Cezaevinde günlüğüne 'Avarel' yazan mahkum ceza aldı, AYM tazminat ödenmesine karar verdi
Anayasa Mahkemesinin ceza infaz kurumlarını ilgilendiren kararları ulusal medya da haber olmaya devam ediyor. Cezaevinde bulunan tutuklunun odasında yapılan aramada ele geçen el yazısı dokümanda yer alan ifadeler nedeniyle disiplin cezasıyla cezalandırılmasının ifade özgürlüğünü ihlal ettiği iddiasına ilişkin AYM kararı haberimizde.
Anayasa Mahkemesinin ceza infaz kurumlarında bulunan mahkumlar hakkında verdiği kararlar ulusal basında ses getirmeye devam ediyor. AYM'nin verdiği son karar ise kapalı ceza infaz kurumunda bulunan mahkumun defterinde yer alan içeriklerden dolayı aldığı disiplin cezası ile alakalı oldu. AYM mahkum lehine tazminat ödenmesine hükmetti.
AYM'ye bireysel başvuruyu yapan şahıs, başvuru tarihinde anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme suçundan tutuklu olarak Sincan 1 No.lu F Tipi Yüksek Güvenlikli Ceza İnfaz Kurumunda (Ceza İnfaz Kurumu) bulunduğu belirtildi.
ODASINDA ARAMA YAPILDI
20 Nisan 2018 tarihinde tutuklu şahısın kalmakta olduğu odada Ceza İnfaz Kurumu görevlileri tarafından bir arama yapıldığı, arama sırasında bir tutukluya ait olan ve günlük olduğu belirtilen el yazısı bir doküman ele geçirildiği öğrenildi.
Ayrıca alınan bilgilere göre el yazısı doküman Ceza İnfaz Kurumu görevlileri tarafından detaylı olarak incelendiği ve inceleme sonucunda doküman içeriğinde yer alan bazı sözlerin (Avarel kelimesi) hakaret ve iftira niteliğinde olduğunun belirtildiği 26 Nisan 2018 tarihli bir tutanak tutulduğu ayrıntılarıyla yer aldı.
DİSİPLİN SORUŞTURMASI AÇILDI
Cezaevi yönetimi tarafından tutulan tutanak sonrasında tutuklu hakkında disiplin soruşturması başlatıldığı, Ceza İnfaz Kurumu Disiplin Kurulu Başkanlığı (Disiplin Kurulu) disiplin soruşturması sonucunda 13 Aralık 2004 tarihli ve 5275 sayılı CGTİHK'nin 44. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (j) bendinde düzenlenen "kurum görevlilerine hakaret veya tehditte bulunma" eylemini gerçekleştirdiği gerekçesiyle tutuklu hakkında 7 gün hücreye koyma cezası verildiği öğrenildi.
"AVAREL" KELİMESİ SORUŞTURMA KONUSU OLDU
Disiplin Kurulu öncelikle günlük olduğu belirtilen dokümanda geçen bazı sözlere yer vermiş, daha sonra ise tutuklunun arama yapmaya gelen personele "Avarel" kelimesini kullandığını, söz konusu kelimeyi kullandığını yazılı ve sözlü ifadelerinde de kabul ettiğini belirtmiştir. Bundan başka Disiplin Kurulu, tutuklunun Ceza İnfaz Kurumu personelini "Avarel" adındaki çizgi film karakteri ile özdeşleştirdiğini, "Avarel"in Daltonlar adı verilen ve bir hırsızlık çetesi olan grubun en aptal üyesi olarak bilindiğini belirtmiştir.
Bundan başka Disiplin Kurulu, tutuklunun Ceza İnfaz Kurumu personelini "Avarel" olarak nitelendirerek aptal imasında bulunduğunu ve böylelikle Kurum personeline hakaret ettiğini, bunun yanında yargılandığı davadaki savcı ve hâkimlere yönelik olarak beddua ettiğini belirtmiş; tutuklu anılan disiplin eylemini işlediğini kabul ettiği belirtildi.
Tutuklu, Disiplin Kurulunun kararına karşı Ankara Batı İnfaz Hâkimliğine (İnfaz Hâkimliği) şikâyette bulunmuştur. İnfaz Hâkimliği, tutuklunun itirazına 19 Temmuz 2018 tarihinde reddet kararı verdiği, İnfaz Hâkimliği tutuklu hakkında yapılan uygulamanın mevzuata uygun olduğu ve somut olayda herhangi bir hukuka aykırılığın olmadığı gerekçesine dayandığı aktarıldı.
Tutuklu, İnfaz Hâkimliği kararına itiraz etmiştir. Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesi, İnfaz Hâkimliği kararının usul ve yasaya uygun olduğundan itiraz reddetti.
AYM'NİN DEĞERLENDİRMESİ
Anayasa Mahkemesi, olayların tutuklu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder. Somut olayda tutuklu şahıs, sadece kendisinin bildiği sözler nedeniyle disiplin cezasıyla cezalandırıldığını ileri sürmüştür. Bu nedenle öncelikle tutuklunun disiplin cezasına yönelik şikâyetlerinin düşünce ve kanaat özgürlüğü ile ifade özgürlüğünden hangisinin kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirildi.
