CHP Sözcüsü Öztrak, basın toplantısında konuştu
- "1999'da Büyük Marmara Depremi'ni yaşadık. O günden bu yana da İstanbul depremini konuşuyoruz. Ama yaşadığımız son felaket, 20 yıldır ülkeyi yönetenlerin şehirlerimizi depreme hazırlamadığını gösterdi" - "An itibarıyla 130 belediyemiz tarafından arama kurtarma aracı, iş makinesi, itfaiye, ambulans gibi toplam 3 bin 400 araç ve 7 bin 876 personel deprem bölgesine gönderildi" - "Şu saat olmuş, bölgede iletişim hala en büyük sorun. Onun maçına, bunun etkinliğine mobil baz istasyonları gönderen GSM operatörleri deprem bölgesine mobil baz istasyonları kuramadı"
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak, 1999’da Büyük Marmara Depremi'ni yaşadık. O günden bu yana da İstanbul depremini konuşuyoruz. Ama yaşadığımız son felaket, 20 yıldır ülkeyi yönetenlerin şehirlerimizi depreme hazırlamadığını gösterdi. dedi.
Öztrak, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, Kahramanmaraş Pazarcık merkezli depremin üzerinden 107 saat, Kahramanmaraş Elbistan merkezli depremin üzerinden ise 100 saat geçtiğini belirtti.
Geçen her dakika, her saniye düşmanımız oldu. Ömrümüzden ömür aldı. diyen Öztrak, acının, kederin, sıkıntı ve öfkenin yüreklere yumruk gibi oturduğu günlerden geçildiğini ifade etti.
Öztrak, şöyle devam etti:
Afet bölgesinden uzaktaki vatandaşlarımız, nefes aldığına, yemek yediğine, sıcak odalarında oturduğuna, yatağında uyuduğuna utanır hale geldi. Her bir yurttaşımızın kalbi Adana, Osmaniye, Hatay, Kilis, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman, Diyarbakır ve Şanlıurfa'daki yurttaşlarımız için atıyor. Milletimizin zor zamanlardaki dayanışma gücünü bu deprem felaketinde bir kez daha gördük. İnsanlarımız ellerindeki her imkanı seferber etti. Her birine şükran borçluyuz.
Öztrak, depremin ilk anından itibaren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere parti örgütü olarak afet bölgesinde olduklarını, kurtarma ve yardım çalışmalarına destek verdiklerini belirterek, şunları söyledi:
An itibarıyla 130 belediyemiz tarafından arama kurtarma aracı, iş makinesi, itfaiye, ambulans gibi toplam 3 bin 400 araç ve 7 bin 876 personel deprem bölgesine gönderildi. Gıda, hijyen, kıyafet gibi insani yardım malzemelerini taşıyan toplam 1187 tır ve kamyon, 3 uçak ve 1 gemi bölgeye gönderildi. Mobil mutfak tırları, ekmek üretimi için mobil fırınlar, jeneratörler, 724 bin battaniye, 35 binden fazla ısıtıcı ve soba. Belediyelerimiz, tüm gücüyle deprem bölgesindeki vatandaşlarımızın yanında.
Parti örgütünün de 137 tır insani yardımı, 42 kamyonu ve 10 minibüsü depremden etkilenen bölgelere intikal ettirdiğini bildiren Öztrak, deprem bölgesindeki dramın çok ağır olduğunu ifade etti.
- Kılıçdaroğlu, Malatya, Şanlıurfa ve Diyarbakır'a gidecek
Öztrak, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun Adana, Hatay, Osmaniye, Nurdağı, İslahiye, Kahramanmaraş, Pazarcık, Gölbaşı ve Adıyaman afet bölgelerine gittiğini, hafta sonu da Malatya, Şanlıurfa ve Diyarbakır'da incelemelerde bulunacağını bildirdi.
