nu desteklemekten başka bir şansının olabileceğine inanmıyorum. Zaten bugün, Zafer Partisi ile yaptığı protokolle, baktığınızda dün de benzer görüşmeleri ve benzer anlaşmaları, kapalı kapılar ardında HDP ile yaptığını anlıyoruz. Zaten en üst düzeyden terörist elebaşlarının 'Ya kardeşim kapalı kapılar ardında konuştuğumuz şeyleri ve bize verdiğin taahhütleri niye kamuoyuna çıkıp da açıklamıyorsun' diye çok açık ve net şekilde ifade ettiğini hepimiz biliyoruz. HDP'nin taahhütlerinin ne olduğunu kendi siyaset belgesinden de biliyoruz. dedi.

- Cumhur İttifakı'na yaraması mümkün mü?

Kılıçdaroğlu'nun, Kandil'den Millet İttifakı'nı desteklemeye yönelik bir açıklama kimin işine yarar? Millet İttifakı'nın işine mi yarar, Cumhur İttifakı'nın işine mi yarar? Akıl var mantık var. Terör örgütü kalkıp seni destekliyorum diyorsa aslında karşı tarafı destekliyor demektir. ifadelerine ilişkin Oktay, Cumhur İttifakı'na yaraması mümkün mü? HDP oyları ve PKK'nın davet ettiği oylar Cumhur İttifakı'na mı geliyor? Recep Tayyip Erdoğan'a mı geliyor? Değil. Kılıçdaroğlu'na geliyor. Eğer böyle bir ilişkiyi reddediyorsa çıkar 'Hayır kardeşim, ben istemiyorum. Oylarınıza da talip değilim.' diyebilir. diye konuştu.

Oktay, 28 Mayıs'taki seçimlerin demokrasi şöleni havasında geçmesini dileyerek, Millet nihai kararını versin, Türkiye'nin önü açılsın, Türkiye Yüzyılı'nın inşasına başlayalım.dedi.