CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Tokat'ta üreticilerle buluştu

ABONE OL

- "Bu milletin ferasetine, bu milletin hoşgörüsüne güveniyorum. Bir şekliyle yaşanan dramları bahara dönüştürmek mümkündür" - "Sandık geldiği zaman hep beraber sandığa gideceğiz. Yani, 'Kızdım, şöyleydi, böyleydi.' değil, hep beraber sandığa gideceğiz, hep beraber oyumuzu kullanacağız"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Bu milletin ferasetine, bu milletin hoşgörüsüne güveniyorum. Bir şekliyle yaşanan dramları bahara dönüştürmek mümkündür. dedi.

Kılıçdaroğlu, çeşitli temaslarda bulunmak için geldiği Tokat'ta özelleştirildikten sonra yıkılan sigara fabrikasının arazisinde şeker pancarı, tütün ve mısır üreticileriyle bir araya geldi.

Üreticilerin sorunlarını dinleyen Kılıçdaroğlu, bin kişinin evine ekmek götürdüğü Tokat Sigara Fabrikası'nın özelleştirildiğini söyledi.

Özelleştirilirken kendisinin milletvekili olduğunu, hangi amaca hizmet edilerek özelleştirme yapıldığını anlatmaya çalıştığını belirten Kılıçdaroğlu, Özelleştirdiler, 'Tekrar fabrika olarak kurulacak.' dediler. Şimdi burada bir enkaz var. Çalışan işçilerin tümü mağdur edildi. Cumhuriyet'i kuranlar, 'Her fabrika bir kale' demişlerdi. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nde her fabrika bir kaleydi. Çünkü her fabrikada üretim vardı, her fabrikada insan çalışıyordu, her fabrikada çalışan insanlar Türkiye'nin gelişmesine ve büyümesine katkıda bulunuyorlardı. diye konuştu.

Sadece Tokat'ın fabrika kaybetmediğini, geçmiş hükümetlerin kurdukları bütün fabrikaların satıldığını ifade eden Kılıçdaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

Erzurum'dan Kars'ına kadar bütün yerlerdeki fabrikalar satıldı. Satılan fabrikalardan sonra binlerce insan mağdur edildi. AK Parti hükümetinin kurduğu bir tek fabrika var mı? 20 yılda AK Parti hükümetinin kurduğu bir şeker fabrikası, çimento fabrikası, süt işleme fabrikası, neyse, bir tane fabrika var mı? Büyüğünden küçüğüne bir tane var mı? Var olanların tamamı satıldı ve oradaki işçilerin tamamı mağdur edildi.

Çiftçinin de toprağa küstürüldüğünü ileri süren Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

Çiftçi ekmesine ekiyor, bereketli topraklar var. Alın terinin karşılığını ver. Taban fiyat açıklıyorlar. Hangi taban fiyatı? Taban fiyatı açıklıyor ama gidip almıyor. Almazsanız kim alacak? Tüccara düşüyor, o da diyor ki, 'Ben bu fiyattan almam, daha düşük fiyattan alırım.' Çiftçinin elinde mısır açıkta bekliyor. Ne yapacak? Borcu var, harcı var, ailesi var, ailesini geçindirecek. 'Lanet olsun.' diyor, götürüp düşük fiyattan satıyor. Yani açıklanan taban fiyatının hiçbir anlamı yok. Tam bir kandırmaca.

- Bu fabrikanın hakkını sormak bana değil, Tokatlılara düşüyor

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hiç kimsenin umutsuzluğa kapılmaması gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

Bu fabrikanın hakkını sormak bana değil, Tokatlılara düşüyor. Bütün Tokatlılar desinler, 'Benim bu fabrikam ne oldu? Bu fabrikada çalışan binlerce işçi vardı, onların evlatları vardı, onları okuttular, düğünlerini yaptılar, helal para kazandılar. 'Ne oldu bu fabrika?' diye sorsunlar. Bir fabrika enkaza dönüşüyorsa Türkiye iyi yönetilmiyor demektir. İşin gerçeği budur. Bütün bunlara rağmen ben umutsuz değilim. Bu milletin ferasetine, bu milletin hoşgörüsüne güveniyorum. Bir şekliyle yaşanan dramları bahara dönüştürmek mümkündür. Nasıl yapacağız? Allah nasip edecek, seçim gelecek, sandık gelecek, mısır üreticileri, tütün üreticileri, daha doğrusu bütün üreticiler, kim çalışıyorsa ve alın teri döküyorsa, alın terinin karşılığını alamıyorsa, demokratik yollardan bir ders vermesi lazım. Bu dersi verecek olan Tokatlılardır, Karslılardır, Erzurumlulardır. Bu dersi verecek olan fabrikası kapatılan illerdir, Bitlislilerdir, Bitlis'te de sigara fabrikası kapatıldı. Dolayısıyla demokratik yollarla bu milletin onlardan hesap sorması lazım.

Fındık için de taban fiyat açıklaması yapıldığını aktaran Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

O da hikaye. Orada da fiyatı Ferrero belirliyor. Bir İtalyan firması taban fiyatı belirliyor. Düşük fiyat veriyor, 'Gel, malını alacağım, yoksa almıyorum.' diyor. Yoksa alıcısı yok. Böyle bir tablo ile karşı karşıyayız. Bunu düzelteceğiz. Her şeyi düzelteceğiz, iyileştireceğiz. Bakın yine sandık gelecek, göreceksiniz. Sandık geldiği zaman hep beraber sandığa gideceğiz. Yani, 'Kızdım, şöyleydi, böyleydi.' değil, hep beraber sandığa gideceğiz, hep beraber oyumuzu kullanacağız. Türkiye'yi içinde bulunduğu çıkmazdan çekip çıkaracağız. Türkiye'yi yetkin insanlara teslim edeceğiz, üretimi destekleyen insanlara teslim edeceğiz. Alın teri döken insanların hakkını teslim eden insanlara Türkiye'yi teslim edeceğiz. O zaman Türkiye'nin büyüdüğünü göreceksiniz, geliştiğini göreceksiniz, işsizliğin nasıl yok edildiğini göreceksiniz, her evde huzurun olduğunu göreceksiniz. Belli bir zaman diliminde Türkiye'nin bölgesinde en büyük güç ve en gelişmiş ülke olduğunu da göreceksiniz.