Düşünce özgürlüğü, tamamıyla kişinin içsel dünyasında yer alan dış dünyaya yansımayan düşünceleri korumaktadır. Bu nedenle söz konusu özgürlüğün kısıtlanması mümkün değildir. Nitekim Anayasa'nın 25. maddesinde düzenlenen bu özgürlüğe ilişkin olarak Anayasa'da bir sınırlama sebebi öngörülmemiştir. Kişilerin iç dünyasında yer alan düşüncelerin dış dünyaya yansıması durumunda ise bir düşünce, düşünce ve kanaat hürriyeti kapsamından çıkacak; artık Anayasa'nın 26. maddesinde düzenlenen düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti kapsamına, bir diğer deyişle ifade özgürlüğü kapsamına girdi.
Somut olayda tutuklu, iç dünyasında sahip olduğu düşüncelerini yazı ile açıklamış; söz konusu dokümanı düşünceyi açıklama özgürlüğünün bir aracı olarak kullanmıştır. Anayasa'nın 26. maddesinde düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğünün kullanımında başvurulabilecek araçlar "söz, yazı, resim veya başka yollar" olarak belirtilmiş ve "başka yollar" ifadesiyle her türlü ifade aracının anayasal koruma altında olduğu gösterilmiştir. Bu nedenle mevcut koşullar altında tutuklunun ifade özgürlüğü kapsamında incelenmesi gerektiği sonucuna varıldı.
Tutuklu şahıs, bireysel başvuru formunda günlüğüne el konulmasını da şikâyet etmiştir. Ancak tutuklu, derece mahkemelerine sadece disiplin cezasına yönelik başvuruda bulunmuştur. Tutuklunun iddia ettiği günlüğe el konulmasına yönelik olarak herhangi bir yargısal sürece başvurduğu ya da Ceza İnfaz Kurumu idaresinin bu hususta bir karar aldığı hususunda bir açıklama yapmadığı görülmüştür. Bu nedenle tutuklunun asıl olarak disiplin cezasını başvuru konusu ettiği değerlendirilmiş ve elkoyma işlemine yönelik şikâyetinin ayrıca incelenmesine gerek görülmedi.
SOMUT OLAYIN DEĞERLENDİRMESİ
Somut olayda Disiplin Kurulu, tutuklunun kendisine ait günlüğünde Ceza İnfaz Kurumu personelini kastederek "Avarel" kelimesini kullanmasını, yargılandığı davadaki savcı ve hâkimlere yönelik beddua etmesini kurum görevlilerine hakaret etme olarak değerlendirmiş ve tutuklunun disiplin cezası ile cezalandırılmasına karar vermiştir.
Günlük; kişinin yaşadıklarını, duygu ve izlenimlerini tarih belirterek günü gününe anlatmasıyla oluşan yazı türüdür. Bu tür yazılar yazarın yaşamından izler taşır. Günlükler genel olarak yayımlanma amacı taşımayan ve kimseyle paylaşılmak istenmeyen, kişinin kendisine yazdığı metinlerdir. Somut olayda arama sonucunda ele geçirilen dokümanın günlük olduğu tutuklu tarafından ifade edilmiştir. Ceza İnfaz Kurumunun dokümanın günlük olmadığı yönünde bir tespiti yoktur. Anayasa Mahkemesi de dokümanın içeriği ve Ceza İnfaz Kurumunca yapılan tespitler itibarıyla söz konusu dokümanın günlük olduğu kanısındadır. Öte yandan söz konusu dokümanın Ceza İnfaz Kurumunda bulunan diğer mahpuslarla paylaşıldığı hususunda ne Ceza İnfaz Kurumunun ne de derece mahkemelerinin bir tespiti vardır.
Ceza infaz kurumunda gerçekleşecek bir hakaret fiilinin ceza infaz kurumunda görev yapan herhangi bir kişiye karşı işlenmesi mümkündür. Söz konusu hakaret oluşturan söz, doğrudan kurum görevlilerine söylenebileceği gibi kurum görevlilerinin arkasından da söylenebilir. Ancak gıyapta işlenecek hakaret fiilinin disiplin cezasına konu edilebilmesi söz konusu hakaret fiilini başkalarının öğrenmesini gerektirir.
Somut olayda tutuklunun yazdığı dokümanda yer alan ve başkalarınca öğrenildiği iddia edilmeyen sözlerin sadece bir yazılı belgede yer almasının kurum düzeni ve güvenliği üzerindeki etkisi yönünden hiçbir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmıştır.
AYM'NİN VERDİĞİ NİHAİ KARAR
Açıklanan gerekçelerle;
- İfade özgürlüğünün ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
- Anayasa’nın 26. maddesinde güvence altına alınan ifade özgürlüğünün İHLAL EDİLDİĞİNE,
- Kararın bir örneğinin ifade özgürlüğünün ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak üzere Ankara Batı İnfaz Hâkimliğine GÖNDERİLMESİNE,
- Başvurucuya net 5.000 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
- 487,60 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
- Ödemelerin kararın tebliğini takiben başvurucunun Hazine ve Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
- Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 26 Temmuz 2022 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.