Deprem felaketinden sonra sahaya gönderdikleri koordinatör Genel Başkan Yardımcılarından gelen bilgiler ve Afet Koordinasyon Merkezine gelen taleplerin planlama, organizasyon ve koordinasyon konusunda ciddi sıkıntılar olduğunu gösterdiğini savunan Öztrak, şöyle konuştu:
Depremzedelere yardım için gelen ekipler havaalanlarında kaldı. Bazı yerlerde iş makinesi vardı, operatör yoktu. Bazı yerlerde de operatör vardı iş makinesi yoktu. Bazı yerlerde de iş makinesi de operatör de vardı ama kurtarma ekibi yoktu. İş makineleri, operatörler ve kurtarma ekipleri buluşturulamadı. İnsanlar ise enkaz altında bağırıyor, yakınları çaresizce çırpınıyordu. Genel Merkezimizde kurulan CHP Afet Koordinasyon Merkezine gelen 27 bin çağrı ve mesajın yarısı, göçük ve enkaz başından gelen yardım çağrılarıydı. Bu çağrılar anlık alındı ve AFAD'a iletildi. Kalan çağrılar ise iaşe ve barınma talepleriydi.
Şu saat olmuş, bölgede iletişim hala en büyük sorun. Onun maçına, bunun etkinliğine mobil baz istasyonları gönderen GSM operatörleri deprem bölgesine mobil baz istasyonları kuramadı. Şu çağda, şu günde yapılacak iş mi bu? Bu şirketler, enkaz altındaki milletten faturalarını çatır çatır peşinen tahsil etmeyi biliyor.
Türkiye'nin deprem bölgesinde olmasına rağmen yaşanılan son büyük deprem felaketinin şehirleşme, konut kalitesi ve afet yönetimi konusunda alınan tedbirlerin yetersiz olduğunu gösterdiğini öne süren Öztrak, bugün yaşanılan deprem felaketinin bir sürpriz olmadığını ifade etti.
Uzmanların Kahramanmaraş merkezli bu deprem için yıllardır uyarılarda bulunduğunu belirten Öztrak, AFAD'a ait Kahramanmaraş İl Afet Risk Azaltma Planı'na dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
Planda, 'Gölbaşı-Türkoğlu segmenti, yani kırılan fay hattı 500 yılı aşkın süredir, büyük bir deprem üretmeyen sismik boşluk konumundadır. Bu deprem tehlikesini artırmaktadır' deniliyor. 'Tehlikeli zonlardaki yapıların tahliyesi zorunludur. Betonarme ve statik hesapları doğru olan depreme dayanıklı binalar yapılmalıdır.' Bu da devletin raporu. Bu gerçekler devlet tarafından 2001’den bu yana biliniyor. Biz de 2003’ten bu yana ülkeyi yönetenlere soruyoruz, bu rapor elinizdeyken, siz ne yaptınız? Neden Kahramanmaraş'ı ve tüm bölgeyi bu depreme hazırlamadınız?
- Türkiye’nin her yeri deprem bölgesi
Avrupa ve Türkiye deprem haritasını gösteren Öztrak, Türkiye’nin her yerinin deprem bölgesi olduğunu tekrarladı. Öztrak, şöyle devam etti:
Kendinden önceki 57 Cumhuriyet Hükümeti'nin 79 yılda harcadığı paranın 4 katını 20 yılda harcayan, depreme hazırlık için milletten 36,5 milyar dolar vergi toplayan, ekonomik büyüme modelinin merkezine inşaatı koymuş saray yönetimi, şehirlerimizi bu gerçeğe göre hazırlamalıydı. Onun yerine kaynaklar, dolarla, avroyla garantililere, ışıltılı AVM'lere ve ranta gitti. Bugün yaşadığımız felakete sebep olan zihniyet işte bu zihniyettir. 1999'da Büyük Marmara Depremi'ni yaşadık. O günden bu yana da İstanbul depremini konuşuyoruz. Ama yaşadığımız son felaket, 20 yıldır ülkeyi yönetenlerin şehirlerimizi depreme hazırlamadığını gösterdi. Böyle bir felakette, izlenecek bir afet protokolleri bile yokmuş. Bunu gördük. İlk gün büyük bir kararsızlık ve şaşkınlık yaşandı. Afetle mücadele için kurulmuş AFAD paralize oldu. Şimdi öğreniyoruz ki Tanzanya'ya elçi yapılmış önceki başkanı tekrar göreve çağırıyorlar. Liyakatsizlik tüm Türkiye'yi esir aldığı gibi AFAD'ı da esir almış. Elbette bugün sahada cansiparane çalışan AFAD personelini tenzih ediyoruz.
