Büyükada'daki toplantıya ilişkin dava yeniden görülmeye başlandı
- Dönemin Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç hakkında "FETÖ silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan 6 yıl 3 ay, sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran'ı ise "silahlı terör örgütüne yardım etme" suçundan ikişer yıl birer ay hapis cezasının Yargıtay tarafından bozulmasının ardından sanıklar yeniden hakim karşısında çıktı - Mahkeme heyeti, bilirkişi raporu alındıktan sonra dava dosyasının esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine hükmetti
üyükada'da 5 Temmuz 2017’de yapılan toplantıya ilişkin Uluslararası Af Örgütünün Türkiye Onursal Başkanı Taner Kılıç ve eski direktörü İdil Eser'in de aralarında bulunduğu 4 sanığın, Yargıtay'ın bozma ilamı sonrası yeniden yargılanmalarına başlandı.
İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Taner Kılıç ve Günal Kurşun ile sanık avukatları katıldı.
Sanıklar ve avukatlarının Yargıtay'ın bozma ilamına uyulması talebi üzerine heyet bunu oy birliğiyle kabul ederek sanıklara savunmalarını sordu.
Sanık Kılıç, AİHM'nin hakkında hak ihlali kararı verdiğini ve mahkemenin bu kararı dikkate almasını gerektiğini belirtti.
Yaklaşık 15 ay hapis yattığını ve hala hakkındaki delillerin toplanmaya çalışıldığını dile getiren Kılıç, hakkında dosyada bulunan delillerle karar verilmesini talep edip beraat talebinde bulundu.
Sanık Günal Kurşun, dava konusunun Büyükada'da yapılan toplantı olduğunu ancak dava kapsamında bu toplantıya dair hiçbir şeyin konuşulmadığını kaydetti.
Bir dönem para karşılığında Today's Zaman gazetesinde İngilizce yazı yazdığını belirten Kurşun, bunun için FETÖ'cü olmakla suçlandığını iddia etti.
Hukuk bürosu ortağı Orhan Kemal Cengiz'e gönderdiği kira bedelinin de hakkındaki suçlamalara delil yapıldığını öne süren Kurşun, Cengiz’in yargılanıp beraat ettiğini, kendisinin ise ona yardım ettiği için yargılanıp ceza aldığını söyledi.
Kurşun, ByLock kullanıcısı olmadığını, kullanan bir emniyet mensubu ile irtibatına rastlandığını savunarak, bunun suç unsuru olamayacağını iddia ederek, beraatini istedi.
Mahkeme heyeti, sanıkların ByLock kullanıp kullanmadığının tespiti için dosyanın bilirkişiye gönderilmesine, sanık Taner Kılıç hakkındaki yurt dışına çıkış yasağının ise devamına karar verdi.
Dosyanın bilirkişiden döndükten sonra esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için cumhuriyet savcısına gönderilmesine hükmeden heyet duruşmayı erteledi.
Duruşma çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan sanık Taner Kılıç, Yargıtay'ın aslında direkt beraat talep etmesi gerekirdi fakat bu tür davalarda da bu şekilde karar veriliyor. 6 Haziran'da inşallah olumlu bir şekilde sonuçlanacağını umut ediyorum. diye konuştu.
Sanık Günal Kurşun ise mahkemenin kararını sabırla beklemeye devam ettiklerini belirtti.
- Davanın geçmişi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hazırlanan iddianamede, Ali Ghravi, Günal Kurşun, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Direktörü İdil Eser, İlknur Üstün, Muhammet Şeyhmus Özbekli, Nalan Erkem, Nejat Taştan, Özlem Dalkıran, Peter Frank Steudtner, Taner Kılıç ile Veli Acu sanık sıfatıyla yer alıyor.
Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi yöneticilerinden Taner Kılıç hakkında silahlı terör örgütü FETÖ üyesi olmak suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenen iddianamede, diğer sanıkların silahlı terör örgütüne yardım etme suçundan 7,5 yıldan 15'er yıla kadar hapisle cezalandırılması talep edilmişti.
İddianamede, Kılıç'ın Büyükada'daki toplantıyı organize ettiği ancak FETÖ'nün şifreli haberleşme programı ByLock kullandığı gerekçesiyle İzmir'de gözaltına alınınca toplantıya katılamadığı ifade ediliyor.
İddianamede, söz konusu dokümanlardan ülkedeki mevcut siyasi ortamın, terör örgütlerinin başrol oynadığı, sivil toplum örgütleri görünümü altında organize edilen Gezi Parkı olayları benzeri ayaklanma olaylarına ne şekilde evrileceğinin tartışıldığı belirtilerek, Bu amaçla faaliyetlerde bulunan sanıkların yakalanması sırasında, düzenleyicilerin verdiği 'Adalet' ismiyle gerçekleşmekte olan yürüyüşün, Gezi Parkı olayları benzeri şiddet içeren ve toplumda kaos oluşturacak olaylara dönüştürülmesinin amaçlandığı tespit edilmiştir. ifadeleri yer alıyor.
- İlk karar 2020’de çıktı
Davaya bakan İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, 3 Temmuz 2020’deki karar duruşmasında dönemin Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Taner Kılıç'ı, FETÖ kapsamında silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 6 yıl 3 ay, sanıklar Günal Kurşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran'ı ise silahlı terör örgütüne bilerek veya isteyerek yardım etme suçundan ikişer yıl birer ay hapis cezasına çarptırmıştı. Mahkemenin bu kararı oy çokluğuyla alınmıştı.
Heyet, sanıklar Ali Ghravi, Nejat Taştan, Veli Acu, İlknur Üstün, Nalan Erkem, Peter Frank Steudtner ve Muhammed Şeyhmus Özbekli'nin üzerlerine atılı silahlı terör örgütüne bilerek veya isteyerek yardım etme suçunu işledikleri sabit olmadığından ayrı ayrı beraatlerine karar vermişti.
Üye hakim, hapis cezasına çarptırılan 4 sanık hakkında beraatlerine yönelik karar verilmesi görüşünde olduğundan çoğunluğun kararına iştirak etmeyerek, karara muhalefet şerhi koymuştu.
Temyiz başvurularını inceleyen Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Taner Kılıç ile ilgili verilen kararı eksik araştırma, diğer sanıklar Günal Kuşun, İdil Eser ve Özlem Dalkıran hakkındaki mahkumiyet kararını delil yetersizliği gerekçesiyle bozmuştu.