Öztrak, plansızlık ve organizasyonsuzluk nedeniyle çok önemli bir zamanın kaybedildiğini, kaybedilen zamanla beraber insani kayıpların da arttığını savundu.
Hızlı ve etkin karar alacağız diyerek pazarlanan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi de depremde enkaz altında kaldı diyen Öztrak, Hızlı karar alacağız diyenler depremin hemen sabahında değil, depremden ancak 36 saat sonra, 10 ilimizi Afet Bölgesi ilan edebildi. ifadelerini kullandı.
İhtiyacın yok ama yapacaksan da bunu bir ayla sınırla, daha fazlasını yapma demelerine rağmen 3 ay süreyle OHAL ilan edildiğini belirten Öztrak, iktidarın düşündüğü seçim tarihinden bir hafta öncesine kadar sürecek bir yetkide ısrar ettiğini ileri sürdü. Öztrak, Milletimiz bu kadar acı çekerken, bu kabul edilemez. İşte esas siyasi fırsatçılık, budur. dedi.
Öztrak, bugüne kadar hiçbir hükümetin, doğal afet nedeniyle OHAL ilan etmediğini, 1999'daki büyük Marmara Depremi'nde bile OHAL ilanı yapılmadığını dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:
Mevcut sistemde zaten her şey bir kişinin iki dudağına bakmıyor mu? Bakıyor. Bir de bunun üstüne OHAL yetkileri neden isteniyor? Tam da seçimler yaklaşırken, kendisinin de dün ağzından kaçırdığı gibi, depremi siyasi istismara dönüştürmeyi önlemek gerekçesiyle muhalefeti susturmaya, afet yönetimindeki aksaklıklara yönelik eleştirilerin önünü kesmeye çalışıyor. Hala anlayamadı, biz ne tehdide ne sansüre ne de yasaklara pabuç bırakırız.
- Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu
Yağma haberlerine de değinen ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarını hatırlatan Öztrak, şunları kaydetti:
Dün de Erdoğan'ın yağma açıklamasından hemen sonra çıktı 'Yağma ihbarlarının yüzde 99,9'u asılsız. Bir güvensizlik algısı oluşturup, milletin değerleri ile oynamak yanlıştır' dedi. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Erdoğan 'Yağma var. Bunun için OHAL çıkarıyorum' diyor. Atadığı Bakan, 'Böyle bir şey yok. Yönetilmezlik duygusu oluşturmak için, bu haberler çıkarılıyor' diyor. Vatandaşımıza yanlışı kim yapıyor? Haberi çıkaran kim? Bu kafalar ülkeyi böyle yönetemezken vatandaşlarımızda yönetilmezlik duygusu oluşturmak için özel bir çabaya hiç ihtiyaç yok. Yetkiniz çok ama yönetme yeteneğiniz hiç yok. Bu deprem felaketinde bunu bir kez daha gördük. 20 yılda hem bataklık büyüdü. Hem de sorunlar katlandı. Ar damarı kalmayanlar bugün çıkmış, 'Millete 10 bin lira verdik. Evleri de 1 yılda biz yaparız' diyorlar. Siz bu kafayla hiçbir şey yapamazsınız. 20 yıldır yan gelip yatmışsınız. Şimdi mi yapacaksınız? Siz ancak boş boş konuşursunuz? Milletimizi içine düşürdüğünüz enkazdan, biz çekip çıkaracağız. Milletimizle, gençlerimizle el ele verip, yaraları biz saracağız.